Sohbet “bir murşidin ya da Âlimin sozlerini dinlemek uzere tertip edilen dinî-tasavvufî toplantı” anlamında kullanılır. Sohbet halkalarını ilk defa duzenleyen Peygamber Efendimiz (sav) olup, onun arkadaşlarına sahabi, "sohbet ehli" denir.Peygamber Efendimiz (sav) gokteki yıldızlar olarak isimlendirdiği ashabını sohbetlerde yetiştirmiştir. Sohbet sadece kuru bilgilerin aktarıldığı bir ortam değil, manevi hallerin yayıldığı ulvi bir meclistir. İmam-ı RabbÂnî, Nakşîliğin insan yetiştirme metodunun Peygamberimizin sunnetinden alınan sohbet olduğunu şu şekilde acıklar:
Bu yol, -Allah onlardan razı olsun- sahabe-i kiram yoludur. Cunku onlar, Hz. Peygamber ’in (s.a.v.) sohbetinin, daha birinci gununde, oyle manevi hallere ulaştılar ki, sonra gelen en buyuk evliya bile sulûkunun ancak sonlarında, bundan bir nebzesine kavuşabilmiştir. Bu sebepledir ki Hz. Hamza ’nın katili olan Vahşi (r.a) dahi TÂbiîn ’in en hayırlısı olan Veysel Karani ’den daha ustundur.(İmam-ı Rabbani, Mektubat, 66. Mektup)
Sohbetler sevgi ortamı olup orada dervişan murşidleri ile aynîleşir, birleşik kaplar kanununda olduğu gibi kalplerdeki feyizler birbirine transfer olur, dolu kalpten boş kalbe feyiz dolar. Bu sebeple salik, Allah dostları ve salih insanlarla olabildiğince aynı ortamı paylaşmaya gayret etmelidir:
“Aynı şekilde şu da bilinmelidir ki; uzlet dostlardan ve salihlerden değil, sadece maneviyattan uzak yabancılardan olur. Cunku tarîkat-i aliyyede, sırları paylaşan salihlerle sohbet, sunnet-i muekkededir. HÂce Nakşibend (k. s.) demiştir ki: “Yolumuz sohbet yoludur.” Sohbetten maksat, ehl-i tarikin sohbetidir. İnkÂrcıların ve isyankÂrların sohbeti değil”. Demek ki sohbet sadece Salihlerle değil, haram helal tanımayan gunahkÂrlar ile de yapılabilmektedir. Bu tur insanlardan korunmak icin sufiler halvet ve uzlete girmeyi tavsiye ederler. Hz. Mevlana halvetin amacını şoyle acıklar:
Halvet yardan değil ağyardan olur, dostlara karşı değil,
Kurk kış icindir, bahar icin değil. (Mesnevi, II, 25-26)
Sohbette olan manevi kemalat sufilerin onem verdiği riyazet, cile gibi diğer metotlardan daha fazladır, ihlas ile sohbetlere katılan muridler hızla terakki ederler:
“Bu zamanda bu buyuk bahtiyarlığı elde etmek, Nakşî yolunun buyuklerine ihlÂs ile yonelmeye bağlıdır. Onların bir sohbetinde elde edilen manevi hallere, uzun sure devam edilen ağır riyazetlerle dahi ulaşılamaz. Cunku bu buyuklerin yolunda, indiracu ’n nihaye fil bidaye yani (işin sonunu başından gorme) ozelliği vardır. Şoyle ki sÂlike ilk sohbetlerinde, seyr u sulûkun sonuna ulaşanların yaşadığı haller bahşedilir. (Mektubat, 90. mektup)
Bu sebeple murid sohbetinde bulunduğu kimselere dikkat etmelidir, zira iyilerle sohbet ne kadar faydalı ise kotulerle beraberlik de o kadar zararlıdır. Maalesef cep telefonları, TV kanalları, sosyal medya iyilerden cok kotu ortamlarda gezinmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu tur online sohbet ortamları da fiziken beraberlik kadar zararlıdır. Bu sebeple bize faydası olmayan sohbetlerden gerek sanal gerekse de gercek Âlemde uzak durmalıyız:
