İslÂm ’ın Âdil halifesi Hz. Omer ’in devlet malını dağıtırken ne kadar titiz davrandığı gosteren ornek vak'a.NÂfi ’den rivayet edildiğine gore:

Omer İbnu ’l-HattÂb radıyallahu anh ilk hicret eden sahÂbîlere dorder bin, oğlu Abdullah ’a da uc bin beş yuz dirhem maaş bağlamıştı.

Hz. Omer ’e:

- Oğlun da ilk hicret edenlerden biridir. Onun hakkını nicin kıstın? diye sordular.

Hz. Omer şunları soyledi:

- Oğlum babasıyla birlikte hicret etti. Bu sebeple yalnız başına hicret edenlerle bir tutulamaz. (BuhÂrî, MenÂkıbu ’l-ensÂr 45)

HZ. OMER'İN MAL DAĞITMADAKİ ADALETİ

İslÂm ’ın Âdil halifesi Hz. Omer ’in devlet malını dağıtırken ne kadar titiz davrandığı gorulmektedir.

Hz. Omer devrinde yeni yeni fetihlerle İslÂm devletinin hudutları genişlemiş, zaferlerden elde edilen ganimetlerle devlet hazinesi dolup taşmıştı. Bunun uzerine Hz. Omer, İslÂmiyet ’e olan hizmetlerini on planda tutarak muslumanlara maaş bağlamaya karar vermişti. Hz. Omer ’in muslumanlara bağladığı bu maaş aylık değil, yıllık tahsisattı.

Hz. Peygamber zamanında hicret etmek, dine hizmetin en onemli olculerinden biriydi. Cunku Medine ’de kurulan ilk İslÂm devletini destekleyecek insanlara buyuk ihtiyac vardı. Hicret ederek Hz. Peygamber ’in yanına gidenler, kurulmakta olan İslÂm devletinin memurunu, askerini ve ordusunu meydana getireceklerdi.

KENDİ OĞLUNA DAHA AZ PARA VERDİ

Hz. Omer evlerini barklarını, mallarını mulklerini, coluklarını cocuklarını Mekke ’de ve diğer yerlerde bırakıp Resûlullah ’ın yanına koşanlara farklı bir gozle bakıyordu. Guc şartlar altında hicret ettikleri, yolculuğun cilesine yalnız başına katlandıkları icin onlara buyuk değer veriyor ve kendilerine dorder bin dirhem tahsis ediyordu. İlk muhÂcirlerden olmasına rağmen, on bir yaşında anne ve babasıyla birlikte hicret ettiği icin kendi oğluna beş yuz dirhem daha az para veriyordu.

Bir başka rivayetten oğrendiğimize gore, yine bir defasında Hz. Omer, Peygamber Efendimiz ’in Âzatlısı Zeyd İbni HÂrise ’nin oğlu UsÂme ’ye uc bin beş yuz dirhem tahsis etmiş, oğlu Abdullah ’a ondan beş yuz dirhem daha az vermişti.

İbni Omer babasına bunun sebebini sorarak:

- UsÂme ’yi nicin benden ustun tutuyorsun? O benden daha cok savaşa katılmadı ki! demişti.

Hz. Omer, eşsiz adaleti yanında, zengin bir gonle ve ustun bir tevÂzua sahip olduğunu gosteren şu cevabı vermişti:

- Oğlum! Resûlullah Efendimiz onun babasını senin babandan daha cok severdi. UsÂme ’ye de senden daha cok muhabbeti vardı. İşte bu sebeple, Resûlullah ’ın sevdiğini kendi sevdiğime tercih ettim (Tirmizî, MenÂkıb 39).

İş başına gecince devletin imkÂnlarını yakınları icin kullanan sorumsuz ve Allah korkusundan yoksun kimselere bu ne guzel bir ibret dersi, değil mi?

Hz. Omer, hem Allah karşısında hem de insanlar yanında oğlunu kayıran baba durumunda gorunmek istemiyordu. Boyle davranmakla Allah katında dinini, insanlar karşısında da şeref ve haysiyetini korumuş oldu.

HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ

1- SahÂbîler hicret sıkıntısına tek başlarına katlandıkları icin, Hz. Omer kendisiyle birlikte hicret eden oğluna daha az maaş bağlamıştır.

2- Sorumluluk mevkiine gelenler, yakınlarını kayırma yoluna gitmemelidir. Cunku devletin malı yoneticinin değil, yonetilen halkın malıdır.

3- Gunah işlememek icin titiz ve ihtiyatlı olmak gerekir.

Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan