Allah ’ın yarattığı en ustun ve mukemmel varlık nedir? Muminin ozellikleri nelerdir? Gercek mumin nasıl olmalı ve yaşamalıdır? İşte ayet ve hadisler ornek mumin.İnsan, Allah TeÂl ’nın yarattıkları icinde en ustun ve mukemmel olanıdır. İnsan tercih ettikleriyle meleklerden ustun ya da hayvanlardan aşağı olabilen, Muslumanlıkla şeref kazanandır. Nitekim Peygamber Efendimizin:
“Musluman, dilinden ve elinden diğer Muslumanların zarar gormediği kimsedir.”[1] ve:
“Mu ’min, halkın can ve mallarını kendisine karşı emniyette bildikleri kimsedir.”[2] hadîs-i şerîflerinden de anlaşıldığı uzere insan olmak, Muslumanlık ve mu ’minlikle percinlenmiştir.
MUMİN BAL ARISINA BENZER Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurur:
“Mumin, bal arısına benzer. Temiz olanı yer, temiz olan şeyler ortaya koyar, temiz yerlere konar ve konduğu yeri ne kırar ne de bozar.”[3]
Bu hadîs-i şerîften hareketle, diyebiliriz ki, mu ’min helÂl yer. HelÂl ve haramların birbiri icine gectiği gunumuzde, mu ’min firÂsetli olmak zorundadır.
Unutulmamalıdır ki, şuursuzca yenilen her lokma, icilen her yudum, insanı fizyolojik ve mÂnevî mÂnÂda onu ya yeniden inşÃ‚ etmeye vesile olmakta ya da cokuşune sebebiyet vermektedir.
HÂdiseye, sadece karın doyurmak olarak bakmamak lÂzım gelir. Oyle ki lokma var Hakk ’a goturur, lokma var yoldan cıkarır.
Toplumda yaygın kanaatin aksine, “Coğu sarhoşluk veren şeyin, azı da haramdır.”[4] hadîs-i şerîfiyle, “Arada birden bir şey olmaz, ozel gunlerde olabilir, azıcığın bir zararı olmaz!” gibi nefsin aldatmacalarına kapılar kapatılmıştır.
İş, sadece yemek-icmekle de sınırlı değildir. Konu, yenilen ve icilenlerin helÂl yollardan temininden tutun; taşıyanın, pişirenin, sofrayı hazırlayanın hÂline kadar dikkat edilmesi gereken inceliktedir.
MUMİNİN OZELLİKLERİ Arılar temizi yer; temizi, yani balı cıkarır. Mu ’min, temizlerden yiyip, haram ve şuphelilerden kacınarak temiz işler ortaya koyandır. Bu demek oluyor ki, mu ’min Hakk ’ın rızÂsına uygun işler yapmalıdır. Cıkar catışmalarının iyiden iyiye ayyuka cıktığı şu gunlerde, mÂsivÂya gonuller kaptırılmış durumdadır. Maalesef artık icraatların yapılıp yapılmama kararı, zahirî kazanclar uzerine kurulmuştur. Ağızlarda gezen:
“-Elhamdulillah Muslumanım!” kelÂmları havada asılı kalmaktadır.
Oyle ya, bir mu ’min Allah rızÂsının bulunduğu işlerle hemhal olması gerekmez midir? Her sabah kalkınca:
“İlÂhî, ente maksûdî ve rızÂke matlûbî”
(AllÂh ’ım, Sen benim tek gÂyemsin ve Sen ’in rızÂna ulaşmak da benim yegÂne isteğimdir!) derken nasıl olur da her yaptığı işte Hakk ’ın rızÂsının olup olmadığını duşunmez?
Arının temiz yerlere konması gibi, mu ’min sÂlih ve sÂdık kişilerle dost olandır. Onlarla bir arada olandır.
Bunun tam tersi, fÂsıklarla beraberlik zamanla zihnî, kalbî ve amelî beraberliğe goturur ki, bu mu ’min icin, icler acısı bir durumdur. Nitekim:
“Ey îmÂn edenler! Allah ’tan korkun ve sÂdıklarla beraber olun!”[5] Âyet-i kerîmesiyle mu ’minler uyarılmaktadır.
“Kişi sevdiği ile beraberdir.”[6] hadîs-i şerîfinden de anlaşıldığı uzere, bu dostluk ve beraberlik, sadece şu gecici Âlemde değil, ebedî Âlem olan Âhiret hayatında da devam edecektir.
Mu ’min girdiği ortamlarda rol model olabilendir. Arının konduğu yeri kırıp bozmadığı gibi, aksine ihy ve ÂbÂd edendir. Muslumanlığın zarÂfetini, hoşgorusunu, tatlı dilini, firÂsetini uzerinde layıkıyla taşıyandır. Bilir ki, yaptığı yanlışlıkların zararı sadece kendine değil, butun Muslumanlığa olabilecektir.
ORNEK MUSLUMAN Mu ’min, İslÂm ’ın şartlarını yerine getirmekle kendisini ÂbÂd ettiğinin, ancak yaşantısının her alanında ornek Musluman olarak butun insanlığı ihy ettiğinin şuurunda olmalıdır.
Mu ’min, aklını kullanabilen ve duşunen bir fert olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, Âhiret azığını biriktirmek, sadece kılınan namazlarla ve tutulan oruclarla değil, bu farzların yanı sıra insanlığa sunulabilecek hizmet ve katma değerlerle mumkun olabilmektedir.
ARI GİBİ CALIŞKAN Mu ’min, arı misali calışkan olandır. Tembel tembel bir koşeye cekilip ondan-bundan şikÂyet ederek hayat gecirmek, buyuk husrandır. Tatil gunlerini iple ceken gunumuz Muslumanları bilmelidir ki, “ara tatil” kabirde, “esas tatil” Âhiret Âleminde CenÂb-ı Hakk ’ın cemÂliyle buluşulduğunda olacaktır. O gune kadar din hususunda yorulmak, uşenmek, ertelemek, vazgecmek, mu ’minin lugatinde yer almaz!
HulÂsa mu ’min, şu dunya Âleminde arı misÂli olmalıdır. Oyle ya, Âlem-i mahşerde haşr olunduğumuz vakit, bir kucuk arı kadar bile değerimizin olmadığını gorduğumuzde, artık iş işten gecmiş olur ve bu pişmanlıklarımız kimseye bir fayda vermez.
Yuce MevlÂmız, cumlemizi o zor gunde petekleri boş olup kaybedenlerden değil, Âhiret azıklarıyla peteklerini doldurmuş olup kazananlardan eylesin… Âmîn.
Dipnotlar:
[1] BuhÂrî, ÎmÂn 4-5.
[2] Tirmizî, Îman 12, (2629).
[3] Ahmed bin Hanbel, II, 199.
[4] İbn-i MÂce, Eşribe, 10.
[5] et-Tevbe, 119
[6] BuhÂrî, Edeb, 96.
Kaynak: Dr. Ayca Toksoz, Şebnem Dergisi, Sayı: 178
İslam ve İhsan
GERCEK MUMİN NASIL OLMALIDIR? - VİDEO