Sohbetten ve beraber olmaktan maksad, ya faydalı olmak ya da faydalanmaktır. Eğer bu iki ozellik bir mecliste bulunmazsa, o meclisin bir değeri yoktur. (Mektubat, 157. Mektup)
Mevlana iyi ile kotulerle beraberliğin tesirini mevsimlerle kıyas ederek şoyle acıklar:
Sohbet vardır, keskin bir kılıca benzer, bostanı, ekini kış gibi kesip bicer. Sohbet vardır, ilkbahar gibidir. Her tarafı yapar, sayısız meyveler verir. (Mesnevi, c.3:265-66)
SOHBET MECLİSLERİNDEN UZAK KALDIK Tum dunyada salgına donuşen Korana musibeti maalesef sohbetlerin de yapılmasına engel olmuştur. Mecburen sohbetlerin bir kısmı radyo, TV, sosyal medya mecraları gibi sanal Âleme taşınmıştır. Ne var ki bu tur sohbetler fiziki sohbetlerin yerini hicbir zaman tutmaz. Mecelle “zaruretler kendi miktarınca takdir olunur” der; zaruret ortadan kalkınca ruhsat da kalkar. Sanal sohbetler ancak fiziken yapılan sohbetlere destek mahiyetinde olabilir. Son zamanlarda bu salgının tesirini azaltması ile maneviyat sohbetleri tekrar başlamıştır. Gerekli tedbirleri elden bırakmadan maneviyat sohbetlerimize tekrar başlamak, salgının getirdiği ataletten kurtulmak gereklidir. Sohbetler pasif meclisler değildir, Peygamber Efendimizin sohbet meclislerinden fakihler, Âlimler, valiler, komutanlar yetişmiştir. Bugun de hamdolsun bu meclislerden devlet adamları, mutefekkirler, veliler yetişmektedir. Hatta yakın zamanda ibadete acılması ile bizi sevince gark eden Ayasofya Cami ’mizin acılması icin yıllarca mucadele eden, mahkeme mahkeme dolaşan İsmail Kandemir ağabeyimiz, bu sohbet meclislerinde yetişmiş, gonlu Allah sevgisi ile dolu bir insandır. Hayra anahtar olan ağabeyimiz, Bursa ’da İsmail Hakkı Bursevi ’nin vakıf arazisine yapılan uygunsuz kotuluk evlerini de kapattırmış, boylece şerre de kilit olmuştur. Sohbet insanı denizaltı gibi derinden ve sessiz hedefe kitlenir, hicbir şey onu manevi hedeflerinden alıkoyamaz. Gurultu patırtı yapmadan, buyuk işler başarır da kimsenin haberi olmaz. Yeter ki sohbetlere gelenler gonlu kırık, ihtiyac halinde gelsinler, biz kemale erdik, uctuk, kactık, psikolojisinden uzak dursunlar. Nasıl ki kendini sağlam bilen hastaya doktor yardım edemez ise aynı şekilde doyum halindeki sÂlike de murşidi fayda veremez. İmam bu konuda şoyle der:
Buyuklerden birinin huzuruna gelen kişi boş olarak gelmeli ki dolu olarak geri donsun. Onların yanında acziyetini ve iflasını gos­termeli ki onların şefkatine ve feyizlerine layık olsun. (Sohbete) doy­muş olarak gelip gitmenin bir faydası yoktur, zira bu tokluk; has­talıktan, (şeyhe karşı) istiğn halinde azgınlıktan başka bir şey yoktur.
Sohbetlerde gonlu dolan insanların her biri daha sonra vatana millete faydalı olmak icin uğraşır, once kendini sonra ailesini, sonra şehrini ve sırası ile tum ummeti kurtarmak icin gerekli enerjiyi bu meclislerin feyzinden elde eder. Yuce Rabbimiz bizlere Hak dostlarının sohbetlerinde bulunmayı ve gerektiği şekilde istifade etmeyi nasip etsin. Yanlış sohbet ortamlarından ve arkadaşlarından hepimizi muhafaza etsin. Amin.
Kaynak: Suleyman Derin, Altınoluk Dergisi 2020 - Ağustos, Sayı: 414
İslam ve İhsan
Salihlerle Beraber Olmanın Fazileti Nedir?