Paylaşamayan, ikram edemeyen, başarı ve itibar dağıtamayan onderlikler, bereketli liderler doğuramazlar.“Geliştiren ve Ozgurleştiren Lider”in gonlu, engin bir gonuldur. Engin gonul, comertlik ve paylaşma erdemine sahip bir gonuldur. Kimseyi kıskanmayan, bilgi, ilgi ve itibar vermede cimri davranmayan gonuldur. Herkesin kazanmasını isteyen bir liderin yanında olmak, buyuk bir motivasyon kaynağıdır.

Stephen R. Covey, 8. Alışkanlık isimli eserinde, verici kimliğe sahip insanları “Bolluk Bilincine Sahip Kimseler” olarak niteler ve şu tespiti yapar:

“Bolluk Bilinci, hayatı, tek galibi olan bir rekabet arenası olarak gormek yerine, surekli genişleyen bir fırsat alanı, kaynak ve varlık pınarı olarak gormeniz demektir. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamaz, onların başarıları icin gercekten mutlu olursunuz. Kıtlık bilincine sahip insan ise, kıyaslama temelli bir benlikten yola cıkarak, başkalarının başarısını tehdit olarak algılar. Aksini soyleseler bile, bu başarıları hasetle karşıladıklarını bilirler. Bolluk bilincine sahip olanlar ise rakiplerini en değerli ve en onemli oğretmenlerden biri olarak gorurler”.

Bilgi, tecrube ve becerilerini takımıyla paylaşan liderler, hem sevgi, hem de saygı gorurler. Takımlarının buyumesi, onların da buyumesi demektir. Bu gibi kimseler, ozguvenleri tam olduğundan, makamlarını kaybetmekten korkmazlar. Kalfasını kıskanan usta misali, yanındaki kimselerin buyumelerinden rahatsız olan liderler ise hem sevilmez, hem de saygıya layık gorulmezler. Bu gibi kimseler, istidatları koreltici ve insanları kucultucudur.

Engin gonul, affedicidir. Affedemeyen liderler, yetiştirici ve geliştirici değillerdir. Ekip elemanlarının bazı hatalarını gormezden gelemeyen onderler, her işi kendileri yapmak isterler ve kimseye guvenemezler. Guvenilmeyen ve yetki devredilmeyen takım elemanları da gelişme şansını hicbir zaman elde edemezler.

FATİH TERİM'İN UEFA KUPASI HATIRASI

Geliştiren liderler, başarılarını ekipleriyle paylaşabilecek zengin bir gonle sahiptirler. Ulkemizin başarılı takım liderlerinden Fatih Terim ’in anlattığı şu hatıra, başarı hazzını ekiple paylaşmanın guzel bir orneğidir:

“1999-2000 Sezonu ’nda Galatasaray takımıyla UEFA Kupası ’nı kazanmıştık. Yeşilkoy Havalimanı ’na indiğimizde, yer gok insan olmuş, butun Turkiye Âdeta bizi ayakta karşılamıştı. Yol boyunca buyuk tezÂhuratlar yapılıyordu.

Taksim Meydanı ’nda da buyuk bir kutlama planlanmıştı. Bizi taşıyan otobus, taraftarların yoğun ilgisi sebebiyle yavaş yavaş ilerliyordu. Herkeste heyecan doruktaydı. Topkapı ’ya doğru yaklaşmıştık ki, bir ara ben otobusten kimseye fark ettirmeden indim ve bir taksiye atlayıp evime ulaştım. Oyuncularımı taşıyan otobus Taksim ’e ulaşınca, beni aralarında goremeyen program tertip heyeti buyuk bir şaşkınlık yaşamışlardı. Cunku ben o heyecanı, evimde ailemle birlikte televizyondan izlemeyi tercih etmiştim. Şayet ben Taksim ’e gitseydim, iltifat ve tezÂhuratlar coğunlukla bana yonelecekti; fakat ben istedim ki, o başarıya birlikte imza attığımız oyuncularım, arslanlarım başarının bu hazzını tatsınlar. Zira ben zaten o hazzı surekli tadıyordum. Takım olmak, hazza da ortak olmak demekti”.

HulÂsa paylaşamayan, ikram edemeyen, başarı ve itibar dağıtamayan onderlikler, bereketli liderler doğuramazlar. İstidatlar, bu nevi kimselerin golgesinde bodur kalmaya mahkûmdur. Gelişip buyumek ve kabiliyetlerini inkişaf ettirmek isteyenler, bu hedeflerine ancak engin bir gonle sahip liderler cevresinde erişebileceklerdir.

Kaynak: Dr. Adem Ergul, Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik, Erkam Yayınları

ŞAHSİYET DİLİ VE GELİŞTİREN LİDERLİK

https://www.islamveihsan.com/sahsiyet-dili-ve-gelistiren-liderlik.html
İslam ve İhsan