Haram kazancı turleri ve haram kazanctan korunmanın yolları nelerdir? Helal kazancın harama donuşmemesi icin nelere dikkat etmeliyiz? İş hayatında haramdan korunmanın yolu, işveren ve işciye duşen gorevler nelerdir?İnsanın yeryuzu imtihanının en onemli maddelerinden birisi de “helal kazanc” konusudur. Yeryuzunde varlığımızın devamı Allah ’ın bizim icin yarattığı nimetlerden istifade etmemize bağlıdır. Ancak Rabbimiz imtihan gereği bu dunyada var ettiği kimi varlıkların kullanımını, tuketilmesini veya edinilmesini haram kılmış, bir kısmını ise helal ve mubah kılmıştır. Rabbimiz “Size verdiğimiz rızıkların helal ve temiz olanlarından yiyin ve kendisine iman ettiğiniz Allah ’tan sakının.” (MÂide, 88) buyurarak haramlardan uzak durmamızı emretmiş, “Aranızda birbirinizin mallarını haksız yere yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını bile bile gunaha girerek yemek icin onları hÂkimlere (ruşvet olarak) vermeyin.” (Bakara Suresi, 2/188) buyurarak haram kazanc yollarına başvurmamamızı istemiştir.
Kazancın helal ya da haram olması, kişinin Allah ile olan ilişkilerini de doğrudan etkiler. Allah Rasûlu daha sonra sacı-başı dağınık, ustu başı toz toprak icinde kalmış ve uzun yolculuk yapmış bir kimseden soz ederek şoyle demiştir: “Bu kişi ellerini semaya uzatarak “Ya Rab, Ya Rab” der. Oysa yediği haram, ictiği haram, giydiği haramdır. Haramla beslenmiştir. Bu kişinin duasına nasıl icabet edilsin?” (Muslim, ZekÂt, 65)
HARAM KAZANCIN TURLERİ “Haram”, Yuce Allah ’ın yapılmasını kesin ve bağlayıcı tarzda yasakladığı fiillerdir. Bir şeye “haram” diyebilmek icin onun dinde kesin delillerle sÂbit olmuş olması gerekir. Bu sebeple haramlığı sabit olan bir hususun haramlığını inkÂr etmek dinden olduğu kesin olarak bilinen bir şeyi reddetmek anlamını taşıyacağından kişiyi iman dairesinin dışına cıkarır.
Fıkıh ve usul kitaplarımızda haramın iki turu olduğu belirtilir. Bunların ilki zatı ve mÂhiyeti itibarıyla kotu olduğu icin haram kılınan şeylerdir. Soz gelimi adam oldurmek, icki icmek, domuz eti yemek gibi fiiller zatı itibarıyla kotu olduğu icin haram kılınmıştır. Bunlara “haram li aynihî / haram li zÂtihî (zatı itibarıyla haram olan fiiller)” adı verilir. Bir de aslı itibarıyla haram olmamakla birlikte başka bir sebebe bağlı olarak haram kılınan fiiller vardır. Bunlara da “haram li gayrihî (başka sebeple haram olan fiiller)” adı verilir. Mesela Cuma namazına gitmesi farz olan bir kimsenin Cuma namazı vaktinde alışverişle meşgul olması Kur ’an ’da yasaklanmıştır. Buradaki haramlık alışverişin kendi zatından değil, bu alışverişin icinde gercekleştiği vakit acısındandır. Yine hac ya da umre icin ihrama girmiş bir kimsenin kara hayvanı avlaması ve bunu yemesi haramdır. Buradaki haramlık da bizatihi av yapmanın kendisiyle ilgili olmayıp ihram durumuyla ilgilidir.
Bu ayrımları da dikkate aldığımızda haram kazancın uc turunden soz etmek mumkundur:
1. Bir Akde Dayanmaksızın Haram /Haksız Bir Fiille Elde Edilen Kazanclar
Bu tur kazanclar, dinin doğrudan haram kıldığı hırsızlık / soygun, yol kesicilik / eşkıyalık, yankesicilik, gasp, vb. haram fiillerden elde edilen kazanclardır. Bu tur haram kazanclarda kazancı elde eden kimse diğer tarafın rızasını dikkate almamış, fiiliyle karşı tarafın malvarlığına tecavuzde bulunmuştur.
