
Her akdin kendine ozgu birtakım sıhhat şartları olmakla birlikte butun akidlerde bulunması gereken genel sıhhat şartları da mevcuttur.Ehliyeti kaldıran sebepler akdin asıl unsuru olan rızÂyı da ortadan kaldırdığından coğu defa akdin tamamen hukumsuz ve gecersiz olmasına yol acar. Buna karşılık akidde rız ile irade beyanı arasında ve rız ile akidde ortaya cıkan sonuc arasında belli olcude uyumsuzluğun olduğu durumlarda akid fÂsid sayılıp ilgili tarafa akdi feshetme hakkı tanınarak akdin yol acabileceği zararlara karşı korunmak istenmiştir.
AKDİN SIHHAT ŞARTLARI
Akdin sıhhat şartlarının başında, bedellerin mÂlum olması şartı gelir. Akdin sahih olabilmesi icin bedellerin anlaşmazlığa sebep olmayacak olcude biliniyor olması gerekir. Eğer akidde, taraflar arasında halledilmesi guc bir anlaşmazlığa yol acan aşırı bilinmezlik, fıkhî tabiriyle “fÂhiş cehalet” varsa bu akid fÂsid olur. MeselÂ, bir kimsenin bir suru icerisinde hangisi olduğu belirlenmemiş bir koyunu satması fÂhiş cehalet sayılır. Cunku bu durumda satıcı, koyunun belirlenmemiş olması gerekcesiyle kotu bir koyun vermek isteyebilir; alıcı da aynı gerekceyle daha iyi bir koyun secip almak isteyebilir. Ancak, basit bilinmezlik akdi fÂsid kılmaz. MeselÂ, akdin başlangıcında secme ve belirleme yetkisinin muşteriye verilmiş olması halinde bu bilinmezlik bir anlaşmazlığa sebep olmaz, dolayısıyla da akdi fÂsid kılmaz. Bedellerin vasıflarının bilinmesi ise sıhhat şartı değil, luzum (bağlayıcılık) şartıdır.
Akdin garardan yani mÂkul olmayan olcude risk, şuphe ve bilinmezlikten uzak olması şartı da, hem yukarıdaki şartı tamamlayan hem de tarafların beklenmedik risk ve zarardan uzak olarak gonul hoşnutluğuyla birtakım akdî yuk ve borclar altına girmesine imkÂn veren ve yine akidden doğan haklı kazanclar elde etmesini sonuclayan onemli bir sıhhat şartıdır. Esasen, bilinmezlik (cehalet) ve garar hukukî ilişkilerde olcu olabilecek netlikte ve acıklıkta birer kavram olmayıp tanımı ve iceriği şahıs, bolge ve donemlere gore farklılık gosterebilir. Fakat İslÂm hukukunda bu konu uzerinde ayrıntı ile durulmuş, bazı orneklerden hareketle belli olculer getirilmeye calışılmış ve neticede akidlerde guven, adalet ve hakkaniyeti sağlama, işin şansa bırakılarak taraflardan birinin akdin mÂkul sonucu olmayan bir borc ve zararla karşılaşmasını onleme yonunde onemli tedbirler alınmıştır. Aşağıda bilinmezlik, gabin ve garar konusuna tekrar donulecektir.
Akid esnasında tek taraflı yarar sağlayan, akdi risk ve bilinmezlik ortamına surukleyen, yasak bir şeyi iceren, akdin muhteva ve yapısal amaclarına (muktezÂ) veya teÂmule aykırı şartlar da coğu zaman fÂsid şart olarak nitelendirilmiştir. Akidde tarafların ileri surebileceği şartlardan onemli bir bolumunun ozellikle ilk donem İslÂm hukukcularınca fÂsid şart olarak nitelendirilmesi ve boyle akidlerin feshine imkÂn tanınması, temelde akidlerde sadeliği koruma, akdin kuruluş ve hukumlerini objektif olculere bağlama ve ileride taraflardan birinin bu yuzden mağdur olmasını onleme duşuncesine dayanır. Ancak bu sakıncanın ortadan kalktığı ileriki donemlerde hukuk ekolleri bu konuda daha musamahalı bir tavır izlemiş ve dinin temel ilke ve yasaklarını ihlÂl etmediği, orf ve teÂmulde bulunduğu surece taraflara akidde dilediği şartları ileri surme ve akdi dilediği muhtevada duzenleme serbestisi tanımışlardır.
AKDİ FESHETME HAKKI
Akid yapılırken akdin tabii unsur, şart ve hukumlerinde yanılma (hata), kusurlu bir davranış sonucu karşı tarafın yanıltılması veya aldatılması (hile ve tağrir) veya akdin zor ve tehdit (ikrah) altında yapılması durumunda, akdin temel kurucu unsuru olan rız bu etkenlerin tur ve derecesine gore belli olcude sakatlanır. Bundan dolayı da İslÂm hukuk doktrininde hata, hile ve ikrahın akde tesirleri uzerinde ayrıntılı şekilde durulmuş, akidlerde objektifliği ve duzeni sağlama ve ucuncu şahısların haklarını koruma ile tarafların esasen razı olmadıkları zarar ve mağduriyetlerini onleme arasında mÂkul bir denge kurulmaya calışılmıştır. Bu sebeple de bir dereceye kadar akidler ve dış irade korunmuş, akde rızÂnın ciddi olcude sakatlandığı belli bir dereceden sonra ise ilgili tarafa akdi feshetme hakkı tanınmıştır.
Faiz yasağı İslÂm ’ın temel yasaklarından olduğu icin akdin sahih olabilmesi icin, faiz unsurunu veya şartını icermemesi hatta akdin faiz şuphesinden uzak olması şartı uzerinde de ayrıntı ile durulur.
FASİD AKİD
Belli başlılarına temas edilen bu sıhhat şartlarının bulunmaması halinde akid bÂtıl ve tamamen gecersiz olmayıp fÂsid olacaktır. Hanefîler fÂsid akdi belli nevi akidlerde bÂtıl akidden ayrı duşunduklerinden, akdi fÂsid kılan bu şartın kalkması veya iyileştirilmesi halinde akdin sıhhat kazanabileceğini ifade etmişlerdir. Cunku amac insanların sozleşme hurriyetlerini ve akdî iradelerini kısıtlamak değil, akidlerin hem dinin ilke ve esaslarına aykırı kurulmasını onlemek hem de insanları bilgisizlik, dikkatsizlik, ihtiyac ve zorbalık sebebiyle gercekte razı olmadığı bir yukumluluk ve zarar altına girmekten korumaktır.
Kaynak: İslam İlmihali 2, TDV Yayınları
AKİD NEDİR? İSLAM ’DA AKDİN HUKMU
https://www.islamveihsan.com/akid-nedir-islamda-akdin-hukmu.html
İslam ve İhsan