“Allah temizdir, temizliği sever.” (Tirmizî, Edeb, 41) Dolayısıyla bir mu ’min, hem zĂ‚hiren hem de bĂ‚tınen temiz olacak. 9 maddede maddi ve manevi temizlik...Rabbimiz, Ă‚lemlere rahmet olarak gonderdiği Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’le;
–CĂ‚hiliyyeyi, asr-ı saĂ‚dete;
–HummĂ‚lı Yesrib ’i, tozu toprağı şifĂ‚lı Medîne-i Munevvere ’ye;
–Bedenleri kirli ve ruhları karanlık olan cĂ‚hiliyye insanını da, tarihin bir benzerine şahit olmadığı, muhteşem bir faziletler medeniyeti tesis eden “ashĂ‚b-ı kirĂ‚m”a donuşturmuştur.
Yani Rabbimiz, insanlığın maddî ve mĂ‚nevî bakımdan nasıl temizlenip kemĂ‚le ereceğinin zirve misĂ‚llerini, Efendimiz ’in şahsında bizlere sergilemiştir.
Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz şoyle buyuruyorlar:
“Allah temizdir, temizliği sever.” (Tirmizî, Edeb, 41)
Dolayısıyla bir mu ’min, hem zĂ‚hiren hem de bĂ‚tınen temiz olacak.
1. Bir muminin bakışı temiz olacak MeselĂ‚ bir mu ’minin bakışı temiz olacak:
İbĂ‚dullĂ‚hı istihkār eden, nefsĂ‚nî bir bakışa sahip olmayacak. Haramlara, şeytĂ‚nî vitrinlere, suflî ekranlara bakmayacak. Nitekim Rabbimiz şoyle emir buyuruyor:
(Rasûlum!) Mu ’min erkeklere, gozlerini (harama) dikmemelerini, ırzlarını da korumalarını soyle. Cunku bu, kendileri icin daha temiz bir davranıştır…” (en-Nûr, 30)
“Mu ’min kadınlara da soyle: Gozlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler…” (en-Nûr, 31)
2. Bir muminin kulağıda temiz olacak Bir mu ’minin kulağı da temiz olacak:
Kulağını dedikodu, gıybet, mĂ‚lĂ‚yĂ‚nî ve nefsĂ‚niyet sadĂ‚larıyla kirletmeyecek. BilĂ‚kis Kur ’Ă‚n sadĂ‚larına, mĂ‚nevî sohbetlere, ezĂ‚n seslerine kulak vererek gonlunu ihyĂ‚ edecek.
3. Bir muminin lokması temiz olacak Yine bir mu ’minin lokması temiz olacak:
HelĂ‚li araştıracak, helĂ‚lden kazanacak, lokmasının helĂ‚l olması icin gayret edecek. Başkasının hakkına el uzatmayacak, mîras hukukuna îtinĂ‚ edecek, kul hakkı yemekten titizlikle sakınacak.
“Ey îman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanlarından yiyin…” (el-Bakara, 172) emrine ittibĂ‚ ederek, bedeni kadar gonul Ă‚lemini de helĂ‚l rızkın feyz ve rûhĂ‚niyetiyle ihyĂ‚ etme derdinde olacak. Zira helĂ‚l lokma, gonle huzur ve zindelik verirken, haram lokma ise kalbe gaflet ve kasvet vererek kişiyi Hak ’tan uzaklaştırır.
Nitekim Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz bir defasında, uzun yolculuklar yapmış, ustu başı tozlanmış, sacı başı dağılmış, sonra da ellerini acarak, “YĂ‚ Rab, yĂ‚ Rab!” diye yalvarıp yakaran bir adamdan soz etmiş ve;
“Fakat onun yediği haram, ictiği haram, giydiği haramdı. Haram ile beslenirdi. Peki, boyle birisinin duĂ‚sı nasıl kabul edilsin?” buyurmuştur. (Muslim, ZekĂ‚t, 65; Ayrıca bkz. Tirmizî, Tefsîru ’l-Kur ’Ă‚n, 3)
4. Bir muminin konuşması temiz olacak Yine bir mu ’minin konuşması temiz olacak:
Ağzına girene ehemmiyet gosterdiği gibi oradan cıkan kelimelere de dikkat edecek. Zira ağızdan cıkan sozler, kalbin tercumanıdır. Dolayısıyla mu ’min, Rabbimiz ’in;
“Kullarıma soyle, sozun en guzelini soylesinler…” (el-İsrĂ‚, 53) emri muhtevĂ‚sında konuşacak. Sozleriyle de kalp kırmayacak, hicbir gonle diken batırmayacak. Kotu sozun acıkca soylenmesini, AllĂ‚h ’ın sevmediğini unutmayacak. (Bkz. en-NisĂ‚, 148)
Rahatsız eden ve kulak tırmalayan yuksek bir sesle konuşmaktan sakınacak. Nitekim Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz, bağırarak konuşmanın ibadette dahî hoş karşılanmayacağını ifade sadedinde;
“DuĂ‚da bağırmayınız, zira siz bir sağıra hitĂ‚b etmiyorsunuz.” buyurmuşlardır. (BuhĂ‚rî, CihĂ‚d, 131; Muslim, Zikr, 44)
Yine mu ’min, tatlı dille konuşacak ve konuşurken yuzunden tebessumu eksik etmeyecek. Ebû KursĂ‚fe -radıyallĂ‚hu anh- anlatıyor:
“Ben, annem ve teyzem, Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in huzûruna, bey ’at etmek icin gitmiştik. Huzûr-i Ă‚lîlerinden ayrıldığımızda, annem ve teyzem bana şoyle dediler:
«–Yavrucuğum, bu ZĂ‚t gibisini hic gormedik! Yuzu O ’ndan daha guzel, elbiseleri daha temiz ve sozu daha yumuşak başka birini bilmiyoruz. Sanki mubĂ‚rek ağzından nur sacılıyordu.»” (Heysemî, VIII, 279-280)
5. Bir muminin yuruyuşu de temiz olacak Bir mu ’minin yuruyuşu de temiz olacak:
Kibir ve gurura kapılarak boburlenmeyecek. “RahmĂ‚n ’ın (has) kulları onlardır ki, yeryuzunde tevĂ‚zu ile yururler…” (el-FurkĂ‚n, 63) Ă‚yetinin telkin ettiği minvalde hareket edecek. CenĂ‚b-ı Hakk ’ın, boburlenerek yuruyen, kendini beğenmiş kimseleri aslĂ‚ sevmediğini unutmayacak. (Bkz. LokmĂ‚n, 18)
6. Bir muminin niyeti dĂ‚imĂ‚ temiz olacak Yine bir mu ’minin niyeti dĂ‚imĂ‚ temiz olacak:
Kimse hakkında kotu duşunmeyecek. Sû-i zanna kapılmayacak. Mal ve evlĂ‚dın fayda vermediği o dehşetli kıyĂ‚met gununde kurtuluşa erecek olanların, Rab ’lerinin huzûruna kalb-i selîm ile, yani rafine olmuş, tertemiz bir kalp ile gelenler olacağını, hatırından cıkarmayacak. (Bkz. eş-ŞuarĂ‚, 87-88)
Gonlunu, icinde butun mahlûkĂ‚tın huzur bulacağı bir rahmet dergĂ‚hı hĂ‚line getirmeye gayret edecek. Zira sîret, nasıl ki sûrete aksederse, aslında bir kimsenin zĂ‚hirine yansıyan her durum, onun gonul hĂ‚linin, yani ic dunyasının bir tezĂ‚huru durumundadır. Bu sebeple de gonul Ă‚leminin temizliği cok muhimdir. Zira Ă‚yette şoyle buyruluyor:
“İc Ă‚lemini temizleyen felĂ‚ha erdi.” (eş-Şems, 9)
Cunku orası temizlenmeden, CenĂ‚b-ı Hakk ’ın cemĂ‚lî esmĂ‚sıyla tezyin edilmeden, bir kimsenin zĂ‚hirini de mĂ‚mur edebilmesi pek mumkun değildir. Nitekim Ă‚rifler, Ă‚yet-i kerimedeki; “Elbiseni temizle!” (el-Muddessir, 4) beyĂ‚nını; “AllĂ‚h ’ın huzûruna cıkmak demek olan namaz icin zĂ‚hirini ve bĂ‚tınını temiz tut; guzel ahlĂ‚k ile ahlĂ‚klan!” şeklinde îzah etmişlerdir.
İbn-i Abbas -radıyallĂ‚hu anh- da “elbiseni temiz tut” Ă‚yet-i kerîmesini şoyle tefsir eder:
“Elbiseni gunah ve hıyĂ‚net uzere giyme! Onu iyi ve temiz olduğun hĂ‚lde giy! (Yani hem elbisen hem de gonlun tertemiz olsun.)”
Bu hĂ‚l, Rabbimiz ’in muhabbetini celbeder. Âyette şoyle buyruluyor:
“…Suphesiz Allah, cok tevbe eden ve cok temizlenenleri sever.” (el-Bakara, 222)
Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz; “Temizlik îmĂ‚nın yarısıdır.” buyurmuştur. (Tirmizî, DeavĂ‚t, 86)
Peygamber Efendimiz ’in, maddî ve zĂ‚hirî temizlik uzerinde son derece hassĂ‚siyet gostermesi; bu temizliğin, aynı zamanda kalp tasfiyesi ve nefs tezkiyesini de temin eden ibadetler icin bir on şart olmasındandır. Her ibadet, Ă‚deta rûha verilen bir vitamin mesabesindedir. Rabbimiz, ibadetlerle gonul dunyamızı temizleyip mĂ‚mûr etmektedir.
