Şahsiyeti yucelten dinamiklerin zeminini tevÂzu oluşturur.İbn AtÂullah el-İskenderî (k.s.) bol meyve veren feyizli bir gonle ve bereket dolu bir omre sahip olmanın yolunun tevazu olduğunu şoyle ifade eder:

“Varlık ve benliğini mahfiyet ve hiclik toprağına gom. Zira toprağa gomulmeyen bir tohumun dal budak salarak tam ve olgun meyveler vermesi, mumkun değildir.”

MevlÂn Hazretleri de aynı manayı dizelerinde şoyle ifadelendirir:

“AllÂh buyurdu ki: «Ey insan, dikkatle bak da gor, senin topraktan yaratılmış bedenine, rûhumdan bir tohum ektim, seni yucelttim. Sen bu toprağın bir tozu iken, seni ustun bir varlık yaptım. Sana akıl verdim, aşk verdim.

Sen bir hamle daha yap da, topraklığı, yÂni tevazuyu kendine sıfat, huy edin. Ben de, seni butun yarattıklarımın ustune emîr kılayım. Su, yuksekten aşağıya akar, sonra da aşağıdan yukarıya doğru yukselir, cıkar.

Buğday, ciftci tarafından toprağa atılır. Boylece yukseklerden gelir, toprağın altına girer. Sonra toprağın altından baş kaldırır, yukselir; dik, kuvvetli bir başak hÂline gelir.

Her meyvenin tohumu once yerdedir. Yere girer, ondan sonra yerden başkaldırır, yukselir. Butun nimetlerin asılları, gokten toprağa yağdı, toprağın altına girdi. Ondan sonra tertemiz cana gıda oldu. Butun nimetler, tevazu ile gokten yere indikleri icin, diri ve yiğit bir insanın cuz ’u oldular.”

BEREKET VE FEYZİN KAYNAĞI

Bereket ve feyzin yegÂne kaynağı Yuce Mevl ’dır. Kul ancak “mecrÂy-ı feyz ve bereket” yani ilÂhî fuyuzatın teza- hur ettiği bir mahal olabilir. Boyle bir mazhariyet ise hikmet ehlinin beyanına gore tevazu ve mahfiyet gercekleşmeden mumkun olmaz.

Kişiliğin arınması ve yuce değerlerle tezyin edilmesinde atılması gereken en onemli adımlardan biri, insanı tevazudan mahrum bırakan engellerin ortadan kaldırılmasıdır. Bu engellerin en buyuğu ise insanın kendinde bir varlık hissetmesi ve mustağni bir tavırla kibre yonelmesidir. “Gercek şu ki, insan kendini mustağni gorunce azgınlaşır” (Alak Sûresi, 7) ilahî beyanı da, bu sırrı acıkca ortaya koyar.

TASAVVUFİ TERBİYE SURECİ

Bu bakımdan tasavvufi terbiye sureci olarak adlandırılan seyr u sulukte murşidlerin uzerinde durduğu en onemli tezkiye konularından biri, muriddeki varlık ve benlik vehmini bertaraf etmektir. Hatta bunun gercekleşebilmesi icin zaman zaman insan nefsine ağır gelen hizmet ceşitleri ile talipleri eğitmişlerdir.

Kaynak: Dr. Adem Ergul, Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan