İslam ’da helal lokmanın onemi nedir? Helal ve haram yemenin maneviyata etkisi nedir? Haram yiyip icmek manevî hayatı ne olcude etkiler? Helal ve haram hassasiyeti nasıl olur? Dinimize gore helal ve haram lokmanın hukmu...İnsan rûhuna en cok tesir eden iki muessir vardır: Birincisi, ulfet ettiği kimselerin mÂnevî durumu, ikincisi de yediği lokmaların helÂliyet derecesidir.
Hadis-i şerifte buyrulur:
“İbadet on kısımdır; dokuzu helÂl rızık talep etmek, biri ise diğer amellerdir.” (Deylemî, Musnedu ’l-Firdevs, III, 107/4062)
“-Malını nereden kazandın, nereye harcadın?”[1]
Kıyamette karşımıza cıkacak zor sorulardan biri… LÂkin biz, helÂlin haramla, haramın helÂlle ic ice gectiği, hassasiyetlerin neredeyse kaybolduğu ve buna bağlı olarak da mÂnevî hÂllerin, takv uzere yaşanması gereken hayatların “defolu” olduğu Âhir zamanı yaşıyoruz. Nitekim Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- bugunleri işaret edip şoyle buyurmuştur:
“Oyle bir zaman gelir ki, kişi malını helÂlden mi, haramdan mı kazandığına hic aldırış etmez.” (BuhÂrî, Buyû, 7, 23)
Allah TeÂl şoyle buyuruyor:
“Ey insanlar! Yeryuzunde bulunan maddelerin helÂl ve temiz olanlarından yiyin; şeytanın peşinden gitmeyin, cunku o apacık duşmanınızdır.” (el-Bakara, 168)
Buyuklerin dediği gibi: “Haram kazanc kapıdan girince, AllÂh ’ın rahmeti pencereden cıkar. O evde ne huzur, ne de bereket olur.”
HELAL KAZANCIN ONEMİ HelÂl kazancın onemini Muhterem Osman Nûri Topbaş Hocaefendi şoyle naklediyor:
“HelÂl lokma icin ticarete haram karıştırmama hususunun ehemmiyet ve bereketini merhum pederim Mûs Efendi şu hÂdise ile anlatırdı:
«Musluman olmuş Ermeni bir komşumuz vardı. Bir gun kendisine hidÂyete eriş sebebini sorduğumda şunları soyledi:
“-Acıbadem ’de tarla komşum Rebî Molla ’nın ticaretteki guzel ahlÂkı vesilesiyle Musluman oldum. Molla Rebî, sut satarak gecimini temin eden bir zÂttı. Bir akşam vakti bize geldi ve:
“-Buyurun, bu sut sizin!” dedi. Şaşırdım:
“-Nasıl olur? Ben sizden sut istemedim ki!” dedim. O hassas, zarif insan:
“-Ben farkında olmadan hayvanlarımdan birinin sizin bahceye girip otladığını gordum. Onun icin bu sut sizindir. Ayrıca o hayvanın tahavvulÂt devresi (yediği otların vucudundan tamamen izÂlesi) bitene kadar sutunu size getireceğim…” dedi. Ben:
“-LÂfı mı olur komşu? Yediği ot değil mi? HelÂl olsun!..” dediysem de Molla Rebî:
“-Yok yok, oyle olmaz! Onun sutu sizin hakkınız!..” deyip hayvanın tahavvulÂt devresi bitene kadar sutunu bize getirdi.
İşte o mubÂrek insanın bu davranışı bana ziyÂdesiyle tesir etti. Neticede gozumdeki gaflet perdelerini kaldırdı ve hidÂyet guneşi icime doğdu. Kendi kendime:
“-Boyle yuce ahlÂklı bir insanın dîni, muhakkak ki en yuce bir dîndir. Boylesine zarif, hak-şinas, mukemmel ve tertemiz insanlar yetiştiren dînin doğruluğundan şuphe edilemez!” dedim ve kelime-i şehÂdet getirip musluman oldum.»”
İKİ ŞEYE DİKKAT EDECEKSİN Allah dostlarının her dÂim uzerinde durduğu konudur helÂl lokma… Buyrulur ki:
“İki şeye dikkat edeceksiniz, ağzınıza giren lokmaya ve ağzınızdan cıkan soze…”
HARAM YEMEK KALBİ OLDURUR AbdulkÂdir GeylÂnî Hazretleri buyurur:
“Haram yemek, kalbi oldurur. Lokma vardır, kalbini nurlandırır; lokma vardır onu karanlığa boğar. Yine lokma vardır, seni dunya ile meşgul eder; lokma vardır ukb ile meşgul eder. Lokma vardır, seni her iki dunyanın da zÂhidi yapar, seni dunya ve Âhiretin HÂlık ’ına yoneltir.”
Hak dostlarından SufyÂn-ı Sevrî Hazretleri de:
“Kişinin dindarlığı, ekmeğinin helÂlliği nisbetindedir.” buyurmuştur.
