Olumu duşunmenin yani tasavvufi terbiyede “tefekkur-i mevt” yapmanın fazileti ve faydaları nelerdir? İnsana manen etkileri nelerdir?Bir hadîs-i şerîfte buyrulduğu uzere:
“Akıllı, nefsine hÂkim olup onu hesaba cekerek olumden sonrası icin calışan; ahmak ise nefsini hevÂsına tÂbî kıldığı hÂlde, Allah ’tan (hayır) umandır.” (Tirmizî, KıyÂmet, 25/2459)
TEFEKKUR-İ MEVT ’İN (OLUMU DUŞUNMEK) FAZİLETİ VE FAYDALARI Bunun icindir ki tasavvufî terbiyede “tefekkur-i mevt”in cok muhim bir yeri vardır. Zira bir bez kundak icinde gozlerimizi actığımız dunyada takdir olunduğu kadar yaşadıktan sonra, tahta bir kundakla bÂkî Âleme uğurlanacağımızı duşunmek ve boylece fÂnîliği unutmamak; kalbi nefsÂnî arzuların istilÂsından korumak icin en tesirli ilÂctır.
Nitekim ecdÂdımız da kabristanları şehir ortalarında ve cÂmi onlerinde yapmışlardır ki oradan gelip gecen herkes kendi istikbÂlini seyretsin de fÂnî gunlerini gafletle ziyan etmekten sakınsın.
Hak dostlarından Rebî bin Haysem ’in şu hÂli, olum ve otesine hazırlık hususunda cÂlib-i dikkat bir misaldir:
Rebî bin Haysem Hazretleri, bahcesine bir mezar kazmıştı. Kalbinin katılaştığını hissettiği zamanlarda bu kabre girer, bir muddet orada kalırdı. Dunyaya bir gun mutlak ved edeceğini ve mezarda bir istiğfar ve sadakaya bile muhtac vaziyette kalacağını tefekkur eder, Âhiretteki hesÂbı duşunerek, derin bir muhÂsebe iklimine girerdi. Sonra da şu Âyetleri okurdu:
“Nihayet onlardan birine olum gelip cattığında;
«–Rabbim, beni (dunyaya) geri gonderiniz. TÂ ki boşa gecirdiğim dunyada sÂlih amellere sıkıca sarılayım!» der.
Hayır! Bu, sadece onun soylediği (boş) bir sozden ibÂrettir. Onların arkasında, tekrar diriltilecekleri gune kadar (devam edecek, donmelerine mÂn&#238 bir perde vardır.” (el-Mu ’minûn, 99-100)
Rebî Hazretleri mezardan cıkınca da kendi kendine:
“–Ey Rebî! Bak, bugun geri cevrildin. Bu talebinin kabûl edilmeyeceği, dunyaya geri gonderilmeyeceğin bir vakit de gelecektir. Şimdiden tedbirini al ve sÂlih amellerini, Allah yolundaki gayretlerini ve Âhiret hazırlıklarını ziyÂdeleştir.” derdi.
Bizler de bugun vefat edebileceğimizi, kefenlenip tabuta konulacağımızı, o tahta kundak icinde donuşu olmayan bir yolculuğa cıkacağımızı, butun aile efrÂdımız ve dostlarımızın bizi defnedip geri doneceklerini, mezarda sadece îman ve amelimizle baş başa kalacağımızı tefekkur etmeliyiz. Omur takvimimizde kendine yer bulan gaflet sayfaları icin, kabirde ve Âhirette ne kadar “Âh vÂh” edip “eyvah” cekeceğimizi, bugunden duşunup gerekli tedbirleri almalıyız.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2020 – Kasım, Sayı: 417
İslam ve İhsan
Tefekkur Nedir?
Omur, Metrajı Belli Olmayan Bir Makara Gibidir