
DergÂhlar gonul cevherini Leyl ’dan Mevl ’ya ceviren ocaklardır. Dunya sevgisini gonul tahtından indirip Mevl ’nın hÂkimiyetini orada hÂkim kılmaya calışırlar. DergÂhlar, insanların unvanlarına, makamlarına ya da mallarına gore itibar gorduğu yerler değil, takvÂlarına, hallerine ve gonullerine gore ağırlandıkları mahallerdir. Bu ulvî terbiye ocağına tevÂzu ve hiclikle gelenler lutufla donerler. Ancak dolu gelenler boş donmek durumunda kalırlar.Resûhi Baykara anlatıyor:
“Babam Yenikapı MevlevîhÂnesi son şeyhi Abdulbaki Efendi ’den dinlemiştim.
İkinci Sultan Mahmud ’un ilk devirleri. Yenikapı MevlevîhÂnesi ’nde, Ali Nutki Dede Efendi şeyh. Sozu sohbeti dinlenir, hakikaten ici ve dışı temiz bir zat. Meşhur şairimiz Şeyh GÂlib ’in muşÃ‚runileyhin (bu kişinin) dervişi olduğunu soylemek, kendisi hakkında fazla soz soylemeye luzum bırakmaz, sanırım.
Sultan Mahmud ikide bir tekkeye gelmekte, Âyinde bulunduktan sonra da dervişlere ihsanlar vermekteydi.
Şeyh Efendi Padişah ’ın bu hareketini doğru bulmuyor; fakat durup dururkende “Dervişlere para vermeyin, ihsanda bulunmayın,” diyemiyor.
O zamanın terbiye ve adÂbına aykırı. Bir taraftan da dervişlerin Padişah ihsanına alışmamalarını istiyor.
Bir gun Sultan Mahmud yine dergÂha geliyor ve Âyini muteakip şeyhin odasında Ali Nutki Dede ile konuşmaya koyuluyor. Bir aralık “Şeyhim,” diyor “benden bir şey emretmez misiniz?” Dede Efendi “Estağfirullah, yok” diyor. Padişah ısrar ediyor “Ustadım, bir şey emredin de yapayım.” Koca Dede artık dayanamıyor “Var, amma yapamazsınız”, diyor. Bu cevap, bilhassa Sultan Mahmud gibi bir padişahın garibine gidiyor ve asabiyetini belli eder bir şekilde “Nasıl olur?” diyor, “soyleyin de yapayım!” O zaman Şeyh Efendi, şoyle bir doğrularak cevap veriyor “Oyleyse bir daha bu tekkeye gelmeyin!” Padişah şaşırmış bir halde soruyor “Beni evliyaullah kapısından kovuyor musunuz?” Dedenin cevabına bakın: “Buraya Mahmud Efendi olarak gelirseniz gelin, yoksa Sultan Mahmud olarak gelip dervişlere ihsanlarda bulunarak, onların kalbini Allah ’tan sizin kesenize cevirecekseniz gelmeyin.”[1]
[1] Mustafa Armağan, Osmanlı ’nın Mahrem Tarihi, s. 186-187.
Kaynak: Dr. Adem Ergul, Medeniyet Onculerimizden 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan