
“Şahsiyet Dili”mizi pozitif yonde geliştiren ve kişiliğimizi saygın, etkin ve guvenilir kılan temel dinamiklerinden biri “adÂlet ve denge”dir.Duzenli ve dengeli davranma, her şeyin ve herkesin hakkını verme, haksızlıklardan uzaklaşarak orta yolu tutma, her şeyi yerli yerine koyma anlamında kullanılagelen “adÂlet” kavramı, tarih boyunca hemen her milletin buyuk değer verdiği onemli bir erdem olmuştur. Bu bakımdan şahsiyet dilinin diğer dinamikleri gibi cihanşumul bir ozellik taşır.
ŞAHSİYET DİNAMİĞİ
AdÂlet, coğu zaman devlet yonetimini elinde bulunduranlarda aranır; oysaki her insanın bir iktidar alanı var- dır ve bu yonuyle de herkesin taşıması gereken en temel bir şahsiyet dinamiğidir.
İlÂhî terbiyenin eşsiz kaynağı Kur ’an-ı Kerim, adÂletin, her ne pahasına olursa olsun kişiliğimizin vazgecilmez bir temel değeri olması gerektiğini şoyle vurgular:
“Ey Muminler! Sizin, ana-babanızın ve akrabalarınızın aleyhine de olsa, Allah rızası icin hakikate şahitlik yaparak adÂleti gozetmeye azmedin. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar, AllÂh onlara (sizden) daha yakındır. Hislerinize uyup adÂletten sapmayın. Eğer, (şahitliği) eğip buker (doğru şahitlik etmez), yahut şahitlik etmekten kacınırsanız, (biliniz ki) AllÂh yaptıklarınızdan haberdardır.” (en-NisÂ, 135)
“Ey îman edenler, AllÂh icin şahitlik eden kimseler olunuz. Bir topluluğa karşı duyduğunuz kin, sizi adÂletten saptırmasın. Âdil davranın, zîr takvaya yakışan budur. AllÂh ’tan korkun, AllÂh yaptıklarınızdan haberdardır.” (el-MÂide, 8)
Devletlerin varlık, huzur ve istikrarının temeli ÂdÂlet olduğu gibi, kişiliğin kıvamı da adÂletle kÂimdir. AdÂlet, herkese eşit davranmak değil, herkesin ve her şeyin hak ettiğini vermektir. Bu dinamiğin şahsiyette oluşması, ciddi bir irade, sorumluluk şuuru, basiret ve dirÂyet ister.
HZ. OMER'İN ADALETİ
AdÂlet dinamiğinin şahsiyet dilimizin gelişimine katkılarını şoyle sıralayabiliriz:
1. Kişilikte vakar ve muhatapta saygı oluşturur. Sozune ve kararlarına saygı duyulan kimselerin ortak ozellik- lerinden birisi, hic şuphesiz ÂdÂletli oluşlarıdır. Bu bakımdan saygın devlet adamı veya her seviyede iyi bir yonetici olmanın en temel hususiyeti, emri altındakilere karşı Âdil bir tutum sergileyebilmesidir. AdÂletin kaybı, dirÂyet ve otoritenin zaafa uğraması demektir. Hz. Omer ’le –radıyallahu anh- ilgili şoyle bir hÂdise anlatılır:
Bir savaş sonrası ganimet paylaşımında, herkese bir parca kumaş dağıtılır. Ancak dağıtılan kumaşlar, tam bir elbise olabilecek yeterlilikte değildir. Ertesi gun halife Omer, hutbe vermek icin minbere cıktığında, uzerinde dağıtılan kumaşlardan dikilmiş tam bir elbise vardır. Bu durum dinleyenlerden birinin dikkatini ceker ve hemen ayağa kalkıp, halifeden Âdeta hesap sorar:
«− Ey mu ’minlerin emiri! Bize dağıtılan kumaşlardan tam bir takım cıkmadığı halde, sizin uzerinizde bu elbiseyi tam goruyoruz. Bunun sebebini izah etmeden sozlerini dinleyemeyeceğiz», der. AdÂlet, şahsiyet dokusunun en belirgin cizgisini oluşturmuş olan o koca halife kalkar ve buyuk bir vakar ve tevazu icinde oğlu Abdullah ’a donerek:
«− EvlÂdım bu soruya sen cevap ver!», der. Babasının ciğerparesi ve goz nuru olan Abdullah kalkar ve durumu izah eder:
«− Dağıtılan kumaşlardan herkese bir elbise cıkmayınca, ben kendi hissemi de babama hediye ederek gorduğu- nuz bu elbiseyi diktirdik. Yoksa babam, kendisine fazladan kumaş almış değildir.» Bunun uzerine o şahıs der ki:
«− Ey mu ’minlerin emiri şimdi konuş, seni dinler ve artık sana itaat ederiz.»
BABANIN EVLATLARI ARASINDA AYRIM YAPMASI CAİZ Mİ?
2. AdÂlet, kişiliğimize oyle bir pozitif değer yukler ki, bu değer sayesinde etrafımıza guven ve huzur veren bir kimliğe kavuşur AdÂletten mahrum bir lider, kendisine uyan cemaat fertleri arasında; bir eğitimci, talebeleri nazarında; bir aile reisi de aile fertlerinin gozunde ve gonlunde sevgi, saygı, huzur ve guven oluşturamayacaktır.
