Bir kul helÂlde CenÂb-ı Hakkʼın rahmet ve bereketinin bulunduğunu, haramda ise şeytanın bereketsizlik ve uğursuzluğunun cÂrî olduğunu unutmamalıdır. HelÂlden kazanılan bir kuruşun, haramdan gelecek milyonlardan kat kat kıymetli olduğunu hatırından cıkarmamalıdır. İşte helal kazancın onemi...Yunus Emre Hazretleri buyurur:
HelÂline ola hesÂb,
HarÂmına ola azÂb,
Âsîye olucak ikÂb
Ben n ’ideyim n ’eyleyeyim?..
Bir musluman, hayatının her safhasında helÂl-haram hudutlarına riÂyeti esas almak zorundadır. “Daha fazla kazanmalıyım!” hırsıyla ilÂhî olculerin sınırlarını zorlamak, “Ne yapalım, bu zamanda başka turlu olmuyor!” diyerek helÂl dairesinin dışına taşmaktan, titizlikle sakınmalıdır.
HelÂlde CenÂb-ı Hakkʼın rahmet ve bereketinin bulunduğunu, haramda ise şeytanın bereketsizlik ve uğursuzluğunun cÂrî olduğunu unutmamalıdır. HelÂlden kazanılan bir kuruşun, haramdan gelecek milyonlardan kat kat kıymetli olduğunu hatırından cıkarmamalıdır. Şunu cok iyi idrÂk etmelidir ki, Âhirette hesabını verebileceği helÂl mal, hayırlı maldır. Hesabını veremeyip azÂbına dûcÂr olacağı haram mal ise, tam bir baş belÂsıdır.
Hikmet ehli şoyle demiştir:
“Bir kul olduğunde, malı hususunda iki musîbetle karşılaşır ki, daha once bunlar gibisini hic gormemiştir:
Birincisi; butun malının elinden alınmasıdır. Diğeri de; butun malı elinden gitmesine rağmen, bunların nasıl kazanılıp sarf edildiğinden ilÂhî mahkemede hesÂba cekilmesidir.”
Bu itibarla mu ’min, cok kazanmak icin asl hırsa kapılmamalıdır. Rızkını temin maksadıyla elinden gelen gayreti gosterdikten sonra, kendisi icin takdir edilene rız gostermelidir. Rızkının azlığından-cokluğundan ziyÂde, ne derece helÂl olduğunu dert edinmelidir.
Nitekim sahÂbî hanımları sabahleyin beylerini evlerinden uğurlarken;
“–Aman efendi! Allah ’tan kork, sakın evimize haram lokma getirme! Biz dunyada her şeye katlanırız, ama Âhirette Cehennem azÂbına dayanamayız.” diyerek, onlara îkaz ve nasihatte bulunurlardı.[9]
Dolayısıyla mu ’minler olarak, zerre kadar hayrın ve şerrin dahî hesap edileceği mîzÂnı unutmamalı, haramların dayanılmaz bir Âhiret ıztırÂbı olacağını, helÂl nîmetler icin dahî -kılı kırk yararcasına- ince ve meşakkatli bir sorgu-sualden gececeğimizi hatırımızdan cıkarmamalıyız.
Âyet-i kerîmede buyrulur:
“Sonra o gun (kıyÂmet gunu), nîmetlerden mutlak hesaba cekileceksiniz?” (et-TekÂsur, 8)
Bu Âyet-i kerîme nÂzil olduğunda hicbir şeyi olmayan muhtac biri ayağa kalkarak;
“‒Benim uzerimde (hesabı verilecek) nîmetlerden bir şey var mı?” diye sordu.
Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ise;
“‒Golge(lendiğin bir ağac), (ayağına giydiğin) iki nalin ve (ictiğin) soğuk su.” cevÂbını vererek, onun dahî Âhiret suÂlinden kurtulamayacağına işaret buyurdu. (Bkz. Suyûtî, VIII, 619)]
CenÂb-ı Hak, esas hayatın Âhiret hayatı olduğu şuur ve idrÂki icinde bir dunya hayatı yaşamayı, cumlemize nasip ve muyesser eylesin. Kendisine takdir edilen nîmetlere hamd, şukur, kanaat ve rız gostererek, rızÂ-yı ilÂhîye mazhar olan kullarından olabilmeyi, hepimize lûtf u keremiyle ihsan buyursun. Âmîn!..
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2020 – ŞUBAT, Sayı: 408
BENZER HABERLER MUSLUMANIN HAYATINDA HELAL LOKMANIN ONEMİ HELAL LOKMANIN ONEMİ NEDİR? HELAL LOKMA

İslam ve İhsan
SAHABENİN HELAL HARAM HASSASİYETİ