
Dua ve zikirle tedavi olur mu?İnsan sadece madde değildir. Bircok hastalığın sebebinin coğu zaman psikolojik bozukluklar olduğu, bugun tıp otoritelerince de kabul edilmektedir. Uzmanlar, iman, teslimiyet ve duanın, hastalığın iyileşmesinde ciddi etkilerinin olduğunu artık itiraf etmektedirler.
Cerrahî şeyhlerinden Muzaffer Ozak efendi anlatıyor:
“Bir Cerrahî şeyhi, Boğaz ’da bir yalıda bir sunnet duğunune davet edilmiş. Da­vette vekil, vukela,[1] erkÂn[2] da var. Ev sahibi, 12-13 yaşlarında henuz zekÂsı gelişmemiş bir oğluna, efendinin dua etmesini rica etmiş. Efendi de cocuğun yaşının ve hÂlinin artık gecmiş olduğunu ve duanın fayda etmeyeceğini soylediğinde, bunu zamanın Osmanlı Sıhhat Vekili (Sağlık Bakanı) duymuş. Vekil, Avrupa ’da eğitim gormuş bir doktor... Şeyh efendinin du­yacağı bir şekilde yuksek sesle ev sahibine:
“Efendim!” demiş, “Artık boyle dert ve hastalıkların duayla muayla gececeğine inanma devri gecti. Şimdi haplar, iğneler var. Boyle şeyleri artık bırakın.”
Şeyh efendi, gururla koltuğuna kurulmuş Sıhhat Vekili ’ne şoyle bir bakmış ve o da herkesin duyacağı yuksek bir sesle:
“Behey eşek herif! Suslu puslu vekil kıyafetine burunmuşsun, seni goren de insan sanır!” demiş.
Başka bir şey soylemeye luzum kalmadan Sıhhat Vekili ’nin rengi sararır, morarır, hiddetten tir tir titrer, ter doker, konuşamaz, kekeler. Şeyh efendi devam etmiş:
“Affedersiniz evladım, o kelime size hic layık olur mu! O cirkin kelimeyi şunun icin soyledim: Size hap yutturmadık, iğne vurmadık, bak bir cirkin soz, sizi ne hÂllere soktu, neredeyse bayılacaktınız. Peki, bir ‘eşek ’ kelimesi insanı boyle harap ederse, Allah TeÂl ’nın EsmÂu ’l-husn ’sı (Guzel İsimleri) niye bunun aksini yapıp dertlerimize deva olmasın?” deyince, Sıhhat Vekili kalkıp şeyh efendinin elini opup af dilemiş.”[3]
SU KRİSTALLERİ DENEYİ İnsan bir mechul. Onu butun yonleriyle tanımak neredeyse imkÂnsız. Bu itibarla az-cok bir murekkep yalamakla, her şeyi biliyor edasına burunmek, esasen az bilmişliğin boş gururundan başka bir şey değildir.
İnsan sadece madde değildir. Bircok hastalığın sebebinin coğu zaman psikolojik bozukluklar olduğu, bugun tıp otoritelerince de kabul edilmektedir. Uzmanlar, iman, teslimiyet ve duanın, hastalığın iyileşmesinde ciddi etkilerinin olduğunu artık itiraf etmektedirler. Japon bilim adamı Prof. Dr. Emoto ’nun yaptığı “su kristalleri deneyi” de bu anlamda dikkat cekicidir:
Emoto, yaptığı araştırmalarda, donmuş su kristallerinin dış tesirler karşısında cok değişik şekillerde reaksiyon gosterdiğini keşfetti. Bu araştırmalara gore su kristalleri, dış cevre tesirlerinin yanı sıra, muzik, soz ve kavramlara da tepki veriyor.
Sanacell sağlık firmasının davetlisi olarak, temmuz ayında Berlin Teknik Universitesi ’nde bin iki yuz kişiye konferans veren Emoto, su kristallerinin nasıl farklı şekillerde davrandığını, buyuleyici bir yapı gostermesine karşılık, temiz dağ suyunun berrak ve duzgun kristal yapıları ihtiva ettiğini tespit etti. Ayrıca, cocukları, su ile konuşturarak su kristallerinin verdiği tepkileri gozler onune serdi. Emoto, on iki yıl suren calışmaları ve yaptığı on binlerce deney neticesinde, suyun sadece iyi ve kotu bilgileri, muzik ve sozleri değil, hisleri ve şuuru da kaydettiğini ortaya cıkardı.
KOTU VE İYİ SOZUN TESİRİ VAR Cekilen kristal fotograflarında suyun verdiği mesaj cok acık; sevgi ve minnettarlık gibi duygular fıtrat tarafından tasvip gormuştur. Yani sevgi ve minnettarlık, fıtratın ozudur. Su, ne kadar sevgi, duygu ve Âhenk dolu soz ve musikî ile karşılaşırsa; altıgen kristal yapısı da o kadar guzel ve duzgun olmaktadır. Mesel cekilen fotografların birinde suyun yanında şeytan dendiğinde, kristaller kaotik bir bicime girerken, diğerinde de guzel sozlerle dua edildiğinde, suda, berrak ve estetik yapısı ile mukemmel bir altıgen ortaya cıkıyor. Emoto, bu calışmalarıyla gorunmeyen bir ruh Âleminin varlığına da işaret ediyor.
Emoto, araştırmasıyla suyun sadece hÂfızasının ve bilgi taşıyıcı ozelliğinin olmadığını, aynı zamanda kÂinatın dilini ve gercek sevgi titreşimini de yansıttığını ispatlamaktadır. Mesel iki kavanozun icine haşlanmış pirinc konuyor. Birine teşekkur diğerine aptal yazılıyor. Bir ay boyunca bu sozler bu şişelere soyleniyor. Netice cok enteresan: “Aptal” denen kavanozun icindeki pirincler siyahlaşıyor ve kavanozdan cok kotu koku cıkıyor. Diğerinde ise pirinc beyaz kalıp, hoş bir koku yayılıyor. Bu da gosteriyor ki, kotu ve iyi sozler, su ve pirincin uzerinde tesirli oluyor.
İnsan bedeninin % 60-70 ’ini suyun oluşturduğu duşunulurse duanın vb. tedavi yollarının ehemmiyeti daha iyi anlaşılır. Elbette duanın faydasına inanmak, tıbbî tedaviyi anlamsız bulmak demek değildir.
Dipnotlar:
[1] Milletvekilleri.
[2] Devletin ileri gelen yoneticileri.
[3] Tosun Bekir Bayraktaroğlu, Amerika ’da Bir Turk, s. 147.
Kaynak: Adem Ergul, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan