
En buyuk ibadet hangisidir?Ankebût sûresinde şoyle buyruluyor: “Allah, gokleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. Şuphesiz bunda, iman edenler icin (Allah ’ın varlık ve kudretine) bir nişÃ‚ne vardır. Rasûlum! Sana vahyedilen Kitab ’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki namaz, hayÂsızlıktan ve kotulukten alıkoyar. Allah ’ı anmak, elbette (ibadetlerin) en buyuğudur. Allah yaptıklarınızı bilir.”1
Omer Nasuhi Bilmen merhû-mun tefsirinde belirtildiğine gore burada Peygamberimiz (s.a.v.) ’e hitaben “Sana vahyedilen Kitab ’ı oku” buyrulmasının mÂnÂsı: “Nice hakikatleri beyÂn eden, hukumleri acıklayan, ibretli kıssalar ihtiva eden ve ahlÂkî oğutleriyle mu ’minleri iki cihan saadetine ulaştıran KitÂb-ı Mubîn ’i kıraate mudavim ol. Ummetine de bunu tebliğ et ki, Kur ’Ân kıraatine devam etsinler, Âyetlerdeki guzel ahlÂkı huy edinsinler. Bu vesileyle Allah ’ın sevdiği kullar zumresine dÂhil olsunlar.”2 demektir.
KUR'ÂN'DA KEŞFOLUNMAYAN MÂNÂLAR
Rûhu ’l-BeyÂn ’da ise bu cumle şoyle acıklanıyor: “Allah ’a yaklaşmak, nazmını hıfzetmek ve mÂnÂların hakikatini tefekkur etmek icin Kitab ’ı oku. Kur ’Ân ’ı tefekkur ve tedebburle okuyan kimseye daha once keşfolunmayan mÂnÂlar acılır.”3
Cunku tefekkur ve tezekkurle yapılan Kur ’an tilaveti, okuyanı ulvî duygularla buluşturur, îmanını pekiştirir. Ve Kur ’Ân-ı Kerîm okunan evlere sekînet iner.4 Peygamberimiz (s.a.v.); “Yuce Mevl ’nın, Kur ’Ân okuyanları şerefli melekleri katında andığı”5 mujdesini vermiştir.
MUNTAZAM KILINAN NAMAZIN KİŞİDE YAPACAĞI DEĞİŞİKLİK
Yine Omer Nasuhi Bilmen merhûmun tefsirinde belirtildiğine gore Âyet-i kerîmede “Namazı kıl.” buyrulmasının manası ise “En buyuk ibadetlerden olan namazı, ÂdÂbına riÂyet ederek kılmaya devam et. Ve bunu ummetine de tebliğ et. Cunku muntazaman kılınan namazlar, sahibini Allah ’ın rızasına muhalif olan davranışlardan alıkoyar.”6 demektir. Namaz, zikri de icine alır ve bu itibarla ibadetlerin en buyuğu, en onemlisidir. Bununla birlikte İslÂm Âlimleri, iyiliğe sevk etmeyen ve kotuluklerden alıkoymayan namazların sahibinin sırtında bir vebal olacağını dile getirmişlerdir...
Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.), bir vakit namazın diğer vakte kadar arada işlenen kucuk gunahların affına vesîle olacağını7 bildirmiştir; namazın zekÂt ve sıla-i rahimle birlikte cennete goturen amellerden olduğu8 mujdesini vermiştir.
KUR'ÂN VE NAMAZ
Gorulduğu uzere bu mubÂrek Âyetler, onumuze bir cerceve getiriyor. Buna gore Musluman, CenÂb-ı Hakk ’ın nimetleriyle kuşatıldığının her zaman şuurunda olmalı ve şunu hic unutmamalıdır; yuksek ve azametli semÂlarla uzerinde yaşadığımız yerkureyi ve bu ikisi arasında olan her şeyi kusursuz bir şekilde O yaratmıştır. Butun bunları hic bir karışıklığa meydan vermeden idare etmektedir. Musluman, once bu kevnî ayetlere ibret nazarıyla bakmalı, ondan sonra da KitÂb-ı Mubîn ’i, tedebbur ve tezekkurle okumalıdır. Cunku bizim tutunacağımız iki sağlam kulpun birincisi, her Âyeti ve her cumlesi ile yolumuzu aydınlatan Kur ’Ân-ı Kerîm ’dir. İşte, sadece bu iki Âyet-i kerîme bile onumuze nezih bir hayat cercevesi getiriyor. Tutunacağımız sağlam kulpların ikincisi ise elbette sunnet-i seniyyedir. Kur ’Ân-ı Mubîn ’i acıklayarak insanlığa tebliğ eden Rasûlullah (s.a.v.) ’in soz, fiil ve takrirlerinin tamamıdır.
Musluman, kalbini ve zihnini bu şuurla donattıktan sonra farz namazları ta ’dîl-i erkÂnı gozetip huşûa riÂyet ederek, muntazaman ve vaktinde kılmaya ozen gostermelidir. Cunku bize inandığımız gibi yaşama dinamizmi kazandıran kuvvet, ibadetlerimizdir. Onlar icinde namaz ise hayÂsızlık ve kotuluklerden koruyucu olması hasebiyle ibadetlerin ozudur. Ancak Musluman, farz namazların edası ile yetinerek butun himmetini dunyalığa hasretmemeli; sair vakitlerde de tamamen boş ve gayesiz olmamalıdır. Bilakis, Allah ’a olan bağlılığını korumak ve bir an bile O ’ndan gafil olmamak icin hususî gayret sarf etmelidir. Âyet-i kerîmedeki “Allah ’ı anmak (zikir), elbette (ibadetlerin) en buyuğudur.” cumlesi, bunu hatırlatıyor.
Şimdi bize gereken; eşyaya ve hÂdiselere ibret nazarıyla bakmaktır. KitÂb-ı Mubîn ’e Rasûlullah (s.a.v.) ’in ashabına oğrettiği gibi sahip cıkmaktır. Geceleri evlerimizden arı uğultusunu andıran Kur ’Ân sesleri gelmesidir. Namazı hayatın merkezine almak ve Allah dostlarının namazı gibi kılmaya gayret etmektir. Seherlerde zikr-i dÂim sevdasıyla uyanık bulunmaktır.
Tabiatıyla butun bunlar, kalbî bir kıvam meydana getirir ki, “ehl-i kitap ile en guzel sûrette mucadele edilmesi”9 emrinin, konumuzu teşkil eden Âyetlerden sonra gelmesinin bu bakımdan onemli olduğuna inanıyoruz.
Dipnotlar: 1) 29/44-45. 2) Kur ’Ân-ı Kerîm ’in Turkce MeÂl-ı Âlîsi ve Tefsîri, Omer Nasuhi Bilmen, Kahraman Yayıncılık, c. 5, s. 2668. 3) Rûhu ’l-BeyÂn Tefsîri, İsmail Hakkı Bursevî, Erkam Yayınları, c. 14, s. 619. 4) Muslim, Zikir, 38. 5) Ebû DÂvud, Vitr, 14. 6) Kur ’Ân-ı Kerîm ’in Turkce MeÂl-ı Âlîsi ve Tefsîri, Omer Nasuhi Bilmen, Kahraman Yayıncılık, c. 5, s. 2669. 7) BuhÂrî, Hudûd, 27. 8) Bkz; Buharî, Edeb, 10. 9) Ankebût sûresi, 29/46.
Kaynak: Cafer Durmuş, Altınoluk Dergisi, 383. Sayı
İslam ve İhsan
DERECE İTİBARİYLE EN FAZİLETLİ AMEL HANGİSİDİR?