Zor zamanınızda yanınızda kim varsa o sizin icin diğerlerinden her zaman daha kıymetlidir. Ona daha cok kıymet verir ve muhabbet duyarsınız. İnsanın insana olduğu gibi kişinin de dini icin yaptığı amellerin kıymeti elbette ki zor ve kolay gunde yapılanın ehemmiyet ve kıymeti farklı olacaktır.CenÂb-ı Hakk ’a dost olmak isteyen bir mu ’min; AllÂh ’ın dîninin zulum ve baskı altında olduğu, muslumanların mazlum, mağdur ve zayıf duştuğu zor zamanlarda Allah icin fedÂkÂrca gayret edebilmeyi, buyuk bir nimet ve saÂdet bilmelidir.

Zira boyle zaman ve mekÂnlarda yapılan hizmet ve gayretleri, CenÂb-ı Hak "husûsî ecirlerle" mukÂfatlandırır.

ZAFERDEN ONCE VEREBİLMEK

Nitekim Allah TeÂlÂ, maddî veya mÂnevî ihtiyacların had safhada olduğu zor zamanlarda comertlik ve fedÂkÂrlıkta bulunan kullarını diğerlerinden ustun tutmuş ve onlara; «Fetih ’ten once infÂk edenler» diye buyuk bir fazîlet pÂyesi ihsÂn etmiştir.

Âyet-i kerîmede şoyle buyurulur:

“Size ne oluyor ki Allah yolunda infÂk etmiyorsunuz? Oysa goklerin ve yerin mîrÂsı AllÂh ’ındır.

İcinizden, fetihten once infÂk eden ve savaşanlar (diğerleriyle) bir olmaz.

İşte onlar, derece olarak sonradan infÂk eden ve savaşanlardan daha buyuktur.

Bununla beraber Allah, her birine en guzel olanı va‘d etmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (el-Hadîd, 10)

KISSADAN HİSSE

Bunu muşahhas bir misal ile anlatalım:

Yokuş yukarı giden bir araba, rampada Ârızalansa; ona omuz vermek, o arabanın sahibine yapılabilecek en buyuk iyiliktir. Yokuş aşağı veya duz vaziyetteki bir arabaya verilecek omuz ise basit bir yardımdır. O vasıta, kendiliğinden bile yurur.

Bunun gibi; cÂhiliyyenin tekrar yayıldığı, dînî hizmetlerin revacta olmadığı zor zamanlarda İslÂm ’ı yaşayarak ve yaşatarak, AllÂh ’ın dînine yardım etmek, cok buyuk bir ecir vesilesidir.

Memuriyeti, zor ve tehlikeli yerlere cıkanların ucretlerine, nasıl «mahrumiyet zammı» ilÂve ediliyorsa; CenÂb-ı Hak, zor zamanlarda dînine hizmet edenlere de cok buyuk ecir ve mukÂfat verecektir.

Rabbimiz; nefsimizi, neslimizi, ummeti ve insanlığı, emr-i bi ’l-mÂruf ve nehy-i ani ’l-munker şuuruyla irşÃ‚d edebilmeyi cumlemize nasip ve muyesser eylesin. Bizlere Peygamber Efendimiz ve ashÂb-ı kiramdaki tebliğ heyecanından hisseler bahşeylesin. Gayretlerimize bereket ve feyiz lutfeylesin. Âmîn!..

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, Yıl: 2017 Ay: Mart Sayı: 145
İslam ve İhsan