Seher vakti nedir? Seher vakti ne zaman başlar, ne zaman biter? İslam ’da seher vaktinin fazileti ve onemi.Seher vakti, tan yerinin ağarmasından biraz onceki zaman veya şafağın sokmek uzere olduğu vakittir. Yani imsaktan biraz onceki vakittir. Seher vakitleri ile ilgili hadisler ve hadislerin acıklaması...
SEHER VAKTİ İLE İLGİLİ HADİSLER 1. Ebû UmĂ‚me ’den -radıyallahu anh- rivĂ‚yet edildiğine gore Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şoyle buyurmuştur: “Aman gece kalkmaya gayret edin! Cunku o sizden onceki sĂ‚lih kimselerin Ă‚detidir. Yine o Rabbinize yakınlıktır, kotuluklere kefarettir (onların ortulmesine sebep olur) ve gunahlardan alıkoyar!” (Tirmizî, DeavĂ‚t, 101/3549)
2. CĂ‚bir -radıyallahu anh- der ki: Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in şoyle buyurduğunu işittim: “Gecede bir saat vardır ki, Allah ’tan dunya veya Ă‚hiretle alĂ‚kalı bir hayır taleb eden bir Musluman o saate rastlarsa, Allah istediği şeyi ona mutlakĂ‚ verir. Bu saat, her gecede vardır.” (Muslim, MusĂ‚firîn, 166)
3. Ebû Hureyre ’den -radıyallahu anh- rivĂ‚yet edildiğine gore Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şoyle buyurmuştur: “Her gece Rabbimiz, gecenin son ucte biri kalınca: «Kim bana dua ediyor ona icĂ‚bet edeyim, kim benden bir şey istiyor ona vereyim, kim bana istiğfar ediyor onu mağfiret edeyim» buyurur.” (BuhĂ‚rî, Tevhid, 35; Teheccud, 14; DeavĂ‚t, 13; Muslim, MusĂ‚fırin, 168)
4. Ebû Hureyre ’den (r.a) rivĂ‚yet edildiğine gore Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şoyle buyurmuştur: “Biriniz uyuduğu zaman, şeytan onun ensesine uc duğum atar. Her bir duğumun uzerine vurup: «Gecen uzun olsun, yat uyu!» der. Şayet o kimse, uyanarak Allah ’ı zikrederse, duğumlerden biri cozulur. Abdest alırsa, bir duğum daha cozulur. Bir de namaz kılarsa, şeytanın attığı butun duğumler cozulur ve boylece neşeli ve huzurlu bir şekilde sabahlar. Aksi takdirde sabaha uyuşuk ve tembel bir hĂ‚lde cıkar.” (BuhĂ‚rî, Teheccud, 12; Bed ’u ’l-Halk, 11; Muslim, MusĂ‚firîn, 207. Ayrıca bkz. Ebû DĂ‚vûd, Tatavvu, 18/1306; İbn-i MĂ‚ce, İkĂ‚met, 174)
SEHER VAKTİNİN ONEMİ VE FAZİLETİ Gunduze nisbetle gece, gece icinde ise seher vakitleri daha faziletli zamanlardır. Dolayısıyla, cennete nĂ‚il olmak isteyen mu ’minlerin bu kıymetli fırsatları değerlendirmeleri lĂ‚zımdır. Zira CenĂ‚b-ı Hak, Ă‚hireti ihmal etmek istemeyen kullarına şu tavsiyede bulunur: “Gecenin bir kısmında O ’na secde et; gecenin uzun bir bolumunde de O ’nu tesbîh et! Şu insanlar, carcabuk gecen dunyayı seviyor, istiyor ve tercih ediyorlar da onlerindeki cetin bir gunu (Ă‚hireti) ihmal ediyorlar.” (İnsan 76/26-27)
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- da şoyle buyurur: “Korkan kimse, geceleyin yol alır. Gece yol alan kimse de varacağı yere ulaşır. İyi biliniz ki, Allah ’ın metĂ‚ı cok pahalıdır. İyi biliniz ki, Allah ’ın metĂ‚ı Cennettir.” (Tirmizî, KıyĂ‚met, 18/2450) Allah Resûlu, bu temsîlî anlatımıyla, dunyada bir Ă‚hiret yolcusu olan mu ’minlerin, tıpkı savaş zamanında tedbir alan ve boylece zafere ulaşan kimse gibi, vakit kaybetmeden tedbir almasını ve seher vakitlerinden istifĂ‚de ederek Ă‚hirete hazırlanmasını istemektedir.
SEHER VAKTİ YAPILACAK İBADETLER Vakit kıymetli olunca, onda yapılan ameller de buyuk bir kıymet kazanmaktadır. Bunun icin seher vakitlerinde namaz kılmak, Kur ’Ă‚n okumak, zikretmek ve tefekkurde bulunmak gibi ibadetler, son derece faziletli amellerdir.
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şoyle buyurur: “Farz namazlardan sonra en faziletli namaz, gece namazıdır.” (Muslim, SıyĂ‚m, 202, 203) “Allah, geceleyin iki rekat namaz kılan bir kulun (Kur ’Ă‚n okuyuşunu) dinlediği kadar hicbir şeyi dinlemez. Allah ’ın rahmeti, namazda olduğu muddetce kulun başı ustune sacılır. Kullar, namazda Kur ’Ă‚n okudukları andaki kadar hicbir zaman Allah ’a yaklaşmış olamazlar.” (Tirmizî, FedĂ‚ilu ’l-Kur ’Ă‚n, 17/2911)
En Sadık Ruya Seher vaktinde gorulen ruyĂ‚lar bile diğerlerinden farklı olmaktadır. Nitekim Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “En sĂ‚dık ruyĂ‚, seherlerde gorulen ruyĂ‚dır” buyurmuştur. (Tirmizî, Ru ’yĂ‚, 3/2274)
SEHER VAKTİNİN ONEMİ Birinci hadisimizde, seher vakitlerinde ibadet icin kalkmanın, sĂ‚lihlerin Ă‚deti olduğu bildirilir. İnsanları Allah ’a en fazla yaklaştıran bu guzel alışkanlığın, aynı zamanda gunahlara keffĂ‚ret olduğu ve bedenden hastalıkları giderdiği de haber verilir. Yani, seher vakitlerinde ibadete kalkmak, mĂ‚nevî olduğu kadar maddî sıkıntılara da şifĂ‚dır. Muttakîlerin İmĂ‚mı olan Reûlullah Efendimiz ’in en başta gelen Ă‚deti, seherlerde ibadete kalkmaktı.
CenĂ‚b-ı Hak ona şoyle buyurmuştu: “Gecenin bir kısmında da sĂ‚dece sana mahsus bir fazlalık olmak uzere Kur ’Ă‚n oku, teheccud namazı kıl! Umulur ki Rabbin Sen ’i MakĂ‚m-ı Mahmûd ’a eriştirir.” (İsrĂ‚ 17/79)
Allah ’a Ulaşmanın En Buyuk Yolu Yani, Ă‚hirette sadece bir insana nasîb olacağı bildirilen bu yuce makĂ‚ma ulaşmanın en buyuk vĂ‚sıtası, seher vakitlerini Allah ’a ibadetle değerlendirmektir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz, gece ibadetine cok ehemmiyet verir, istirahatini de ihmal etmemekle birlikte cokca kulluk ederdi. Enes -radıyallahu anh- şoyle der: “Onu gece namaz kılarken gormek istersen, mutlaka oyle gorurdun. Uyurken gormek istersen de oyle gorurdun.” (BuhĂ‚rî, Teheccud, 11; Savm, 52, 53; Muslim, Savm, 178-180)
Teheccude Ne Zaman Kalkılır? Fahr-i KĂ‚inĂ‚t Efendimiz, bazen gecenin ilk kısmında, bazen yarısında, ekseriyetle de seher vakti teheccude kalkardı. AshĂ‚b-ı KirĂ‚m onu gecenin belli saatlerinde değil, farklı saatlerinde ibadet ve istirahat ederken gorebilirlerdi. Ancak Resûlullah, hayatının sonuna doğru umûmiyetle gecenin son ucte birinde, yani seher vaktinde teheccude kalkardı.
