Bereket ve bereketsizliğin sebepleri nelerdir? Bereket icin neler yapmalı, bereketsizlikten kurtulmak icin nelerden uzak durmalı, nelerden kacınmalıyız? Bereketsizliğin 7 sebebi ve cozumu...Coğu zaman orta yaş ve uzeri insanlarla konuştuğunuzda size “eskiden her şey azdı ama bereket vardı, şimdi her şey cok ama bereket yok” dediklerine şahit olmuşsunuzdur. Gercekten de oyle değil mi? Sizin de hayatınızdan bereketin cekilip gittiği yonunde bir gozleminiz var mı?
Bereketsizlik, dibi delik kova gibidir. Yukarıdan ne kadar su doldurursanız doldurun deliklerden o sular boşalır. Acaba nedir o delikler? İşte bu yazıda “bereketsizlik sebepleri”ni ele almaya calışacağım. Sadece teşhiste bulunmayacağım, aynı zamanda o delikleri nasıl kapatıp suyu nasıl kovada tutabileceğimiz konusunda da bazı acıklamalar yapmaya calışacağım.
Bereketsizlik sebeplerinin en buyuğu Allah ’a isyan etmektir. Allah Resûlu (s.a.v) bir hadisinde “kul, işlediği gunah sebebiyle rızıktan mahrum olur” buyurmuştur. (Ahmed bin Hanbel, Musned, 22386 no ’lu rivayet) Gunah işleyenin rızıktan mahrum olacağının en buyuk orneği Hz. Âdem ve Havva ’nın işledikleri gunah sonrasında cennetten cıkarılmalarıdır. Boylece onlar zahmetsizce elde ettikleri rızıktan mahrum kalmışlardır. Bunun aksine Allah ’a iman edip O ’nun kural ve olculerine saygı duymak yani takva sahibi olmak bereket sebebidir. Nitekim Rabbimiz Kur ’an ’da şoyle buyurur: “O [helak ettiğimiz] şehirlerin halkları iman edip takva sahibi olsalardı onların uzerine gokten ve yerden bereketler[in kapılarını] acardık ancak onlar yalanladılar. Biz de kazandıkları [gunahlar] sebebiyle onları yakaladık.” (A ’raf, 96)
Bereketsizliğin ikinci sebebi yalan, aldatma ve hiledir. Bir kimse yalan soyleyerek, başkalarını aldatarak gorunuşte bir şeyler kazanabilir ancak bu kazanc, tıpkı şişen bir balon gibi bir zaman sonra patlamaya ve yok olmaya mahkûmdur. Allah Resûlu (s.a.v.) bir hadisinde şoyle buyurmuştur: “Alıcı ve satıcı [akit yaparken] birbirine doğru soyler ve [hicbir şeyi gizlemeden acıklamaları gereken şeyleri] beyan ederlerse yaptıkları alışveriş [her ikisi icin de] bereketli olur. Eğer birbirlerinden bir şeyler gizlerler ve birbirlerine yalan soylerlerse yaptıkları alışverişin bereketi ortadan kalkar.” (BuhÂrî, “Buyu ’”, 16; Muslim, “Buyu ’”, 9) Gunumuzde carşı pazarda insanlar neredeyse guvenecek hic kimseyi bulamıyorlar. Defosuz diye aldıkları urun defolu cıkıyor. Kazası yok diye satılan araba kazalı cıkıyor. Sıfır diye alınan urun kullanılmış cıkıyor. Son kullanma tarihi gecmiş urunler tarihleri değiştirilerek satılıyor. Boyle bir ortamda bereket olabilir mi? Bereket doğrulukta ve durustluktedir. Doğruluk ve durustlukle elde edilecek az kazanc, yalanla, dolanla, hileyle elde edilen cok kazanctan bereketlidir.
Haksız kazanc elde etmek en buyuk bereketsizlik sebeplerinden biridir. Haksız kazancın icine faiz, ruşvet ve kumar başta olmak uzere her turlu kazanc yolları girer. Rabbimiz faizin gorunuşte bir artış olduğunu ama gercekte malın bereketini tuketen bir virus gibi olduğunu şu Âyetlerde haber verir: “Allah faizi mahveder [faizli kazancı tuketir], sadakaları [ve zekÂtları] ise [bereketlendirerek] arttırır.” (Bakara, 276) Allah Resûlu (s.a.v.) de haksız kazancın bereketsizliğini şu şekilde dile getirmiştir:
“Kim bir malı haklı bir sebeple elde ederse onun malı bereketlenir. Kim de haksız yolla bir mal elde ederse onun durumu yiyip yiyip doymayan kimsenin durumuna benzer.” (Muslim, “ZekÂt”, 121; İbn MÂce, “Fiten”, 16)
Gunumuzde insanların kazanclarını koruma veya mulk edinme gibi gerekcelerle yaygın bir bicimde faizli muamelelere giriştikleri, faize para yatırdıkları veya faizli kredi kullandıkları bilinen bir gercektir. Bu gibi muamelelerin ise bir hayır ve bereket getirmeyeceği acıktır.
