
Yunus suresi 62. ayette nasıl mujde veriliyor? Korku ve huzun yaşamayacak olan Allah dostlarının vasıfları nelerdir? Bizler de Allah dostlarından olmak icin neler yapmalıyız?“Yenilmekten korkan daima yenilir.”
Sultan Yıldırım Beyazid
Allah dostları, gonul sultanları, evliyalar, Âşıklar, peygamberler, sıddıklar ve şehitler korku ve huzun duymazlar. Âyette buyrulduğu gibi; “Biliniz ki Allah dostları icin ne korku ne de huzun vardır.” (Yûnus, 62) Bu Âyetin ışığında Allah TeÂl bize mutlÂk îmÂn, mutlak guven, azimet, gercek hurriyet ve huzur mujdelemiştir. Bu ayet Ummet-i Muhammed ’in fertlerinin varmaları gereken nihÂî rıza durağını anlatmaktadır.
Ozellikle şehitler olum ve kıyamet anındaki buyuk korkudan emin olurlar. Şehit; korku, tereddut ve hicbir engel tanımadan, hicbir menfaat beklemeden canını veren, engelleri, zorlukları, can korkusunu aşıp, emaneti Sahibine ulaştırmak icin yeniden doğan kişidir. Allah ’ın kuluna verdiği imtihanların hepsini birden icinde toplayıp bu imtihanları kazanan, sahtelikten, iki yuzlukten, menfaatten tamamen sıyrılmış ve rahmet, adalet, mağfiret, emniyet, guven, huzur ve selamete erişen kişidir. Allah ’ın Âyetinde buyurduğu gibi; “Ey hakiki huzura ermiş olan insan. O senden razı, sen O ’ndan razı olarak gel Rabbinin huzuruna.” (Fecr, 27, 28) İlk insan ve ilk şehit Hz. HÂbil, kardeşi Kabil kendine saldırırken Allah ’tan korktuğu icin, karşılık vermeyip şehit olmayı secerek bizlere bu ufku gostermiştir.
İSLAM İCİN MUCADELE ETTİLER Ehl-i Beyt-i Mustaf ve AshÂb-ı KirÂm, İslam ’ın nurunu korumak icin aynı şekilde buyuk zorluklara goğus gerip canlarını bu uğurda feda etmişlerdir. AshÂb-ı KirÂm Efendilerimiz acı cekmekten, yaralanmaktan, zulme maruz kalmaktan, hasta olmaktan veya oldurulmekten hic korkmazlar, cekinmezlerdi. Hicbir karşılık beklemeden tum insanlara merhametle muamele ederler, en buyuk musibetin icerisinde olsalar bile hicbir şey olmamış gibi kulluk vazifelerine devam ederlerdi. Kur ’an AshÂb-ı KirÂmın ahlÂkını şoyle tarif ediyor; “Yuce Allah ’a tam bir guvenle iman eden, sonra da O ’nun rızasını kazanmak icin hicret eden ve O ’nun uğruna var gucuyle mucadele eden yiğitlerle onları koruyup kollayan, gerekli olan ihtiyaclarını karşılayan ve sadece Allah rızası icin onlara yardım eden er oğlu erler var ya, işte onlar gercek muminlerin ta kendileridirler.“ (EnfÂl, 74)
Dost makamına erişen İbrahim (a.s.) evladı İsmail (a.s.) ’ı kurban ederken de, Nemrut ’un ateşine atılırken de, Rabbine duyduğu buyuk muhabbetten oturu hic tereddut etmedi. Hz. Ali bin Ebî TÂlib ’in, Peygamber Efendimiz aleyhissalÂtu vesselÂmı oldurmek icin geleceklerini bildiği halde onun yerine yatağına girerek uyuması gibi.
Korku duygusunun zıttı, guven duygusudur. Modern cağda guven duygusunu tamamen yitirmiş durumdayız; ne kendimize ne de diğer insanlara guveniyoruz. Bu halde Allah ’ın cemaline yakîn olmak ve tevekkul seviyesine erişmek mumkun değildir.
Allah ’ın bize olan guvenini suiistimal ettik. Tabiatı, insan ilişkilerini kotuye kullandık. KÂinatın ilÂhî duzenini suiistimal ettik. Yozlaşmanın, adaletsizliğin, zulmun, terorun, adaletsizliğin ve somurunun zirve yaptığı bir zamandayız. Kuresel bir tedirginlik dunyanın damarları boyunca yayılıyor. Boylece, Allah TeÂl bereketi, emniyeti, guveni, huzuru, ic barışımızı, sağlığımızı, duzenimizi elimizden aldı.
Gunluk hayatta birbirimize olan guven duygusunu tamamen yitirdik. Ozellikle iş hayatında uyumlu, huzurlu ve guven duygusunun hÂkim olduğu ortam cok az sayıdadır. Sozlerimizin amele donuşmediğine, ikiyuzluluğun, munafıklığın yeni bir calışma tarzı olduğuna şahit oluyoruz. Efendimiz aleyhissalÂtu vesselam hadis-i şerifte; “Kıyamet ne zaman kopacak?” sorusuna; “İşi ehli olmayana verildiği zaman.” buyurmuştur.
BUGUN YAŞADIĞIMIZ SENARYO Bugun yaşadığımız senaryolara yenik duşmemek icin Hz. MevlÂn ’ya kulak vermemiz gerekmektedir; “Tanrı ’dan edebe muvaffak olmayı dileyelim. Edebi olmayan kimse Tanrı ’nın lûtfundan mahrumdur. Edebi olmayan yalnız kendine kotuluk etmiş olmaz. Belki butun dunyayı ateşe vermiş olur. İcine kasavetten, gussadan ne gelirse korkusuzluktan ve kustahlıktan gelir. Edepten dolayı bu felek nura gark olmuştur: Yine edepten dolayı melekler mÂsum ve tertemiz olmuşlardır.” “Aklım kalbime; ‘Din nedir? ’ diye sordu. Kalbim de aklımın kulağına eğilerek; ‘Din, edepten ibarettir! ’ dedi.”
Edebi olmayan kimse Allah ’ın lûtfundan mahrumdur. Bu mahrumiyetin yerini azap ateşleri kaplar ve boylece zulum ateşi her yeri sarmıştır. Adaletsizlik zirveye ulaşmıştır. Kıyamet alametlerinin ardı ardına gorulduğune şahit olmaktayız. Sanki Allah TeÂl bize kıyamet gununun provasını yaşatmakta. Bundan dolayı insanoğlunun gonullerinde yoğun korkular barınmaktadır.
Korku, bunalım ve sıkıntılardan kurtulmak istiyorsak ancak Muhammed ’u-l Emîn Efendimize tam teslim olarak guven ve huzur bulabiliriz. Peygamber Efendimiz aleyhissalÂtu vesselam Peygamberliğini insanlara duyurmadan evvel Muhammed ’u-l Emîn olarak biliniyordu. İnsanlar her hususta kendisine itimat ederek O ’nunla istişÃ‚re ediyorlardı. Allah TeÂl şoyle buyurmaktadır; “Haberiniz olsun ki, ben size gonderilmiş emîn bir resûlum. Gelin Allah ’tan korkun ve bana itÂat edin.” (ŞuarÂ, 107-109) “Onu Rûh ’ul-Emîn indirdi. Senin kalbin uzerine ki, uyaranlardan olasın.” (ŞuarÂ, 193-194) O ’na aleyhissalÂtu vesselam ’a benzemeye calışmak korkulardan, huzursuzluklardan, guvensizliklerden emin olmaya goturur. Peygamber Efendimiz ’e aleyhissalÂtu vesselam ’a olan aşk, O ’na giden yolun rehberidir.
Gencliği bilmediğimiz icin yaşlanmaktan korkarız. Hayatın değerini bilmediğimiz icin olumden korkarız. Nimet ve lutufları bilmediğimiz icin kaybetmekten korkarız. Kendimizi bilmediğimiz icin duşunmekten korkarız. Boylece şeytanın vesvesesine talip olup, onun kuklası oluruz. Duşunmekten korkan, kendiyle yuzleşmek istemez. Gerceği gormek istemez. Hesaba cekilmek, nefis terbiyesi almak istemez. Sorumluk taşımak istemez. Cihad etmek, hizmet etmek istemez.
En yuce korku; hakikati gormek istememektir. Hakikat gormek istemeyen, hakikatten kacar, karanlığı tercih eder ve bundan dolayı nurdan korkar. Sonuc bencillik ve cehalet olur. Kuran ’da bu durum şoyle tarif edilmektedir; “Onlar hakikatin sesini dinlemekten kacan sağırlar, dilerini doğruya dondurmeyen dilsizler ve Allah ’ın yuceliğini gormekten korkan korlerdir. Bu sebeple de akıl yurutmez, gerceği bulamazlar.” (Bakara, 2:18)
Korkumuzu yenip kendimizle durustce yuzleşmek en onemli amacımızdır. Kişinin kendisiyle barışık olması, ic huzuru, dengeye, guvene, ozgurluğe, selamete ulaşmasıdır. (Devam edecek)
Kaynak: Rabia Brodbeck, Altınoluk Dergisi, 2020 - Ekim, Sayı:416
İslam ve İhsan
Allah ’a Dost Olabilmek