PEYGAMBERİMİZ GECE NAMAZINI NASIL KILARDI? Hz. Ayşe, Fahr-i KĂ‚inĂ‚t Efendimiz ’in gece namazını şoyle anlatır: “Resûlullah, ne Ramazan ’da ne başka zamanda gece on bir rekĂ‚ttan fazla namaz kılmazdı. Once dort rekĂ‚t kılardı ki, onların guzelliği ve uzunluğu anlatılacak gibi değildi. Sonra dort rekĂ‚t daha kılardı. Onların da guzelliğini ve uzunluğunu hic sormayın. Sonra uc rekĂ‚t daha kılardı…” (BuhĂ‚rî, Teheccud, 16; TerĂ‚vih, 1; Muslim, MusĂ‚firîn, 125)
Geceleri boylesine tĂ‚rifi mumkun olmayacak guzellikte uzun uzun namazlar kılan Resûlullah, ilerleyen yaşlarında oturduğu yerde namaz kılmaya başladı. Allah Resûlu, oturduğu yerde uzun sure okur, secde edeceği zaman ayağa kalkar, bir muddet daha okuduktan sonra rukû ve secdeye varırdı. (BuhĂ‚rî, Tefsîr, 48/2)
ALLAH ’IN OVDUĞU KULLAR Fahr-i KĂ‚inĂ‚t Efendimiz ’e tĂ‚bi olarak seherleri değerlendiren diğer sĂ‚lih kullarını, Allah TeĂ‚lĂ‚ şoyle metheder: “…Seher vakitlerinde Allah ’a istiğfĂ‚r ederler” (Âl-i İmrĂ‚n 3/17) “Onlar, geceleri pek az uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfĂ‚r ederlerdi.” (ZĂ‚riyĂ‚t 51/17-18) Gece ibadetini Ă‚det hĂ‚line getiren bu sĂ‚lih kulların guzel hĂ‚llerinden birkac misĂ‚l verelim: Allah Resûlu şoyle buyurmuştur: “Ben, yumuşak kalpli Eş ’Ă‚rî kabîlesinin gece (evlerine) girerken okudukları Kur ’Ă‚n seslerini cok iyi tanırım. (Sefer esnĂ‚sında) gunduz nereye konakladıklarını gormesem bile, gece onlardan yukselen Kur ’Ă‚n sesinden yerlerini hemen tanırım…” (BuhĂ‚rî, MeğĂ‚zî, 38)
Ayşe -radıyallahu anh- validemiz şoyle der: Hz. Peygamber odamda teheccude kalktı. Mescidde namaz kılan AbbĂ‚d bin Abdullah ’ın -radıyallahu anh- sesini duydu: “–Ey Ayşe, bu AbbĂ‚d ’ın sesi mi?” buyurdu. Ben de: “–Evet!” dedim. Bunun uzerine: “–Allah ’ım AbbĂ‚d ’a merhamet eyle!” diye dua etti. (BuhĂ‚rî, ŞehĂ‚dĂ‚t, 11)
SEHER VAKTİ NASIL KALKILIR? Seher vakitlerini değerlendirebilmek icin akşam erken yatmak îcĂ‚b eder. Ebû Hanîfe, İbrĂ‚him ’den, o da Hz. Omer ’den şoyle nakleder: “Verimsizlik ve kuraklığın en buyuğu, yatsı namazından sonra konuşarak vakit zĂ‚yî etmektir. Ancak namaz kılmak ve Kur ’Ă‚n kıraati bunun hĂ‚ricindedir.”[1]
Ebû Saîd -radıyallahu anh- şoyle anlatır: Omer -radıyallahu anh- yatsı namazından sonra sohbet edenlere: “‒Evinize donun! Umulur ki Allah TeĂ‚lĂ‚ size yatmadan evvel nĂ‚file namaz kılmayı veya teheccude kalkmayı lûtfeder!” derdi. Bir gun bizim yanımıza geldi. Ben İbn-i Mesut, Ubey bin Ka ’b ve Ebû Zer -radıyallahu anh- ile birlikte oturuyordum. Bize: “‒Nicin oturuyorsunuz?” diye sordu. Biz de: “‒Allah ’ı zikretmek icin oturduk!” dedik. Bunun uzerine o da bizimle beraber oturdu. (TahĂ‚vî, Şerhu meĂ‚ni ’l-Ă‚sĂ‚r, IV, 330)
