
ÎmÂnın ilk meyvesi merhamettir. Ondan uzak bir gonul zî-hayat (hayat sahibi, canlı) değildir. Her hayrın başı olan besmele ve FÂtiha, AllÂh ’ın RahmÂn ve Rahîm (merhamet) isimleri ile başlar. Peygamberler ve velîlerin hayat hikÂyeleri de merhamet menkıbeleri ile doludur.AllÂh ’ın ahlÂkı ile ahlÂklanmanın en tabiî neticelerinden biri, merhamet dolu engin bir gonle sÂhib olmaktır. İbÂdetlerin, bilhassa haccın hakikatine boyle bir gonul ile kavuşulabileceğini MevlÂn -kuddise sirruh- aşağıdaki şu hikÂyesi ile ifÂde eder:
“Buyuk pîr BÂyezîd-i BistÂmî, hac ve umre îfÂsı icin Mekke ’ye doğru suratle gidiyordu.”
“Her gittiği şehirde oranın ulularını araştırıyor;
«–Bu beldede basîret sahibi kim var?» diye onune gelene soruyordu.”
“Cunku nereye sefer yaparsa yapsın, evvel Hak dostlarını bulmanın zarûreti inancı icinde idi.”
“Cunku Hak TeÂlÂ:
«…ŞÃ‚yet bilmiyorsanız, zikir ehlinden sorunuz!» (en-Nahl, 43; el-EnbiyÂ, 7) buyuruyordu.”
“Mûs -aleyhisselÂm- dahî ledunnî ilme sÂhip Hızır ’ı ziyÂretle emredilmişti.”
“BÂyezîd, hilÂl gibi suzgun, uzun boylu bir pîr gordu ki, onda velîlerin rûhÂniyeti vardı.”
“Gozleri dunyÂya ÂmÂ, kalbi ise Guneş gibiydi.”
“BÂyezîd, o pîrin karşısına oturdu. Pîr ona:
«–Ey BÂyezîd, nereye gidiyorsun? Gurbet eşyÂsını nereye taşıyorsun?» dedi.”
“BÂyezîd de:
«–Hacca gitmek niyetindeyim; iki yuz dirhem de param var...» dedi.”
Pîr BÂyezîd ’e dedi ki:
“–Ey BÂyezîd! O dunyalığının bir miktarını Allah yolundaki muhtaclara, gariplere, bîcÂrelere dağıt! Onların gonullerine gir ki; rûhunun ufku acılsın! İlk olarak gonlune haccettir! Ondan sonra rakîk bir gonulle o nÂzik hac yolculuğuna devam et!..”
“Cunku KÂbe, AllÂh ’ın hÂne-i birri, yÂni ziyÂreti farz olan, sevÂbı mûcib bir beyttir. LÂkin insan kalbi, sırlar hazînesidir.”
“KÂbe, Âzeroğlu İbrÂhim ’in binÂsıdır. Gonul ise, Celîl ve Ekber olan AllÂh ’ın nazargÂhıdır.”
“Eğer sende basîret varsa, gonul KÂbe ’sini tavÂf eti. Topraktan yapılmış sandığın KÂbe ’nin asıl mÂnÂsı gonuldur.”
“CenÂb-ı Hak, gorunen, bilinen sûret KÂbe ’sini tavÂf etmeyi, kirlilikten temizlenmiş, arınmış bir gonul KÂbe ’si elde edesin diye sana farz kılmıştır.”
“Şunu iyi bil ki, sen AllÂh ’ın nazargÂhı olan bir gonlu incitir, kırarsan, KÂbe ’ye yaya olarak da gitsen, kazandığın sevap, gonul kırmanın gunÂhını dengeleyemez…”
“Sen varını, yoğunu, malını, mulkunu ver de bir gonul yap! Yap da o gonul, mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin!..”
“AllÂh ’ın huzûruna altın dolu binlerce keseler gotursen, CenÂb-ı Hak:
«Biz ’e bir şey getirmek istiyorsan, kazanılmış bir gonul getir! Cunku altın, gumuş Biz ’im icin bir şey değildir. Eğer Biz ’i ve rızÂmızı istiyorsan, bunun ancak bir gonul kazanmaya bağlı olduğunu unutma!..» buyurur.”
“Hakk ’ın nûrunun insandaki tecellîsini gormek icin kalp gozun iyice acılsın!..”
“BÂyezîd, pîrin bu nuktelerini kavradı. Gonlu, sohbetle, merhametin esrÂrından bir hisse aldı. Huzur ve vecd icinde hac yolculuğuna devam etti.”
MevlÂn -kuddise sirruh-, bu hikÂyeden sonra sozlerine devamla şoyle buyurur:
“Sefere cıkacağın vakit, ilÂhî bir hazîne olan insan-ı kÂmil olmak talebi ile cık ki, gonlunun ufku acılsın!”
“Her kim ekin ekerse, maksadı buğday almak olur. Saman, zaten buğday ile husûle gelir.”
“Saman ekersen, buğday hÂsıl olmaz. Oyleyse sen de insan-ı kÂmil, rehber-i fÂzıl ara; onun tÂlibi ol!”
“Hac vakti olunca KÂbe ’yi ziyÂret ve tavaf maksadı ile git! Bu maksatla gidersen, Mekke-i Mukerreme ’nin hakîkatini gormuş olursun!..”
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Mesnevî Bahcesinden BİR TESTİ SU, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan
Efendimiz'in (s.a.v.) Hayvanlara Şefkat Ve Merhameti