İslam bu fiilleri haram saymakla kalmamış bu fiillerin bir kısmını (hırsızlık ve yol kesicilik) en ağır had cezaları ile cezalandırmış, diğer bir kısmında ise tazir yoluyla cezalandırmanın kapısını acık bırakmıştır.
2. Bir Akde Dayalı Olarak Elde Edilen Haram Kazanclar
Bir akde dayalı olarak elde edilen haram kazanclar da akdin hukmu acısından iki kısma ayrılır: Taraflar arasında yapılan akit ya İslam ’ın yasakladığı bir fiil veya mal uzerinde gercekleşmiştir ya da aslında helal olmakla birlikte taraflardan biri [veya her ikisi] akdin gereğine riayet etmeksizin kazanc elde etmiştir.
2.1. Haram Bir Akde Dayalı Olarak Elde Edilen Kazanclar Faizli borc verme, Kumar oynama, İcki vb. haram şeylerin satımı, fal vb. şeylerden elde edilen kazanclar, fuhuş vb. yollarla elde edilen kazanclar boyledir. Bu işlemlerin tumunde iki taraf arasında karşılıklı rıza olmakla birlikte işlem gayr-i meşrû olduğu icin bu işlemden elde edilen kazanclar da haramdır.
İslam bu akitleri bÂtıl kabul etmiş, bu akitlerle elde edilen kazancları haram olarak nitelemiş, bu şekilde kotuluk yapanları Âhirette buyuk bir azapla tehdit etmiştir.
2.2. Helal Bir Akitte Şartlara Riayet Etmemek Sebebiyle Elde Edilen Kazanclar Alım-satımda hile, sahte para ile alım-satım, işciye hakkını vermemek, işin hakkını vermemek, emanet bir mala hıyanet etmek, velayeti altındaki yetimin mallarını yemek, mirasa haksız olarak konmak boyledir.
İslam emanete riayet etmeyi, ahde vefayı, akitlere bağlı kalmayı, hile ve yalandan uzak durmayı emretmiş, bunlara riayet etmeksizin elde edilen kazancları haram olarak nitelemiş ve bu kazancları elde edenleri azap ile tehdit etmiştir.
HELAL KAZANCIN HARAMA DONUŞMEMESİ İCİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ? Kazanclarımıza haram bulaşmaması icin mutlaka dikkat edilmesi gereken hususları şu şekilde belirtmek mumkundur:
1. İyi Niyet Sahibi Olmak: Bir kimsenin kazanc elde ederken, calışırken amacı luks ve israf yapmak, gosteriş, mal toplama yarışı olmamalıdır. Kişi, kendisinin ve bakmakla yukumlu olduğu kimselerin ihtiyaclarını karşılamak, başkalarına muhtac olmamak, elde ettiği fazlalık gelirle İslam ’ın zekÂt, kurban, hac gibi emirlerini yerine getirmek gibi iyi niyetlerle calışmalıdır.
2. Ticaret Fıkhını Oğrenmek: Kazancımıza haram bulaşmaması icin İslam ’ın alış-veriş, işci-işveren munasebetleri gibi konulardaki hukumlerini iyi bilmek gerekir. Zira kişi ne kadar iyi niyetli olursa olsun eğer dinin kırmızıcizgilerinden, haram kazanc yollarından haberi olmazsa her an harama duşebilir. Her Muslumanın kendisini haramdan koruyacak şekilde haram duyarlılığına sahip olması, bunun icin bilgi elde etmesi farzdır.
3. Haklara RiÂyet: Kişi kazanc peşinde koşarken gasp, hırsızlık, hile, faiz, haksız rekabet, olcu ve tartıda hile, başkalarının haklarına riayetsizlikten uzak durmalıdır.
4. Guvenlik Unsuruna Dikkat Etmek: Kazanc elde etmek icin calışan kimsenin gerek kendisine gerekse başkalarına eziyet vermekten uzak durması gerekir. Bazen insanlar yuksek kazanc elde etmek saikiyle kendi beden gucunu veya kendisinin denetimi altındaki işcilerin beden guclerini yıpratabilecek, kendilerinin veya başkalarının guvenliğini tehdit edecek riskler ustlenebilmektedirler. Oysa İslam ’da kişinin kendisine ya da başkasına zarar vermesi yasaklanmış, kişinin hayatı veya sağlığı icin risk oluşturabilecek unsurlardan uzak durması istenmiştir. Bu kapsamda işverenlerin de işci sağlık ve guvenliğini tehdit eden unsurları yok ederek iş ortamını guvenli halde bulundurmaları talep edilmiştir.
5. İbadetleri Aksatmamak: İnsanın dunya uzerinde var oluşunun temel nedeni Allah ’a kulluk etmektir. İnsan, kazanc peşinde koşarken bu ana amaca aykırı duşecek şekilde ibadetleri ihmal etmemeli, işverenler de işcilerinin farz olan ibadetleri rahatca yerine getirebilecekleri iş ortamları oluşturmalıdır.
6. Rızkı Allah ’tan Bilmek: Kazancın helal olmasının en onemli Rızkını kendi kazancından bilmemeli, rızkını Allah ’tan bilip kazancını da buna sebep olarak kabul etmelidir.
İŞ HAYATINDA HARAM KAZANCTAN KORUNMAK İslam ’da işci ve işveren arası ilişkiler “adalet ve hakkaniyet” ilkeleri doğrultusunda ele alınmış, her iki tarafın maslahatını gozetecek, toplumsal barışı zedelemeyecek cozum ve hukumler ortaya konulmuştur. İşci - işveren ilişkisinde her iki tarafa da duşen bir takım sorumluluklar soz konusudur.
İşcinin Sorumlulukları (İşverenin Hakları)
a) İşi Yerine Getirme Borcu İşcinin işi, akitte anlaşıldığı şekliyle vaktinde, ozenle yerine getirmesi gerekir. Bu durum bir emanet olarak gorulmektedir. Bu konuda orf ve Âdet dikkate alınır. İşi ifa borcuna aykırı davranan işci, meydana gelen zararı tazminle yukumlu olur.
b) Akde ve İşverenin Talimatlarına Uygun Hareket Etme Yukumluluğu İşci, akitte ustlendiği şekilde calışmaya ve ifaya mecburdur. Calışma esnasında işverenin meşrû emirlerine uymak zorundadır. Buna karşılık işveren, işciyi akitte kararlaştırılandan daha ağır, yorucu ve zaman alıcı işlere yoneltemez. İşverenin hileyi, yalanı ve bir suc işlemeyi gerektiren emirlerine işci uyamaz.
İşverenin Sorumlulukları (İşcinin Hakları)
a) Ucret Odeme Borcu İş akdinde ucretin kural olarak menfaatin elde edilmesiyle, yani akit konusu işin yerine getirilmesiyle odenmesi gerekir. Aksine bir anlaşma varsa anlaşma şartlarına uyulur.
b) Ucretin Adil ve Yeterli Olması Âdil ucretin belirlenmesinde işcinin harcadığı emek, gecen sure, işin mahiyeti, işcinin kabiliyet, bilgi ve tecrubesi gibi unsurlar ucretin takdirinde esas alınmalıdır. Bir işcinin gıda, giyim, mesken gibi zorunlu ihtiyaclarını karşılamayan ucret Âdil ucret değildir. İşci veya memurun tecrube, ehliyet ve yeteneği arttıkca, ucretinin arttırılmasını isteme hakkı da olmalıdır.
c) İş Guvenliği Şartlarının Oluşturulması İşverenin işcileri guclerinin ustunde iş gormeye zorlaması, yaş ve bunyelerini aşan ağır işlerde kullanması cÂiz değildir. İşci ve işveren birbirlerini kardeş olarak kabul edip ilişkilerini kardeşce tanzim etmelidir. Temel ihtiyaclar, yiyecek ve giyim ihtiyacları yonunden işveren ile işci arasında makul bir dengenin olması gerekir. Ayrıca calışma suresi ve şartları işcinin guc ve kabiliyetini aşmamalı, aşmakta ise yeterli yardım ve destek sağlanmalıdır.
d) İşcinin Temel Haklarının Korunması Bunların başında şahsiyet hakkı gelir. Bir kimsenin işci olması onun işverenin gerisinde daha duşuk sınıfta yer aldığı anlamına gelmez. Irk, renk, dil, servet gibi farklılıklar işci ve personel istihdamında bir ayrım vasıtası olamaz. İşveren işcilerinin inanc ve ibadet hurriyetine saygı gostermeli, haklarını korumalıdır.
İslam ve İhsan