Hz. Omer ’in (r.a.) Gece Duası Yine Hz. Omer -radıyallahu anh- gece teheccud namazı icin kalktığında şoyle dua ederdi: “YĂ‚ Rabbî, bulunduğum yeri goruyorsun, ihtiyĂ‚cımı biliyorsun! Allah ’ım beni huzûrundan ihtiyĂ‚cı gorulmuş, her turlu korku ve tehlikelerden kurtulmuş, Sen ’in emirlerine derhal icĂ‚bet eden, duası kabul edilen, hatalarını affettiğin ve kendisine rahmet ettiğin bir kulun olarak dondur.”
Namazını bitirince de: “Allah ’ım, dunya uzerinde bĂ‚kî kalan bir şey goremiyorum. Orada mustakîm (dosdoğru) bir hĂ‚l de yok. Allah ’ım, beni dunyada ilimle konuşan, hikmetle susan kullarından eyle! Allah ’ım, bana fazla dunyalık verme ki azmayayım, malımı iyice azaltarak zor durumda bırakma ki (ibadet ve vazifelerimi) unutmayayım. Şuphesiz, az olup da kifĂ‚yet miktarı olan mal, cok olup da (ibadet, zikir ve mes ’uliyetlerden) gĂ‚fil bırakan maldan daha hayırlıdır.” (İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VII, 82)
Teheccud namazının, insanı sĂ‚lihler zumresine kattığını ve kurtuluşa erdirdiğini gosteren şu hĂ‚dise de oldukca ibretlidir: Hayattayken teheccude cok ehemmiyet veren Âmir bin Rebîa, gece namazı kılarken vefat etmişti.
İnsanlar (Hz. Osman devrinde) kurtuluşu imkansız bir fitneye dûcĂ‚r olduklarında, Âmir ’e ruyĂ‚sında: “–Kalk, Allah ’tan, sĂ‚lih kullarını koruduğu fitneden seni de korumasını iste!” denildi. O da hemen kalktı ve namaz kıldı. Namazı muteĂ‚kip hastalandı ve kendisi hic dışarı cıkmadan evinden cenĂ‚zesi cıktı. (Heysemî, IX, 301; İbn-i Ebî Şeybe, Musannef, VI, 362/32044; İbn-i Abdi ’l-Berr, İstîĂ‚b, I, 238/1327) Âmir bin Abdikays, olumu yaklaşınca ağlamaya başladı. “–Nicin ağlıyorsun?” diye sordular. O da şoyle cevap verdi: “–Ne olum korkusuyla, ne de dunyaya duyduğum hırs sebebiyle ağlıyorum. LĂ‚kin sıcak gunlerde oruc tutmaktan ve geceleri ibadet icin kalkmaktan (teheccudden) mahrûm kalacağım diye ağlıyorum.” (Zehebî, Siyer, IV, 19)
SEHER VAKTİ NASIL DEĞERLENDİRİLİR? CenĂ‚b-ı Hak, seherlere ehemmiyet veren bu sĂ‚lih kullarının diğer vasıflarından şoyle bahseder: “(O muttakîler, geceleri namaz kılmak ve istiğfĂ‚r etmek icin) yanlarını (tatlı) yataklarından ayırırlar. Rab ’lerinin azĂ‚bından korkarak ve rahmetini umarak dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da hayır yollarına infak ederler.” (Secde 32/16)
Yani seherleri değerlendirmek, onları infak gibi ictimĂ‚î hizmetlere sevk eder. Bu Ă‚yetin devamında Yuce Rabbimiz, seherlerde yataklarını terk ederek ilticĂ‚da bulunan ve bir infak omru yaşayan kullarına, şu emsalsiz mujdeyi vermektedir: “Yaptıklarına karşılık olarak, onlar icin nice sevindirici ve goz kamaştırıcı nimetlerin saklandığını hic kimse bilemez!” (Secde 32/17) Resûlullah de bu Ă‚yet-i kerimeyi tefsîr ederek şoyle buyurur: “Allah TeĂ‚lĂ‚: «Ben, sĂ‚lih kullarım icin hicbir gozun gormediği, hicbir kulağın işitmediği, hicbir insanın hatır ve hayĂ‚line gelmeyecek nimetler hazırladım!» buyurdu.” (BuhĂ‚rî, Bed ’u ’l-Halk, 8; Tefsîr, 32/1; Tevhîd, 35; Muslim, Cennet, 2-5) Bu hadis-i şerif, diğer Ă‚yet ve hadislerde bildirilen Cennet nimetlerine gore bildirilmeyen nimetlerin cok daha fazla olduğunu gostermektedir. Bazı rivĂ‚yetlerde bu nimetleri meleklerin ve peygamberlerin bile bilmediği haber verilir.
ALLAH ’IN SEVDİĞİ UC KİŞİ Bu durum, CenĂ‚b-ı Hakk ’ın seher vakitlerinde ibadete kalkan kullarını cok sevdiğine en kuvvetli delildir. Şu hadis-i şerif de bunun diğer bir delilini teşkil etmektedir: “Uc kişi vardır ki, Allah onları sever. Uc kişi de vardır ki, Allah onlara buğzeder. Allah ’ın sevdiği uc kişi şunlardır:
a) Bir adam bir cemaate gelir, aralarındaki bir yakınlık sebebiyle değil de, sırf Allah adına onlardan bir şeyler ister. İstediğini vermezler. Bu topluluktan biri yavaşca, kimseye hissettirmeden cemaatin arka tarafına kayar ve isteyen kimseye, gizlice ihsanda bulunur. (Oyle gizli verir ki) onun verdiğini sĂ‚dece Allah ile yardım ettiği kimse bilir.
b) Bir cemaat yoldadır. Gece boyu yururler. Derken (yorulurlar ve) uyku her şeyden kıymetli hĂ‚le gelir. KĂ‚file bir yerde konaklar. (Herkes uyur.) İclerinden birisi kalkıp buyuk bir muhabbet ve tevĂ‚zû ile bana tazarrûda bulunur ve Ă‚yetlerimi okur.
c) Bir kimse seriyyeye (askerî harekĂ‚ta) katılmıştır. Birlik, duşmanla karşılaşır ve hezîmete uğrar. Ancak o ilerler, oldurulunceye veya muvaffak oluncaya kadar savaşmaya devam eder. Allah ’ın buğzettiği uc kişi ise, zina eden ihtiyar, kibirli fakir ve zĂ‚lim zengindir.” (Tirmizî, Cennet, 25/2568; NesĂ‚î, ZekĂ‚t, 75/2568) Seherleri teheccude kalkan mu ’minleri Resûlullah Efendimiz ’in de sevdiği muhakkaktır.
GECE NAMAZININ FAZİLETİ Geceleri Allah icin namaz kılan kimselerin, Cennete gireceğini haber veren şu rivĂ‚yet de oldukca muhimdir: Resûlullah: “–Cennette birtakım koşkler vardır. (Şeffaflık ve guzellikleri sebebiyle) dışları iclerinden, icleri de dışlarından gorulur” buyurmuştu. Bunu işiten bir bedevi ayağa kalkıp: “–Bu koşkler kimler icindir ey Allah ’ın Resûlu?” diye sordu.
Fahr-i KĂ‚inĂ‚t Efendimiz: “–Sozunu guzel ve hoş soyleyen tatlı dilli, yemek yediren, oruca devam eden ve gece herkes uyurken Allah icin namaz kılan kimseler icindir!” buyurdu. (Tirmizî, Birr, 53/1984)
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Medîne-i Munevvere ’ye hicret ettiği ilk gunlerde, EnsĂ‚r ve MuhĂ‚cirlere, onları cennete goturecek yolu tĂ‚rif ederken yine aynı hususa dikkat cekmiş ve herkes uyurken geceleri namaz kılmayı tavsiye etmiştir. Bu hĂ‚diseyi, İslĂ‚m ’a girmeden evvel buyuk bir Yahûdi Ă‚limi olan Abdullah bin SelĂ‚m (r.a.) şoyle anlatır: Resûlullah Medîne ’ye geldiğinde, insanlar koşuşarak onun etrafını sardılar. “Resûlullah geldi, Resûlullah geldi, Resûlullah geldi!” diye ilan edildi. Ben de ona bakmak icin insanların arasına karıştım. Allah Rasûlu ’nun mubarek yuzunu gorunce, anladım ki onun yuzu, yalancı yuzu olamaz.
Allah Resulu ’nden -sallallahu aleyhi ve sellem- işittiğim ilk sozler şunlar oldu: “Ey insanlar! SelĂ‚mı yayınız, yemek yediriniz, akrabanızla ilginizi ve onlara yardımınızı devam ettiriniz! İnsanlar uyurken siz geceleri namaz kılınız! Bu sĂ‚yede selĂ‚metle cennete girersiniz.” (İbn-i MĂ‚ce, Et ’ime, 1; İkĂ‚met, 174; Tirmizî, KıyĂ‚met, 42/2485)
Bu iki rivĂ‚yette dikkati ceken husus, insanlar uyurken, onlardan farklı bir iş yaparak geceleri ibadet etmenin medhedilmesidir. İnsanların ekseriyetinin yapamadığı bir şey, hĂ‚liyle zor yapılan bir iştir. Takdir edileceği gibi, herkesi uyku bastırırken teheccude kalkmak da seckin kulların muvaffak olabileceği bir sĂ‚lih ameldir. Bu yonuyle buyuk bir kıymeti hĂ‚izdir. Onu değerli kılan diğer husus ise, riyĂ‚dan (gosterişten) uzak olmasıdır. Hakikaten, herkes uyurken gece karanlığında kalkıp ibadet eden kişiyi, kimse gormez. Dolayısıyla seherlerde ibadet icin kalkan insanlar, sırf Allah rızĂ‚sı icin hareket eden ihlĂ‚slı kullardır. ZĂ‚ten boyle olmayan ve ceşitli maksatlarla teheccude kalkan kimselerin yaptığı ibadet, bir mĂ‚nĂ‚ ifade etmemektedir. Onlar icin Resûlullah şoyle buyurmuştur: “Nice gece ibadetine kalkanlar vardır ki, ondan nasîbi sadece uykusuzluktur.” (Ahmed, II, 373; Beyhakî, Şuab, V, 245; Heysemî, III, 202)
GECMİŞ GUNAHLARA KEFARET Birinci hadisimizde, gece ibadetinin gecmiş gunahlara keffĂ‚ret olduğu bildirilmişti. Bu ibadet aynı zamanda insanı gunah ve kotuluklerden de muhafaza etmektedir. Nitekim, şu rivĂ‚yette bu durum acıkca muşĂ‚hede edilmektedir: Bir kişi Peygamber Efendimiz ’e gelerek: “–Falan zat gece namaz kılıyor, sabah olunca da hırsızlık yapıyor” dedi.
