Kac ceşit ruya vardır? Gercek ruya nasıl anlaşılır? Ruyaların ceşitleri ve kısaca tanımları...Ruya uc kısımdır: Birincisi sÂlih ruya olup Allah ’tan bir mujdedir; ikincisi şeytanın verdiği korku, (vesvese) ve huzundur; ucuncusu de kişinin kendi kendine konuştuğu şeylerdir. Kim ruyasında hoşlanmadığı bir şey gorurse, onu başkalarına anlatmasın; hemen kalkıp namaz kılsın…

RuyÂ, uyku sırasında zihinde beliren goruntulerin butunu, gorulen hayaller dizisi, hayal, duş, umit mÂnÂlarına gelir.
RUYALAR KAC CEŞİTTİR? Gonuller SultÂnı Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde ruyalar hakkında şoyle buyurmuşlardır:
“Ruy uc kısımdır: Birincisi sÂlih ruya olup Allah ’tan bir mujdedir; ikincisi şeytanın verdiği korku, (vesvese) ve huzundur; ucuncusu de kişinin kendi kendine konuştuğu şeylerdir. Kim ruyasında hoşlanmadığı bir şey gorurse, onu başkalarına anlatmasın; hemen kalkıp namaz kılsın...” (BuhÂrî, Ta ’bîr, 26; Muslim, RuyÂ, 6)
GERCEK RUYA NASIL ANLAŞILIR? Bunları kısaca acıklamak gerekirse;
1- Salih ve Sadık Ruyalar İlÂhî mevhibelerden biri olan sÂdık ruyalar, gaybî hakikatlere vÂkıf olmanın yollarından biri olarak kabul edilmektedir. Zira uyku sırasında maddî Âlemle irtibÂtı asgarîye inen insanda, rûha Âit hisler guclenir. Ulvî manzaraları perdeleyen nefsÂniyet bulutları dağılarak goruş berraklaşır. Bu sûretle ruyÂlarında gayb Âlemini seyretmek, bazı sÂlih kullara nasîb olur. Bu keşiflerin doğruluğu ise, uyanıkken muşÃ‚hede edilir.
Bir hadîs-i şerîflerinde Peygamber Efendimiz:
“Nubuvvetten geriye sadece mubeşşirÂt kalmıştır.” buyurunca ashÂb-ı kirÂm merakla:
“–MubeşşirÂt nedir, y ResûlÂllah?” diye sordular. Efendimiz onların bu suÂline:
“–SÂdık ruyÂdır.” diyerek cevap verdiler. (BuhÂrî, TÂbir, 5; Muslim, SalÂt, 207-208)
MubeşşirÂt, ihlÂslı mu ’minlerin gonullerinin ruy esnÂsında ilÂhî mujdelere, ilhamlara ve telkinlere acık hÂle gelmesidir. Boyle ruyÂlar net olarak hatırlanırlar. Bunlar, CenÂb-ı Hak tarafından ya mujde ya da îkaz mÂhiyetindedir. Bunları vazifeli bir kısım melekler ummu ’l-kitÂb (levh-i mahfuz) ’dan telÂkkî ederek, CenÂb-ı Hakk ’ın emir ve musÂadesi ile, uyuyan insanın rûhuna seyrettirirler. Bu sebeple denilebilir ki sÂdık ruyÂlar, Levh-i Mahfuz ’dan istikbÂle akseden pırıltılardır.
SÂdık ruyÂlar, ehli tarafından tÂbire, yani şifrelerinin cozulmesine muhtactır. Ruya tÂbiri de Hak vergisi bir ilimdir. Peygamber Efendimiz, namazlardan sonra bÂzen ashÂbın gorduğu ruyaları dinler ve tÂbir eder, istikbÂle dÂir zuhûr eden tecellîleri îzah buyururlardı.
2- Şeytanî Ruyalar Şeytanın, insanı korkutmak, rûhu sıkıntıya duşurmek veya mahzun etmek maksadıyla mudÂhil olduğu ruyalardır. Yuksek bir yerden duşmek veya insanı tesir altında bırakan kargaşa ve felÂket sahneleri gormek gibi. Boyle ruyÂların bir esası yoktur.
Ebû Saîd el-Hudrî t ’tan rivÂyet edildiğine gore Nebî r şoyle buyurmuştur:
“Sizden biriniz hoşuna giden bir ruy gorunce, (bilsin ki) o, Allah TeÂl ’dandır. Bu sebeple AllÂh ’a hamdetsin ve o ruyÂsını anlatsın.”
Diğer bir rivÂyet de şoyledir:
“O ruyÂyı sadece sevdiğine soylesin. Hoşlanmadığı bir ruy gorurse o da şeytandandır. Onun şerrinden AllÂh ’a sığınsın ve onu hic kimseye soylemesin. O zaman o ruy kendisine zarar vermez.” (BuhÂrî, Ta ’bîr, 3, 46; Muslim, Ru ’yÂ, 3)
Coğunlukla bulanık, yarı hatırlanan, karışık bir ruya goren, gorduğunu kimseye anlatmamalı ve şeytanın îğvÂsından AllÂh ’a sığınmalıdır.
3- Harici Bir Tesirle Gorulen Ruyalar Kişinin hÂl ve hayÂline bağlı olarak ruyasına akseden manzaralardır. Mesel cok tuzlu yemiş olan bir kimsenin ruyada bolca su icmesi veyahut da zihnini fazlaca meşgûl eden bir meselenin ruyasına girmesi gibi. Bunların da tÂbiri yoktur. Esassızdırlar.
Ruyanın mÂhiyeti hakkında ise şunları soylemek mumkundur:
RuyÂda gorulen varlıkların her biri, lugattaki bir kelime gibidir. Yani ruyÂ, Âdeta ayrı bir lisandır. Bu lisanda gorulen varlığa atfedilen mÂnÂ, uzak bir alÂkaya dayanır. Yani busbutun mesnedsiz ve sebepsiz değildir. Mesel yılan, duşmandır. Bu mÂnÂ, Âdem u ’ın kıssasına dayanır. Onda gorulen her hÂl ve hareket, duşmana Âit bir tavır olarak îzah edilir. Fakat bir yılan dumduz veya olu gibi hareketsiz gorulurse, yol ile tÂbir edilir.
Diğer taraftan, ruy tÂbirinde pek cok muessir rol oynar. Gunler, mevsimler, ruyÂnın gorulduğu gece vakti vs. Mesel kışın gorulen ruy gec tahakkuk ederken, sabaha karşı gorulen ruy cabuk cıkar. Ancak bu tÂbirler her ruy sÂhibinin tabiatı farklı olduğundan coğu kez noksandır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, 40 Soru 40 Cevap, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan