Gercek mumin nasıl olmalıdır? Muminlerin ozellikleri kısaca.Mu ’min, AllÂh ’a ve O ’nun gonderdiklerine butun kalbiyle îman eden soz ve davranışlarıyla da bunu ispatlamaya calışan kimsedir. Bu îman; onun duygu, duşunce, davranışlarını, kısacası butun hayatını değiştirir.
MUMİNLERİN VASIFLARI Mu ’minlerin hayatına tesir eden uc onemli saha vardır:
Bunlardan birincisi, AllÂh ’a îman ve ibÂdet sahasıdır. Başka bir ifadeyle Allah ile olan irtibat ve munasebetleridir. Gonulden îman, teslimiyet, tevekkul, sabır, şukur, ihlÂs, rızÂ, kulluk, helÂl-haram hassasiyeti, takva ve istikamet ile Peygamber Efendimize ve Kur ’Ân-ı Kerîm ’e bağlılık, hurmet ve muhabbet bu bolum icinde ele alınabilir. CenÂb-ı Hakk ’ın emrettiği namaz, oruc, zekÂt, hac, infak, cihad, duÂ, ilim oğrenmek, Kur ’Ân tilÂveti, zikir, tebliğ, emr-i bi ’l-mÂruf ve nehy-i ani ’l-munker gibi ferdî ve ictimÂî ibadetler, bu cumleden olarak zikredilebilir.
AllÂh ’a, Rasûlu ’ne ve Kur ’Ân ’a olan îman ve bağlılığın bir tezahuru de mu ’minin cevresindeki canlı-cansız varlıklara karşı gosterdiği tutum ve davranışlardır. O, îmanın îcabı olarak mu ’minlere karşı muhabbet, merhamet ve musamaha ile dolu iken, kÂfir ve din duşmanlarına karşı da buğz ve muhalefetini canlı tutar. Buyuklerini sayar, hurmet ve hizmetlerinde bulunur; kucuklerini sever, yardım ve ilgisini eksik etmez. Onlara guzel ahlÂkla ornek olur. İncitmemeye ve incinmemeye gayret gosterir.
İnsanlar, AllÂh ’ın kulları olarak “O ’nun emaneti” olduğu gibi, hayvanlar, bitkiler ve hatt bizim cansız olarak kabul ettiğimiz toprak, su, hava vs. gibi varlıklar da AllÂh ’ın birer emanetidir. Musluman, kendisine gecici bir sure ikram edilmiş bu varlıklara, birer emanet şuur ve hassasiyeti ile yaklaşır. Onlardan istifade ederken israf ve tahrip etmemeye, başkalarının hakkını gasb etmemeye ozen gosterir.
KUPTE NE VARSA DIŞARIYA SIZAR Mu ’minin îmanının bir yansıması da onun kendisiyle, gonul Âlemi ile ilgilidir. O, dış dunyayla irtibat hÂlinde iken bile aslında ic Âlemiyle baş başadır. “Kupte ne varsa, dışarıya o sızar.” ifadesi gereğince, o dış Âlemdeki davranışlarına bakarak icinin hÂlini gorur. Her Ân icinde meydana gelen buyuk ic savaşın, nefis ile ruhun mucadelesinin şÃ‚hididir. Bazen iyiliğin, bazen kotuluğun galip geldiği bu muharebe meydanının gurultusu, son nefese kadar kesilmez. O da hep iyiliğin galebesine calışır. Zaman zaman hedefinden sapsa da hemen pişman olur ve istikametini duzeltir.
Dışarıda gibi gorulen bu uc saha, aslında ic ice gecmiş şekilde birbirine tesir eder. AllÂh ’a ve Âhiret gunune îman, nasıl insanın insanlarla ve cevresiyle munasebetlerini duzenliyorsa, ic Âlemini de şekillendirir. Aynı şekilde gonul Âleminde ne varsa, AllÂh ’a îman ve teslimiyet ile cevremizdekiler de ona gore tekrar mÂn ve derinlik kazanır. Dış dunyadaki her şey, bize tesir ettiği gibi, bizim soz ve davranışlarımız da dış dunyaya tesir eder.
Bu bir alışveriş dunyasıdır. Herkesin birbirinden bir şeyler aldığı ve yine herkesin az-cok birbirine bir şeyler verdiği… Bu alışveriş icinde aldananlar da vardır, başkasını aldattığını duşunenler de… Mesel kendisinde bulunmayan îman ile, AllÂh ’ı ve insanları kandırdığını duşunen kimseler, aslında, sadece ve sadece kendilerini kandırırlar.
Mu ’minler, canlarını ve mallarını Allah yolunda harcayarak, bunlar karşılığında sonsuz cennet yurdunu satın alırlar. KÂfirler ve munafıklar da peşin dunya hayatına ve menfaatlerine tav olarak, Âhiret hayatlarını satışa cıkartırlar.
Rabbimiz, bizi umduklarımıza nÂil, korktuklarımızdan da emin eylesin. Âmin.
Kaynak: ZÂhide Topcu, Şebnem Dergisi, Sayı: 181


İslam ve İhsan
GERCEK MUMİN NASIL OLMALIDIR?