
Soz soylerken nelere dikkat etmeliyiz? Hayra, fazilete goturen susmak mı, felakete goturen konuşmak mı? Konuşma edebi icinde susmanın fazilet ve onemi...“İnsan hicbir soz soylemez ki yanında onu gozetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın!” (Kāf, 18)
"Kim AllÂh ’a ve Âhiret gunune inanıyorsa, ya hayırlı soz soylesin veya sussun, zararlı soz soylemesin! Sizler, hayırlı soz soyleyerek kazanclı cıkınız; zararlı soz soylemeyerek rahat ve huzura kavuşunuz.” (Bkz. HÂkim, IV, 319/7774)
Yunus Emre Hazretleri buyurur:
Soz ola kese savaşı,
Soz ola bitire başı,
Soz ola ağulu[1] aşı,
Bal ile yağ ede bir soz!
İslÂm, bir hayat nizÂmıdır. Hayatın butun muhtevÂsını ve omrun her Ânını Kur ’Ân ve Sunnet olculeriyle tanzim eder. Kulluk vazifelerimizin yanı sıra, gunluk meşgalelerimizi, oturup kalkmamızı, yiyip icmemizi, hatt istirahatimizi bile ulvî gayelere bağlayıp idealize eder, bunlara dahî, bir nevî ibadet mÂhiyeti kazandırır.
KONUŞMA EDEBİ İCİNDE SUSMANIN YERİ VE ONEMİ İslÂm ’ın hassas olculer getirdiği beşerî davranışlar icinde “konuşma edebi”nin mustesn bir yeri ve ehemmiyeti vardır. Şu hÂdise, bu hakîkati ne guzel îzah etmektedir:
Bir gun MuÂz bin Cebel -radıyallÂhu anh-, Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e, hangi amelin daha hayırlı olduğunu sormuş ve bu meyanda, insanların yapabileceği cihad, oruc, zekÂt ve benzeri pek cok sÂlih ameli saymıştı. Fakat Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- her defasında;
“–İnsanlar icin bundan daha hayırlısı vardır.” buyurmuştu.
MuÂz -radıyallÂhu anh-:
“–Anam, babam Sana kurban olsun; insanlar icin bunlardan daha hayırlı olan nedir?” diye sorunca, Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- mubÂrek ağzını gosterdi ve;
“–Hayır konuşmayacaksa susmak!” buyurdu.
MuÂz -radıyallÂhu anh-:
“–Konuştuklarımızdan dolayı da hesÂba mı cekileceğiz?” diye sordu. Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-, MuÂz ’ın dizine -îkaz kabîlinden- hafifce vurarak şoyle buyurdu:
“–Allah hayrını versin ey MuÂz! İnsanları yuzustu Cehennem ’e surukleyen, dillerinin soylediğinden başka nedir ki?
Kim AllÂh ’a ve Âhiret gunune inanıyorsa, ya hayırlı soz soylesin veya sussun, zararlı soz soylemesin! Sizler, hayırlı soz soyleyerek kazanclı cıkınız; zararlı soz soylemeyerek rahat ve huzura kavuşunuz.” (Bkz. HÂkim, IV, 319/7774)
Şunu unutmamak gerekir ki, insan, konuştuğu her sozden mes ’ûldur. Âyet-i kerîmelerde buyrulur:
“İnsan hicbir soz soylemez ki yanında onu gozetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın!” (Kāf, 18)
“Şunu iyi bilin ki uzerinizde bekciler, KirÂmen KÂtibîn (değerli yazıcılar) vardır; onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler.” (el-İnfitÂr, 10-12)
Dolayısıyla mu ’min, yapmış olduğu fiiller gibi, soylemiş olduğu sozlerin de dÂim ilÂhî kayıtlara gectiğini unutmamalıdır.
Yine Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-, ağızdan cıkan sozlerin ne getireceğini cok iyi duşunmek gerektiğini şoyle ifade buyurmuşlardır:
“Kul, AllÂh ’ın hoşnud olduğu bir soz soyler, fakat onunla AllÂh ’ın rızÂsını kazanacağı hic aklına gelmez. HÂlbuki Allah, o soz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyÂmet gunune kadar o kimseden hoşnud olur.
Yine bir kul da AllÂh ’ın gazabını gerektiren bir soz soyler, fakat o sozun kendisini AllÂh ’ın gazabına carptıracağını duşunmez. Oysa Allah, o kimseye, o kotu soz sebebiyle, kendisine kavuşacağı kıyÂmet gunune kadar gazab eder.” (Tirmizî, Zuhd, 12; İbn-i MÂce, Fiten, 12)
Demek ki insanı saÂdete de felÂkete de goturen, ağzından cıkan sozleridir. Bu itibarla, nasıl ki ağzımıza giren lokmaların helÂl mi, şupheli mi, haram mı olduğuna dikkat etmemiz zarûrî ise, ağzımızdan cıkan sozlerin de hayra mı şerre mi sebep olacağını evvel duşunup sonra konuşmamız, yahut susmayı tercih etmemiz elzemdir.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2020 – Eylul, Sayı: 415
İslam ve İhsan
Kiramen Katibin Nedir?