Resûlullah şoyle buyurdu: “–Hakîkî namaz kılıyorsa, bu namazı ve namazda okuduğu KurĂ‚n Ă‚yetleri, onu yaptığı kotu fiilden uzaklaştıracaktır.” (Ahmed, II, 447)
Yapılan Duaların Kabul Edildiği Vakit İkinci hadisimizde, her gecede bulunan ve o Ă‚nda yapılan duaların mutlaka kabul edildiği bir vakitten bahsedilmektedir. Bu durum, ibadet etmek icin gecelerin gunduzlerden daha kıymetli olduğuna delildir. Cunku duaların kabul edildiği saat, gunlerden sadece Cuma ’da bulunmasına rağmen, gecelerin hepsinde mevcuttur. Bu da CenĂ‚b-ı Hakk ’ın kullarına buyuk bir lûtuf ve ihsĂ‚nıdır. Dolayısıyla mu ’minlerin bu vakti bulmak icin, geceleri kalkıp Allah ’a yonelerek ilticĂ‚da bulunması îcĂ‚b eder.
DUALARIN MAKBUL OLDUĞU VAKİT Ucuncu hadisimize baktığımızda, duaların makbûl olduğu bu vaktin, gecenin son ucte biri, yani seher vakitleri olduğunu soyleyebiliriz. Zira CenĂ‚b-ı Hakk ’ın seher vakitlerinde uyanık kullarına daha yakın olduğu, yaptıkları duaları kabul ettiği, isteyenlere arzularını verdiği, istiğfar edenleri bağışladığı ve bedenlerine sıhhat lûtfettiği bildirilmektedir.
Amr bin Abese -radıyallahu anh- şoyle anlatır: “–Ey Allah ’ın Resûlu! Vakitler icinde Allah ’a yakınlık bakımından, diğerlerine gore daha faziletli olan veya ibadet icin tercih olunacak araştırmaya değer bir vakit var mıdır?” diye sordum.
Allah Resulu şoyle buyurdu: “–Evet, Yuce Rabbimizin kuluna en yakın olduğu vakit, gecenin son kısmının ortasıdır. Eğer o saatte Allah ’ı zikreden kimselerden olmaya gucun yeterse ol! Cunku o vakitten guneş doğuncaya kadar kılınan namaza melekler gelir ve şahitlik ederler...” (NesĂ‚î, MevĂ‚kîtu ’s-SalĂ‚t, 35/570. Ayrıca bkz. İbn-i MĂ‚ce, İkamet, 182; Muslim, Salatu ’l-MusĂ‚firîn, 52)
Hak dostları, ibadetlerin son derece faziletli olduğu, duaların kabul edildiği, gunahların silindiği ve bedenin sıhhat bulduğu seher vakitlerini değerlendirmeyi, bulunmaz bir ganimet bilerek şoyle demişlerdir: “Geceleri ihyĂ‚ etmek, Allah TeĂ‚lĂ‚ ’nın: «Ey mulkun gercek sahibi olan Allah ’ım! Sen mulku dilediğine verirsin…» (Âl-i İmrĂ‚n, 26) Ă‚yetinde işaret edilen hakîkî mulk ve saltanattır.”[2]
ŞEYTANIN OYUNU Dorduncu hadisimizde, şeytanın, mu ’minleri boyle faziletli vakitlerden ve neticede buyuk bir Ă‚hiret saltanatından mahrûm etmek icin nasıl caba sarfettiği anlatılmaktadır. Şeytan, insanları seher vakitlerinde ibadet etmekten alıkoymak icin uykuyu cĂ‚zip gostermekte, “Daha vakit var, biraz daha uyu!” şeklinde telkinlerde bulunarak ve muhtelif bahaneler îcĂ‚d ederek zamanın gecmesini sağlamaktadır. Bu oyuna gelmemek icin, seherlerde kalkıp ibadet etmek niyet ve arzusuyla uyumalıdır.
