Helal ve haram kazancın insan uzerindeki etkileri nelerdir? Allah dostları helal ve haram kazanclar hakkında ne buyuruyorlar? Haram ve helal kazancın tohumları...Bir ağac yeşerdiğinde dalları yukarı doğru boy verir. Meyve verdiğinde ise, ağırlaşan dallar toprağa doğru sarkar. Bu dunyadaki hic kimse Habib-i Edîb-i Kibriyası olan Efendimiz (aleyhissalÂtuvesselÂm) kadar cok meyve vermemiştir. Bu yuzden O ’nun tevazuu en derinlere kadar inmiştir. Bizler O ’nun asil karakterinin, ustun vasıflarına vÂris olduğumuzda, omuzlarımıza yuklenen ilÂhî mesuliyetlerin ağırlığını da fark ederiz.
O Sultanın (sav) varislerinden Hz. MevlÂn bir rubaisinde “Ben O ’nun yolunun toprağıyım, O ’nun ayağının tozuyum…” demiştir. Onun yolunda toz olmak, yegÂne gayedir. Toz olmak “Canım sana feda Ya Rasûlullah”ın tohumunu taşır. Yine Hz. MevlÂn şoyle buyurmaktadır; “Gozlerindeki karanlık yuzunden hicin bir şey olduğunu ediyorsun. Gozlerin(ancak) Padişah ’ın eşiğinin tozuyla nurlanıp şifaya kavuşabilir.” Tozun aşkı, aşkın sırrını taşıyor. Bizi Yaradan ’a yakınlaştıran şey Fahr-i Kainat Efendimiz Hz. Muhammed(sav) ’in hukumlerinin karşısında aklı feda etmek ve O ’nun ayağının tozu olmaktır. Tozun şiddetli aşkıyla varılan secdede sevgilinin misk kokusu hissedilir. Kalp secde sırasında tozun aşkıyla karşılaşınca, yaratılışın yegÂne sebebi olan Allah ’ın Habîbi ’ne (sav) olan aşkının sırrına şahit oluyor; “Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım.”
AbdulkÂdir GeylÂnî Hazretleri, bize tevÂzu ve mahviyetinin sıfatını latîf bir ornekle tasvir buyuruyor, “Acil ihtiyac alnını, ikrar edilmiş caresizlik toprağına dayamazsan ve huzun gozyaşları goz bulutlarından sağanak halinde yağmazsa, zevk nebatların hayat bahcesinde yeşillenmez. İnsanlık bahceleri maksadına hizmet icin verimli bir halde yeşillenmez. Sabır dalları rıza yaprakları veyahut yakîn dostluğun hoş rayihalarını vermez, ne de seni unse taşırlar.”
MUHABBET TOHUMU Bu dunya, ahiretin meyvelerini dermenin yeridir. Ebediyet meyvesi ve ilÂhî ahenk bu dunya sahnesinde kazanılır, gunluk hayatımızdaki mucadelelerimizle elde edilir. Muhiddin İbnu ’l-Arabî (k.s.) şoyle buyuruyor; “İnsanın bÂtını doğası ilim biciminde yeniden diriltilirken, bedenler ise işledikleri amellerin biciminde yeniden diriltilir.” Yine “Haşır gununde insanoğlu Cenab-ı Hakk ’ın CemÂlini, burada onun hakkında elde ettiği Marifetullah ’ın derecesine gore gorebilecektir.” buyrulmuştur.
Dunyadaki varlığımızın sebebi ahiret hayatını kazanmaktır. Bu cenneti kazanmak anlamına geliyor. Mumin icin en yuce kazanc yeryuzunde ahiret tohumları dikmektir; yani, yalnız ahirete inanmak değil, ahiret icin calışmak gerekir. AleyhissalÂtuvesselÂm Efendimiz, bir hadis-i-şeriflerinde: “Dunya ahiretin ekinliğidir.” buyurmuştur. İnsan dunya hayatında ahireti kazanmak icin beden bineğini kullanır. O halde bedeni oluşturan rızıkların temiz ve helal kazanc ile elde edilmiş olması onun ahireti kazanma yolculuğundaki olmazsa olmaz şartıdır. İnsan ahiret meyveleri bu dunyadaki yaptığı iyilikler vesilesiyle alacaktır.
Muzaffer Ozak Efendi insanda muhabbet tohumunun filizlenişini ve meyve vermesini şoyle beyÂn buyuruyor: “Bir kimse sunnet-i Resûl ’e iktid ederek, CenÂb-ı Peygamber ’in sunnetlerini işlemeye başlarsa, o sunnetleri işlemek, ma ’n tarlasına, muhabbet tohumunu atmaya benzer. Sonra onu gozyaşı ile sularsa istikbalde meyva verir. Tıpkı tarlaya ekilen tohum sulandığı vakit, meyva verdiği gibi. CenÂb-ı Hakk o kimsenin kalbini hemen muhabbete cevirir. İşte onun icin CenÂb-ı Hakk Kur ’Ân-ı Kerîm ’de; “Allah onları sevdi, onlar da Allah ’ı sevdiler. Allah sevginin bidÂyetini işte boyle gosteriyor. Muhabbet ehli iki kısımdır; bir kısmını Allah-u TeÂl sever, bir kısmı da riyÂzatla CenÂb-ı Hakk ’ın muhabbetini celbeder, boylece kalbi muhabbete doner.”
