İhlaslı bir şekilde gecirilen bir omrun bereketi ve yapılan ibadetlerin fazileti...İhlas, dini Allah ’a has kılmaktır…

İhlas, amelleri sırf rızÂ-yı ilÂhîyi kastederek îf etmektir, ameli bulanıklıktan tasfiye etmektir bir başka ifadeyle...

İhlas, huzur ve sekinetin garantisi, yılgınlığa karşı en guclu kalkandır...

İhlas, dert ve sıkıntıların, huzun ve elemlerin panzehridir…

Allah Teala, “Rıdvan Biatı”n ardından, muminlerin Peygamber Efendimize verdikleri sozden hoşnutluğunu bildirirken buyuruyor:

“Şuphesiz Allah, ağac altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gonullerinde olanı bilmiş, onlara huzur, guven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri bircok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak guc sahibidir, hukum ve hikmet sahibidir.” (Fetih 18)
Ashabı Kiramın, Efendimize biat ederken, ona soz verirken gonullerinde olan şey, ihlaslarıydı, onun getirdiği tum değerlere şartsız, iman etmeleriydi. Efendimize verdikleri sozlerinin arkasında dimdik duracaklarının Allah Teala tarafından bilinmesiydi Mevla ’mızı hoşnut eden…

Bunun icin Allah TeÂla peşin peşin onların gonullerine “sekinet indirdi”.

Sekinet, yani itmi ’nan.. Yani guven duygusu… Yani, huzur ve sukûnet...

Butun zorluklara rağmen dinleri uzerine sebat edebilme gucu, kudreti…

Kendilerini hidayete erdiren Rablerine ve O ’nun elcisine karşı her daim husn-u zan ile bakabilme nimeti…

HUZUR VE SEKİNETİN GARANTİSİ 'İHLAS'

Huzur ve sekinetin garantisi olan ihlas, kalplerde azaldıkca, gonuller daralıyor, huzursuzluk ve evhamlar artıyor elbette. Bu yuzdendir muşriklerin, munafıkların, riyakÂrların, ibadet ve teatini Allah Teala icin değil de başka maksatlar icin yapanların gonullerinin daraldıkca daralması.

İbni Kayyım el Cevziyye, ihlas ve tevhidi, kalpteki ağaca benzetir. Bu ağacın dalları amellerdir. Dunyadaki meyvesi guzel ve huzurlu bir hayattır. Ahiretteki meyvesi ise kesintisiz nimetlerdir. Şirk ve riya da kalpteki ağac gibidir. Bu ağacın meyveleri ise dunyada korku, gam, keder, gonul darlığı, ahiretteki meyveleri ise kalıcı bir azaptır.

Velhasıl, muhlis olabilenin yolu, her işte Allah icin olup olmama imtihanını yuz akıyla verebilmekten gecer. Uzuntude, kederde, sevincte, hastalıkta, musibette ezcumle her turlu ahvalde Allah icin olabilme dirayetini gosterebilmektir muhlis olmak. Hastalığında Allah ’a sığınıp, sağlığında Allah ’ı unutmamaktır. Varlıkta şukredilmek, yoklukta isyan etmeyip, sabredebilmektir.

Son sozumuz Kelamullah ile olsun:

“Ey Muhammed! De ki: Şuphesiz benim namazım da, diğer ibadetlerim de, yaşamam da, olumum de Âlemlerin Rabbi Allah icindir.” (En ’am 162)
La- Tahzen / Uzulme

Şeytan, muhlislere guc yetiremez. Allah Teala ’nın vaadi var: “İblis, “Senin şerefine andolsun ki, iclerinden ihlÂslı kulların haric, elbette onların hepsini azdıracağım” dedi.” (Sa ’d 82-83)

La-Tahzen/ Uzulme

İhlaslı amel az da olsa sana kÂfidir. Resulullah ’ın sozu var: “Amelini ihlÂslı yap!Boyle yaparsan, amelin azı bilesana kÂfî gelir.” (İhyÂu Ulûmiddîn, IV, 676)

La-Tahzen / Uzulme

Uzuleceksen de Allah icin uzul. En iyi halinde de, en zayıf halinde de tavrını değiştirme. Allah icin sevin. Allah icin uzul.

Kaynak: A. Yasin Demirci, Altınoluk Dergisi, 2011 - Ocak, Sayı: 299, Sayfa: 007
İslam ve İhsan