7. Namaz bir mumini temiz tutar Nitekim Rabbimiz, huşû ile kılınan bir namazın “fahşĂ‚ ve munker”den, yani edepsizlik, hayĂ‚sızlık ve gunahlardan koruyacağını bildirmektedir. (Bkz. el-Ankebût, 45)
Bizler de, abdestle dış uzuvlarımızı temizlediğimiz gibi gonlumuzu de kin, haset, riyĂ‚, kibir gibi bĂ‚tınî haramların kirlerinden temizleyerek namaza hazırlanmalıyız. Zira ancak boyle bir namaz, CenĂ‚b-ı Hakk ’a yaklaşmaya vesîle olur.
8. Oruc bir mumini temiz tutar Yine oruc, insana acziyetini tattıran rûhî bir disiplindir. Orucun diğer ibadetler gibi gorunur bir şekli yok. O, sırf Allah icin yerine getirilen bir ibadet. Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz;
“Oruc kalkandır.” buyuruyor. (NesĂ‚î, SıyĂ‚m, 43)
Cunku oruc, nefsĂ‚nî arzuları dizginleyerek gunahlara olan meyli kırar ve boylece Cehennem ’le kul arasına perde olur.
LĂ‚kin bunun icin de yalnız mideye değil; goze, kulağa, kalbe ve bilhassa dile oruc tutturarak, butun bu uzuvları da gunah kirlerinden temiz tutmak gerekiyor.
Yani orucun bir gĂ‚yesi de -tıpkı namazda olduğu gibi- insanı fahşĂ‚ ve munkerden, gunah ve kotuluklerden alıkoymak sûretiyle Cehennem ’den korumasıdır.
9. Zekat bir mumini temiz tutar ZekĂ‚t, mĂ‚lî ibadetlerin en muhimi. Rabbimiz, zekĂ‚tla mu ’minin malını temizliyor.
Nitekim CenĂ‚b-ı Hak, Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e:
“Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekĂ‚t) al ve onlara duĂ‚ et…” (et-Tevbe, 103) buyurarak, zekĂ‚t ve sadakanın bu temizleyici vasfını vurguluyor.
Hac ise, rûhun incelip rakikleştiği, gonlun rahmet ve merhametle dolduğu, kalplerin ilĂ‚hî muhabbetle canlandığı bir ibadet. Cunku Ă‚yet-i kerîmenin ifadesiyle “orada refes yok, fısk yok, cidĂ‚l yok.”[1] Efendimiz -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem-, kotu soz soylemeden ve buyuk gunah işlemeden hacceden kimsenin, annesinden doğduğu gundeki gibi gunahsız olarak (tertemiz bir şekilde evine) doneceğini bildiriyor.[2]
Âyetlerde buyrulur:
“Temizlenen, Rabbinin adını zikredip O ’na kulluk eden kimse, kuşkusuz kurtuluşa ermiştir.” (el-A ’lĂ‚, 14-15)
VelhĂ‚sıl kul, bedenî temizliğine dikkat ettiği gibi, ibadetlerle gonul Ă‚lemini tezkiye edip guzelleştirmeye de son derece dikkat edecek.
Zira ilim bile, gonlun tezkiye olmasından, yani temizlenmesinden sonra sahibine bir fayda temin ediyor. Cunku tezkiye olmayan bir kimsenin her an enĂ‚niyet cukuruna duşmesi ve nefsĂ‚niyet bataklığında helĂ‚k olması mumkundur.
Nitekim tarihte bunun pek cok misĂ‚li vardır:
MeselĂ‚ İblis. Meleklere hocalık yapacak kadar yuksek bir mevkîde iken, gurur ve kibri sebebiyle tard edildi, lĂ‚nete uğradı.
Bel ’am bin BĂ‚ûrĂ‚ ism-i Ă‚zama mazharken nefsine meyletmesi neticesinde mahvolup gitti.
KĂ‚run gurur ve kibir şımarıklığı icinde azgınlaşarak cok guvendiği servetiyle yerin dibine gecti.
Demek ki tezkiye / mĂ‚nevî temizlik, her mu ’min icin zarurî. Kul, tezkiye ile gonul Ă‚lemini temizleyecek. Suflî arzuların esĂ‚retinden kurtulup ulvî duygulara nĂ‚il olacak. Ondan sonra CenĂ‚b-ı Hak, ona cok farklı bir ufuk acacak. Zihnen bilinmeyenler kalben bilinecek. Zira buyruluyor:
وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَيُعَلِّمُكُمُ اللّٰهُ
“…Allah ’tan korkun (takvĂ‚ uzere olun!.. Bilin ki) Allah (size bilmediğinizi) oğretir!” (el-Bakara, 282)
Rabbimiz cumlemizi, Rasûlullah -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in izinde bir hayat yaşayıp huzûruna tertemiz bir sûrette cıkabilen bahtiyar kullarından eylesin. Âmîn!..
Dipnotlar:
[1] Bkz. el-Bakara, 197.
[2] BuhĂ‚rî, Hac 4, Muhsar 9, 10; Muslim, Hac, 438.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Şebnem Dergisi, Yıl: 2020 Ay: Kasım Sayı: 197
İslam ve İhsan