HZ. EBUBEKİR ’İN HELAL HARAM HASSASİYETİ “İkinin ikincisi” olan, Peygamberimizin en buyuk yoldaşı Hazret-i Ebûbekir -radıyallÂhu anh- ’ın cok ac olduğu bir gun, evde kendisine yemesi icin bir miktar sut ikram edilir. O da aclığının şiddetinden, o gıdanın nereden geldiğini sormadan bir lokma alıverir. Fakat o lokmanın cÂhiliye doneminde işlenen fal bakma gibi bir gunÂhın ucreti olmak uzere hizmetcisine verildiğini oğrenince, derhal parmağını boğazına goturup (butun eziyetine rağmen) yediklerinin hepsini cıkarır. O yiyeceği getiren hizmetcisine de:
“-Yazıklar olsun sana! Neredeyse beni helÂk ediyordun!” der. Kendisine:
“-Bir lokma icin bu kadar eziyete değer miydi?” diyenlere de şu cevabı verir:
“-Canımın cıkacağını bilseydim, yine de o lokmayı cıkarırdım. Zira Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem-:
«Haramla beslenen vucudun mustahak olduğu yer, Cehennem ’dir!» buyurdular.”[2]
Haram lokma girmemesi icin kendi canını hice saymak nerede, helÂl-haram demeden hicbir nimetin kaynağını sorgulamadan yemek, ticarette sozde uc kuruş daha fazla kÂr elde etmek uğruna hice sayılan hassasiyetler nerede? Keşke “Yediklerimize dikkat ediyoruz!” derken kastettiğimiz şey, kalori değil de helÂl-haram hassasiyeti olsaydı!..
Her yaptığımız şeyi savunmak da bu cağın hastalığı olsa gerek. Herkesin aynı gunahı işlemesi, bizim de o gunahı işlememizi gerektirmiyor!.. Bankaların donem donem yayınladıkları, “Hoş geldin fÂizi!” ile fÂizi hoş gorme cabaları; ev, araba veya ihtiyac kredilerinin had safhaya ulaştığı gunlerde ilÂhî sınırların farkında olmak ve hassas davranmak gerekiyor.
HELAL VE TEMİZ OLANLARDAN YİYİN CenÂb-ı Hak buyurur:
“Size rızık olarak verdiklerimizin helÂl ve temiz olanlarından yiyiniz. Bu hususta taşkınlık ve nankorluk de etmeyiniz; sonra sizi gazabım carpar. Her kim ki kendisini gazabım carparsa, hakikaten o, yıkılıp gitmiştir.” (TÂhÂ, 81)
HELAL VE HARAMIN İNSANA ETKİSİ MevlÂn Hazretleri, helÂl ve haram lokmaların kişinin ic dunyasına tesirini şoyle ifade eder:
“Bu seher benden ilham kesildi. Anladım ki, vucuduma şupheli birkac lokma girdi. Bilgi de hikmet de helÂl lokmadan doğar. Aşk da merhamet de helÂl lokmanın mahsûludur. Nûr ve kemÂli artıran lokma, helÂl kazanctan elde edilen lokmadır. Eğer bir lokmadan gaflet meydana gelirse, bil ki o lokma şupheli veya haramdır.”
Zunnûn-i Mısrî buyuruyor ki:
“Haram yemek, kalbi karartır, hasta eder. Kalbin kararmasının dort alÂmeti vardır: İbadetin tadını duymaz. Allah korkusu, hatırına gelmez. Gorduklerinden ibret almaz. Okuduklarını, oğrendiklerini anlamaz, kavrayamaz.”
İNSAN RUHUNA EN COK TESİR EDEN İKİ ŞEY Buyrulur ki, insan rûhuna en cok tesir eden iki muessir vardır: Birincisi, ulfet ettiği kimselerin mÂnevî durumu, ikincisi de yediği lokmaların helÂliyet derecesidir. Lokma; haram veya şupheli ise mÂnevî hayata zehir sacar. Kalbe kasvet, ibadetlere karşı uşengeclik ve Allah yolundaki hizmetlere karşı tembellik verir.
COCUK İSLAM FITRATI UZERE NASIL YETİŞTİRİLİR? Hayırlı bir nesil yetiştirmenin yolu da yine helÂl lokma hassasiyetinden gecmektedir. İmÂm GazÂlî Hazretleri, “Cocuğu İslÂm fıtratı uzere yetiştirmek icin ilk yapılacak şey; onun helÂl lokma ile beslenmesidir.” buyurmuştur.
HELAL SUT EMMİŞ “HelÂl sut emmiş” tabiri, ne guzel bir ifadedir. Seyyid Emir KulÂl Hazretleri ’nin muhtereme vÂlidesi şoyle anlatır:
“Emir KulÂl ’e hÂmile iken, şupheli bir lokma yesem, karın ağrısına tutulurdum. O lokmayı midemden cıkarmadıkca, karın ağrısından kurtulamazdım. Bu hÂl uc defa başıma gelince, cok temiz ve hayırlı bir cocuğa hÂmile olduğumu anladım. Bunun uzerine yediğim lokmaların helÂlden olmasına cok dikkat edip, ihtiyatlı davrandım.”
“Kim temiz rızık yer, sunnete uygun amelde bulunur ve insanlar onun şerrinden emin olurlarsa, o kişi Cennet ’e girer.” (Tirmizî, KıyÂmet, 60/2520) buyuran Allah Rasûlu ’nun duÂsıyla yazımızı nihayete erdirelim:
“AllÂh ’ım, beni bağışla, bana merhamet et, rızÂnı kazandıracak işler yaptır, bana Âfiyet ve hayırlı rızık ver.” (Muslim, Zikir, 35)
Âmin.
Dipnotlar:
[1] Bkz. Tirmizî, Kıyamet, 1. [2] Bkz. BuhÂrî, MenÂkıbu ’l-EnsÂr, 26; Ebû Nuaym, Hilye, I, 31; Ahmed b. Abdullah et-Taberî, er-RiyÂdu ’n-NadrÂ, II, 140-141.
Kaynak: Merve Gulec, Şebnem Dergisi, Sayı: 178


İslam ve İhsan
SAHABENİN HELAL HARAM HASSASİYETİ - VİDEO