Gece uyanınca Allah ’ı zikrederek onun buyukluğunu, emirlerinin yapılması gerektiğini ve mukĂ‚fĂ‚tının cokluğunu duşunmeli, rızĂ‚sını kazanma arzusuyla dolmalıdır. Sonra iradeyi kullanarak hemen kalkmalı, abdest alarak uykuyu dağıtmalıdır. Ardından ihlĂ‚s ve samîmiyetle teheccud namazı kılarak şeytanın belini kırmalı ve Allah ’a yaklaşma gayreti icinde olmalıdır. Geceleri bu şekilde ihyĂ‚ etmek, şuphesiz gunduzlerin de canlanıp dirilmesine vesîle olacaktır. Geceler ibadetle aydınlanınca gunduzler de hizmet ve sevaplarla daha parlak hĂ‚le gelir. Şeytana yenik duşerek geceleri uykuyla gecirmek ise gunduzlerin bereketini giderir. Gecesi karanlık gecen kimsenin, gunduzu de karanlık olur. MĂ‚nevî gıdĂ‚sını almadan dunya işlerine dalan insanların kalpleri zaafa uğrar. Oyleyse seher vakitlerinde kuvvetli bir mĂ‚nevî gıda almalı ki gunduzleri hem rûhen hem de cismen dinc olabilelim. Seherlerdeki fırsatı kacıran mu ’minler, Ă‚hirette fakir duruma duşerler.
ALLAH ’IN İKRAMI Allah Resulu, ashĂ‚bından Abdullah bin Amr ’a -radıyallahu anh-: “Abdullah! Filan kimse gibi olma! Cunku o gece ibadetine devam ederken, sonra geceleri ibadet etmeyi terk etti” buyurmuştur. (BuhĂ‚rî, Teheccud, 19; Muslim, SıyĂ‚m, 185)
Seherlerde kalkıp ibadet etmeyi îtiyat hĂ‚line getiren, ancak bir gece uykuya yenik duşerek kalkamayan kimsenin amel defterine, CenĂ‚b-ı Hakk ’ın lûtfundan yine teheccut sevabı yazılır. Uykusu da ona Allah ’ın bir ikrĂ‚mı sayılır. Niyeti hĂ‚lis olduğundan, o gun kalkamasa bile, ertesi gun Allah ’ın izniyle uyanıp kalkar.
Hadis-i şerifte şoyle buyrulur: “Gece namaz kılmayı îtiyad hĂ‚line getiren kimse uyuyakalır da teheccud namazına kalkamazsa, Allah ona teheccud sevabı yazar, uyuması da kendisi icin bir sadakadır (yani Allah ’ın ona bir ikrĂ‚mıdır).” (Muvatta ’, SalĂ‚tu ’l-Leyl, 1; Ebû DĂ‚vûd, Tatavvu ’, 20/1314; NesĂ‚î, KıyĂ‚mu ’l-leyl, 61) Tabiî ki bu durum nĂ‚fileler icin gecerlidir. Farzların mes ’ûliyeti ise sefer, hastalık ve uyku gibi mĂ‚zeretler sebebiyle ortadan kalkmaz.
Gece kalkamamanın başka telĂ‚fi yolları da mevcuttur: Resûlullah, ağrı, sancı veya benzer bir sebeple gece namazını gecirirse, bir sonraki gunun gunduzunde on iki rekĂ‚t namaz kılardı. (Muslim, Musafirîn, 140)
Yine Allah Resûlu şoyle buyurmuştur: “Bir kimse, geceleri okuduğu zikir ve duasını okumadan veya tamamlayamadan uyur da, sonra onu sabah namazı ile oğle namazı arasında okursa, gece okumuş gibi sevap kazanır.” (Muslim, MusĂ‚firîn, 142)
Dipnotlar:
[1] İmĂ‚m Muhammed bin Hasan, el-ÂsĂ‚r, DĂ‚ru ’l-Kutubi ’l-Ilmiyye, Beyrut, I, 367. [2] HĂ‚dimî, Mecmûatu ’r-resĂ‚il (RisĂ‚letu ’l-vasıyye ve ’n-nasîha), s. 194.
Kaynak: Dr. Murat Kaya, Efendimiz ’den Hayat Olculeri, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
SEHERLERDE NELER YAPILIR?