İlahi rahmet ve merhametin taştığı mevsimler...CenÂb-ı Hak, eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insanoğlunu cok sevmekte ve onlarla dost olmayı arzu etmektedir. Oyle ki, bu yakınlığın temini icin bizlere cok mustesn bÂzı ikram vakitleri ihsan buyurmuştur.

MeselÂ;

– Gece ve gunduzun deverÂnı icinde, Peygamberr Efendimiz ’in; “Kulun, Rabbinin rahmetine yakın olduğu zaman”(Tirmizî, DeavÂt, 118; NesÂî, MevÂkît, 35) olarak ifÂde buyurduğu, feyiz dolu anlarıyla seherler,

– Haftanın gunleri icerisinde, “Uzerine guneş doğan en hayırlı gun”(Muslim, Cum ’a, 17, 18.) olarak beyÂn edilen, duÂların makbul olduğu sırlı vaktiyle Cumalar,

– Ayların birbirini takip edişi icerisinde de Zilhicceler, Muharremler ve mubarek uc aylar,

– Bunlar arasında RamazÂn-ı Şerîf ise bambaşka bir rahmet iklimi, mustesn bir mağfiret mevsimi... CenÂb-ı Hakk ’ın biz kullarına buyuk bir ihsÂnı, muazzam bir lûtfu…

Bilhassa Ramazan geceleri arasında, sırlı bir hazine gibi taliplilerini bekleyen Kadir gecesiyle, bir omurluk feyiz ve bereket menbaı… İşte fÂnî hayat yolculuğunda idrÂk etmekte olduğumuz bu mustesn zaman dilimleri, yukarıdaki hÂdislerde zikredildiği gibi, Âdeta bir altın vÂdisinden gectiğimiz pek kıymetli vakitlerdir.
Nitekim Peygamber Efendimiz:

“Eğer kullar, Ramazanın fazîletlerini bilselerdi, butun senenin Ramazan olmasını temennî ederlerdi…” (Heysemî, c. III, sf. 141) buyurmak sûretiyle bu ilÂhî nîmete dikkat cekmişlerdir.

Bu vakitlerden lÂyıkıyla istifÂde icin de, RamazÂn-ı Şerîf ’in seherlerini, uyanık bir gonulle îf edilen teheccud, tefekkur, zikir ve Kur ’Ân tilÂvetleriyle;

Gunduzlerini, gonlu Hakk ’a vererek yapılan ibadet, infak ve amel-i sÂlihlerle;

İcÂbet saati olan iftar vakitlerini, istiğfar, du ve bir mu ’mine iftar ettirebilmenin huzûru ile,

Akşamlarını da tÂdil-i erkÂn uzere ed edilen terÂvih namazları ile ihy etmelidir.

Muall bin Fadl şoyle nakleder: “Selef-i sÂlihîn, CenÂb-ı Hakk ’a, altı ay kendilerini Ramazan ’a ulaştırması icin du ederlerdi. Geri kalan altı ayda da idrÂk ettikleri RamazÂn ’ı kabul buyurması icin du ederlerdi.” (KıvÂmu ’s-sSunne, et-Terğîb ve ’t-Terhîb, II, 354)

Rabbimiz, bizlere RamazÂn-ı Şerîf ’in kadr u kıymetini idrÂk ettirsin. İbadetlerimizi, oruclarımızı, namazlarımızı, tilÂvetlerimizi, sadaka, zekÂt, hayır ve hasenatlarımızı, RamazÂn-ı Şerîf ’in muazzam bereketiyle ziyadeleştirerek kabul buyursun… Âmîn…

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Hudayi Ramazan Ozel Bulteni, Sayfa 04
İslam ve İhsan