
Gunumuzde aile değerleri zayıf, gelenek ve goreneklerinden habersiz, dini yaşantıları zayıflamış nesiller gerceğiyle karşıkarşıya bulunmaktayız. Her gecen gun bu şekilde gucunu tuketen bir toplumun guven icinde olması beklenemez. Her gun haberlere yeni bir yolsuzluk, sahtekÂrlık konusu gelmekte ve bu durum insanların birbirilerine olan guvenini derinden etkilemektedir.En kısa anlamıyla guven, itimat, korku ve kuşku duymadan inanma, bağlanma ve yaşama demektir. İnsan ve canlılar icin hava, su ve oksijen ne ifade ediyorsa toplumlar icin de guven onu ifade eder, yani olmazsa olmaz bir konumdadır. Guven kaybolmaya yuz tutarsa, toplumsal cozulme başlamış demektir.
Bugun dunyamızda yaygın bir guven sorunu, daha doğrusu guven kaybı ve bunalımı olduğu acıktır. Guven ’in yapısını oluşturan sevgi, saygı, nezaket, durustluk, emanete riayet, sozunde durma, ahde vefa, adalet, paylaşım gibi kavramlar, nerede ise “yitik” kavramlar haline donuşmuştur. Guveni sağlamaya yonelik olarak geliştirilen guvenlik teknolojilerinin ve uygulanan guvenlik tedbirlerinin her gecen gun artması ve yaygınlaşması “yitik değerler” kavramının en belirgin kanıtları olmaktan ote bir anlam taşımamaktadır.
Bu demektir ki İslam ummetinin maruz kaldığı bu guven kaybını onleyebilmek icin yeniden bir guven toplumu oluşturmaya, bir guven dunyası inşa etmeye ihtiyac bulunmakta ve bu konudaki sorumluluk, tum sorumlulukların onunde yer almaktadır. Cunku guven, bir toplumun sahip olabileceği en değerli sosyal sermayedir. Bugun icin “kamu duzeni ve guvenliği sağlanmadan ulkede ve ummette maddi-manevi hic bir kalkınmanın, ekonomik ve sosyal hic bir faaliyetin yeterince yapılamayacağı ve sağlıklı hic bir gelişmenin sağlanamayacağı acıktır.
TOPLUMDA KAYBOLAN GUVEN DUYGUSU NEYİN GOSTERGESİDİR?
Toplumda kaybolan guven duygusu ya da giderek derinleşen guven bunalımı, insanları garanti, guvence ve sigorta aramaya yonlendirmektedir. Bu tur tedbirler, coğu kişide inanc değerlerine ve daha otede Allah ’a guven duygusunda zayıflamaya yol acmaktadır. Boylesi bir durum, mumin icin en guclu guven kaynağı olan imanında derin, ciddi ve kaygı verici porsumenin gostergesi demektir.
Ummet bunyesinde, ucu inanc değerlerine kadar uzanan guven kaybı, ciddiyetle uzerinde durulması ve duzeltilmesi gerekli meselelerin en onunde yer almaktadır.
İslam ’ın ortaya cıkışıyla birlikte once Arap yarımadasında daha sonra İslam ’ı benimsemiş her toplumun ve devletin bulunduğu yerde guven olgusu yayılma gostermiştir. Bir zamanlar işyerlerinin kepenkleri acık şekilde Cuma namazı kılmaya giden insanların bulunduğunu hepimiz biliriz. Şimdilerde o insanların yerini, işyerini, değişik guvenlik arac-gerecleri ile guven altına almayı zorunlu sayan insanlar almış bulunmaktadır.
GUVENİLİR OLMAK SEVİLMEKTEN DAHA ONEMLİDİR
Guvenilir yani “emin insan” olmak, aslında sevilmekten daha onemli, daha hayatidir. Birileri birilerini sevmeyebilir, ama guvenmelidir. Herkes herkesi sevmek zorunda değildir. Fakat herkes ozelde din kardeşlerine genelde birlikte yaşadığı kimselere guven duymalıdır. Kimi zaman halk arasında,“Ben falanı (gunahım kadar) sevmem, ama Allah var adam, emin, guvenilir bir insandır, emanete ihanet etmez”denilir.
Ote yandan, kural olarak mu ’min, emin kişidir, guvenilir kişidir; Cunku guven, iman kaynaklı bir kavramdır. Nitekim “hasen” olduğu kabul edilen bir hadis-i şerifte Guvenilirliği olmayan kimsede iman yoktur.”1 buyrulmuştur.
GUVENİLİR OLMAK EN BUYUK ERDEM VE GUCTUR
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Peygamber olmadan once de sonra da, kendisini sevenlerce de sevmeyenlerce de icinde yaşadığı toplumda “el-Emin, guvenilir Muhammed” diye bilinmekteydi.
Onun emin kişiliği, Peygamberliğini ilan ettikten sonra, muşriklere karşı kendisinin en guclu, muşriklerin ise ona karşı en zayıf noktasını teşkil etmiştir.
GUVEN EN TEMEL SOSYAL İHTİYACTIR
Guven kaybının temelinde, “adalet, eşitlik, ozgurluk ve durustluk gibi temel erdemlerin goz ardı edilmesi, ahlÂkî değerlerin yozlaşması yatar. Toplumda başlayan guven sorunu zamanla daha buyuk sorunlara yol acıp, toplum icindeki farklı gruplar arasında catışma riskini doğurur. Boylesi bir suruklenişi, ya da toplumsal savrulmayı onleyebilmek icin toplumu oluşturan bireylerde guven duygusunun geliştirilmesi gerekir.
el-Maverdi (v. 450/1058), Ede­bu ’d-dun­ya ve ’d-din adlı meşhur eserinde dunya hayatının dirlik-duzeni yani guvenli bir toplum hayatı icin 6 temel kuralın bulunmasına işaret eder:
– Butun esaslarıyla yaşanılan din (Dinun mutteba ’)
– Guclu Yonetici (Sultanun KÂhir)
– Herkesi kucaklayan adalet (Adlun şÃ‚mil)
– Genel Guven (Emnu ’l-Âmm)
– Verimli/bereketli yurt/devamlı gelir (Hısbu dÂr)
– Surukleyici ulku (Emelun fesîh).2
Bu sayılanları şoyle ifade etmek de mumkun gozukmektedir:
Guclu ve Adaletli bir yonetim sistemi,
Aile bağları sağlam bir sosyal yapı,
Gelenek-goreneklerine bağlı bir toplum,
Dinini ve kulturunu her cağa taşıma ulkusune sahip bireyler ve nesiller.
Gercekten, gunumuzde, aile değerleri zayıf, gelenek ve goreneklerinden habersiz, dini yaşantıları zayıflamış nesiller gerceğiyle karşıkarşıya bulunmaktayız. Her gecen gun bu şekilde gucunu tuketen bir toplumun guven icinde olması beklenemez. Her gun haberlere yeni bir yolsuzluk, sahtekÂrlık konusu gelmekte ve bu durum insanların birbirilerine olan guvenini derinden etkilemektedir.
Bugun guven duygusu değil guvenlik olgusu uzerine kurulu toplumlar paşylaşılmaktadır. Guvenlik toplumu olmak, guven toplumu olmaktan daha kolay olduğu icin yonetimler ve yoneticiler guvenlik toplumu oluşturmayı tercih etmektedir. Boylece toplumlarda guven kaybının onune gecileceği sanılmaktadır. Oysa yapılan şey, guven duygusu kaybolmuş guvenlik toplumları oluşturmaktan ibarettir. Cunku guvenlik tedbirlerinin sonu gelmemektedir. Her tedbir, yeni guvensizlik kapılarını aralamaktadır. Herkes, evinin giriş kapısında kac adet guvenlik tedbiri bulunduğunu duşunurse, ne demek istediğimiz kolaylıkla anlaşılmış olacaktır.
Dipnotlar: 1) Ahmed b. Hanbel, Musned, III, 210. 2) Edebud-dunya ve ’d-din, s. 135, Kahire, 1978.
Kaynak: İsmail Lutfi Cakan, Altınoluk Dergisi, 377. Sayı
İslam ve İhsan