HELAL VE HARAM KAZANCIN TOHUMLARI Hz. Âdem a.s. yeryuzune ilk buğday tohumunu ekendir. İlk meslek olan ciftciliğin atasıdır. İlk cocuk sahibi olan baba, yasak ağaca yaklaşarak Allah ’ın emrinin dışına cıkan ilk insandır. Yani her anlamda tohumun ne olduğunu bize oğretendir. Atamız Hz. Âdem Safiyullah cennette Rabbi ’mizin emrine rağmen yaklaştığı yasak ağac ile bir Hikmet-i İlahi acığa cıkmıştır. Âdem babamız hemen sucu kendisinde bulmuş ve “Ey Rabbimiz! Biz nefsimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve merhamet etmezsen, elbette buyuk ziyana uğrayanlardan olacağız.”(Araf-23) şeklinde istiğfar etmiştir. Yine Muzaffer Ozak Efendi bizlere bu konuyu ve otesini şoyle beyÂn buyuruyorlar: “...Âdem Âdem olduğu icin sucu uzerine aldı ve istifra etti. Sonra o menhiyattan arta kalanlardan oluşan Âdem (as)‘in belindeki meniden KÂbil oldu. KÂbil, HÂbil ’i katletti cunku menhiyattan hÂsıl olan meni ile halkolunmuştur...”
Hz. Âdem vesilesiyle oğreniyoruz ki; tum yaptıklarımız daha sonra karşımıza cıkacak birer tohumdur. Haramlar, Allah ’ın sevmediği şeylerin hÂsıl olmasına sebebiyet verecek ve bizi Allah ’ın sevgisinden uzaklaştıracak şeytani tohumlardır. Haram işlemek, menfaat peşinde koşup dunya telaşında boğulmak ve kalbimizdeki Muhabbet-i Muhammedî tohumunu kurutucu amellerdir. Helaller ise şukur ve muhabbetle yapıldığı vakit, Allah ’ın sevdiği şeylerin hÂsıl olmasını sağlayacak ve bize ilahi hazineyi keşfettirecek, aşk tohumunu filizlendirecektir. İhlas ve samimiyetle yaptığımız işler fıtratımızdan gelen zenginliği yansıtan bir nurdur. O nurlar; kalbi ictenlik, teslimiyet, ihlÂs ve muhabbet suyuyla sular. O kalpte kulluk, hizmet, merhamet fidanları buyur. Onlardan hÂsıl olan hoş kokulu meyveler, Rahman ’ın zikrine donuşuyor ve bizleri yeniden ilahi hazineye, hamil olduğumuz Nur-u Muhammedî ’ye doğru cekiyor.
Dunyaya, insanlığa muhabbet tohumlarını sacan velilerden Hazreti Mevlana (k.s) helal kazancın mahiyeti hakkında yine her gozun goremeyeceği hakikatleri şoyle ifade ediyor: “Ne kadar helal lokmalar vardır ki, tembellik, kusur ve alcaklıktan başka meyve vermez. Senin aşkını şevkini, zevk idrakini artıran ve seni oteki aleme karşı şevklendiren, peygamberlerin ve velilerin yoluna goturen lokma, helal lokmadır… Eğer bir lokmanın icinde hile ve kıskanclık gorursen, ondan cehalet ve gaflet doğarsa, o lokmanın haram olduğunu bil. İlim, hikmet, aşk ve rikkat helal lokmadan doğar. Lokma bir tohumdur, meyvesi duşuncelerdir. Lokma, bir denizdir, cevheri duşuncelerdir. Ruhta ibadet meyli ve oteki dunyaya gitme kararı helal lokmadan doğar. Yiyebildiğin kadar ye, fakat kendini dunyaya harc etme! Enbiyanın ve Evliyanın sozlerini tutmaya gayret et, yoksa, lokma seni yer! Cenab-ı Peygamber, Hazreti Omer hakkında: ‘Omer ’in yediği gibi yiyin, cunku o, erkekce yer ve erkekce amel eder! ’ buyurmuştur. Eğer lokma sende cevher oluyorsa, yiyebildiğin kadar ye! Yok eğer curufa donuşuyorsa, boğazına bir kilit as ve anahtarını sakla. Lokma her kimde celal nuru haline geliyorsa, o kimse ne isterse yesin, ona helaldir.”
Kaynak: Rabia Brodbeck, Altınoluk Dergisi 2020 - Ocak, Sayı: 407


İslam ve İhsan
SAHABENİN HELAL HARAM HASSASİYETİ