Bir diğer bereketsizlik sebebi şukursuzluktur. İnsanlar elde ettiklerini ancak şukrederek koruyabilirler. Rabbimiz “eğer şukrederseniz size olan nimetlerimi arttırırım yok nankorluk ederseniz [şunu bilin ki] benim azabım cetindir!” buyurmuştur. (İbrahim, 7) Gunumuzde insanların nimeti verene karşı buyuk bir nankorluk icinde olduğunu goruyoruz. İnsanlar elde ettikleri nimet ve kazancları kendi guclerine, bilgilerine bağlamakta, Rabbimizin lutuf ve imtihanlarını unutarak goz ardı etmektedirler. Allah da buna karşılık verdiği nimetleri ve bereketini onlardan almaktadır.

Hırs ve tamahkÂrlık da bereketsizlik sebebidir. Hırslı insanın gozu doymak bilmez. Elinde ne kadar nimet olursa olsun “yok mu daha fazlası” diye duşunur. Bu durum onu –bir onceki maddede belirttiğimiz- şukursuzluğe sevk eder. Allah Resûlu, yeni Musluman olmuş olan ve kendisine surekli mal verilmesini talep eden Hakîm bin HizÂm ’a şoyle buyurmuştur:
“Ey Hakîm! Şu dunya malı var ya yeşilliğe ve tatlı nimetlere benzer. Kim bu malı [hırsla değil de] comert bir gonulle elde ederse o mal onun icin bereketli olur. Kim de gozunu dikerek elde ederse o mal bereketli olmaz.” (BuhÂrî, “ZekÂt”, 49; Muslim, “ZekÂt”, 96) En buyuk bereket sebeplerinden birisi kanaatkÂrlık ve tok gozluluktur. KanaatkÂr insan neye sahip olursa olsun onunla yetinmesini bilir, başkasının elindekine goz dikmez. Oyle olunca da Allah ona elindeki nimeti bereketli kılar. Gunumuzde nice insan var ki aylık kazancı on binleri bulduğu halde sahip olduğu ac gozluluk ve tamahkÂrlık sebebiyle elde ettiği kazanc onun icin bereketsiz olmaktadır. Buna karşılık asgari ucret veya daha duşuk kazanclar elde ettiği halde kazancı bereketli olan ve hatta bu kazancından arttırarak sağa sola hayır yapan kimselere rastlanmaktadır.
Bir bereketsizlik sebebi de cimriliktir. Cimri insan malı tukenecek korkusuyla başkasına bir hayırda bulunmadığı gibi malını kendi ihtiyacları icin bile kullanmaktan cekinir. Oyle olunca da kazancının ve malının hayrını ve bereketini goremez. Şeytan da bunu bildiği icin insana surekli bir cimrilik korkusu verir. Nitekim Rabbimiz bunu bize şoyle haber verir:
“Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve fuhşiyatı [cirkin şeyler yapmayı] emreder.” (Bakara, 268) Allah Resûlu, şoyle buyurmuştur: “İnsanların sabaha ulaştığı her gunde iki melek yeryuzune iner. Bu meleklerden biri “Allah ’ım malını infak edene başka mal ver” diye dua eder. Diğeri de “Allah ’ım [cimrilik ederek] malını elinde tutan kimsenin malını telef et” diye dua eder.” (BuhÂrî, “ZekÂt” 26; Muslim, “ZekÂt”, 57)
Malı Allah yolunda infak etmek, hayır-hasenat yollarında harcamak ise malı bereketlendirir. Bu tıpkı kişinin kan vermesi gibidir. Nasıl ki kan vermek vucudun sıhhat ve selametini sağlıyorsa infak edilen mal da kişinin malvarlığını daha da arttırır.
Bir bereketsizlik sebebi de israftır. İsraf, bir insanın malını gerekli olmayan yerlerde harcaması veya gerekli yerde harcadığı halde olcuyu kacırmasıdır. Mesela bir kimsenin malını ickiye vermesi israftır; cunku gunah olan bir yerde harcanmıştır. Buna karşılık giyecek kişinin ihtiyacıdır ama giyecek alırken olcuyu kacıracak derecede yuklu harcama yapmak da israf olur. İsraf yapmanın sebebi genellikle gosteriş yapmak, başkalarına karşı ovunme isteğidir. İsraf ile nice nimetler tukenir. Buna karşılık israf ve cimrilik arasında iktisatlı davranmak kişinin malını bereketlendirir, azı cok eder. Bunun dışında insanların mal ve kazanclarını bereketsiz hale getiren başka sebepler de bulunmaktadır. Burada zikrettiklerimiz en onemli bereketsizlik sebebidir. Bereket ise bunların zıddındadır. Rabbimiz sahip olduğumuz her şeyi bereketli kılsın. Bereketsizlik sebeplerinden bizleri uzak eylesin.
Kaynak: Soner Duman, Altınoluk Dergisi 2019 - Aralık, Sayı:406
BEREKET İLE İLGİLİ BENZER YAZILAR ALIŞVERİŞİN BEREKETLİ OLMASI İCİN NE YAPMALIYIZ? HZ. CABİR ’İN BEREKETLENEN YEMEĞİ YEMEĞİN BEREKETLENMESİ İCİN NE YAPMALI? HZ. İBRAHİM ’İN (A.S.) BEREKET DUASI HAYATIMIZA BEREKET GETİREN AMEL ERKEN KALKMANIN BEREKETİ

İslam ve İhsan
BEREKETİ ARTTIRAN VE AZALTAN FİİLER NELERDİR?