SahÂbînin biri Peygamber Efendimizin yanında otururken, yanına kucuk oğlu geldi. O da cocuğu kucaklayıp optu ve dizine oturttu. Az sonra kucuk kızı da geldi. Adam onu da dizine değil de, yanı başına oturttu. Bunu goren Peygamber Efendimiz dayanamadı. Ona:
«− Cocuklar arasında adÂleti gozetmeli değil miydin?» buyurdu .
NûmÂn bin Beşîr -radıyallÂhu anhumÂ- anlatır:
Babam beni ResûlullÂh'a -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- goturdu ve:
«– Ben, sahip olduğum bir koleyi bu oğluma verdim.» dedi. Bunun uzerine ResûlullÂh -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem:
«– Buna verdiğini diğer cocuklarına da verdin mi?» diye sordu. Babam:
«– Hayır, vermedim.» deyince Efendimiz:
«– AllÂh ’tan korkunuz; cocuklarınız arasında adÂletli davranınız!» buyurdu. Bunun uzerine babam bağışından dondu ve verdiğini geri aldı.
SEVGİ İKSİRİ SUNAN DEĞER
3. AdÂlet, kişiliğimize cevremizden sevgi iksiri sunan bir değerdir. Sevgi oyle bir iksirdir ki, bunun yokluğu, in- sanı daraltır ve hatta coğu zaman ozumuzu kurutur. Sevgi, şahsiyetimize yuklenen pozitif bir enerjidir. Gonlumuz coğu zaman onunla gıdalanır. Başkalarının ve hatta tum yaratılmışların şahsımıza yonelik sevgileri, bize manevî bir enerji yukler. O bize huzur verir. Hele bu sevgi, Âlemlerin Rabbinden olursa, O ’ndan gelen ilÂhi feyizle ic Âlemimiz dipsiz bir coşku ve heyecan kazanır. Enerjik bir karaktere donuşuruz. Sozlerimiz, bakışlarımız ve davranışlarımız, farklı bir derinlik ve keskinlik kazanır. Rabbimiz bu sevgisini adÂletli olanlara şoyle ilan eder:
“…AdÂleti titizlikle uygulayın. Muhakkak ki Allah, adÂletli davranma konusunda son derece hassas davra- nanları sever.” (HucurÂt Sûresi, 9)
ADALET DİNAMİĞİ
4. AdÂlet dinamiği, ferdî hayatımız soz konusu olduğunda, kişiliğimizin ifrat ve tefrit gibi aşırı uclardan koru- narak, itidÂl uzere bir hayat kalitesine kavuşması demektir. Diğer bir ifadeyle dengeli bir hayat tarzının odak noktasını adÂlet teşkil eder. Rabbin hakkını vermek, kendi bedenimizin hakkını vermek, ilişki kurduğumuz diğer insanların haklarını vermek, işin hakkını vermek ve daha bunun gibi ilgili olduğumuz hemen her konuda bu titizliği gozetmek, ciddi bir denge arayışıdır. Bu hassasiyet, şahsiyetin kemÂlini gosterir. AdÂlet dinamiği, işte bu yonuyle huzur bulan ve huzur veren kişiliğin en temel ozelliklerinden birini teşkil eder.
AshÂb-ı kirÂmdan bÂzıları bir gun muhterem vÂlidelerimize sorular sorarak AllÂh Resûlu ’nun -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ibÂdetlerini oğrenmek istemişlerdi. Onlar da gorduklerini anlattılar. Efendimiz ’in îtidÂl uzere yapmış olduğu ibÂdetlerini az goren bu kimseler, kendi kendilerine:
«–AllÂh ’ın Resûlu nerede biz neredeyiz? Onun gecmiş ve gelecek gunahları bağışlanmıştır.» dediler. İclerinden biri:
«– Ben omrumun sonuna kadar, butun gece uyumaksızın namaz kılacağım.» dedi. Bir diğeri:
«–Ben de hayatım boyunca gunduzleri oruc tutacağım, orucsuz gun gecirmeyeceğim.» dedi. Ucuncu sahÂbî de:
«–Ben de sağ olduğum muddetce kadınlardan uzak kalacak, asla evlenmeyeceğim.» diye soz verdi. Bir muddet sonra Peygamberimiz onların yanına geldi ve kendilerine şunları soyledi:
«–Şoyle şoyle diyen sizler misiniz? Sizi uyarıyorum! AllÂh ’a yemin ederim ki ben sizin AllÂh ’tan en cok korkanınız ve O ’na karşı en saygılı olanınızım. Fakat ben bazen oruc tutuyor, bazen tutmuyorum. Gece hem namaz kılıyor hem de uyuyorum. Kadınlarla da evleniyorum. Benim bu hayat tarzımdan (sunnetimden) yuz ceviren kimse, benden değildir”.
Dunyevî ve uhrevî her işte adÂlet ve dengeyi muhÂfaza etmek, gerek ferdî, gerekse ictimÂî huzur, sukûn, Âhenk ve intizÂmın vazgecilmez bir zaruretidir. Soz ve davranışların etkin oluşunda, dirÂyet ve otoritenin temininde, guven veren bir kişiliğin sergilenmesinde adÂlet, en onemli esastır. Bu yonuyle “şahsiyet dili”nin olmazsa olmaz en ehemmiyetli dinamiklerinden biridir.
Kaynak: Dr. Adem Ergul, Şahsiyet Dili ve Geliştiren Liderlik, Erkam Yayınları
HZ.OMER ’DEN (R.A) ADİL YONETİM DERSİ
https://www.islamveihsan.com/hz-omerden-r-a-adil-yonetim-dersi.html
İslam ve İhsan