Kur ’Ân-ı Kerîm Âyetleri, hadîs-i şerîfler ve İslÂm Âlimleri tovbe etmenin gerekli olduğunu gostermektedir. İşte Kur'Ân ayetlerine ve hadislere gore tovbe etmenin onemi... AYETLERDE TOVBE ETMEK

“Hepiniz Allah ’a tovbe edin, ey mu ’minler! Belki boylece korktuğunuzdan kurtulur, umduğunuzu elde edebilirsiniz.” Nur sûresi (24), 31
Âyet-i kerîme, butun mu ’minlerin tovbe etmesini emretmekte, gunahlardan kurtulma yolunun tovbe olduğunu belirtmekte, tovbesi kabul edilen kimsenin kurtuluşa erdiğini haber vermekte, dolayısıyla kusursuz kul olmayacağını bildirmektedir.

Demek oluyor ki, sağlıklı bir toplumun onemli şartlarından biri, gunahlarından kurtulmayı arzu eden ve bu maksatla Allah ’a yonelen fertlerden meydana gelmesidir. Cunku tovbe eden kimse, yaptığı hatayı Allah TeÂl ’ya itiraf etmekte, o gunahı bir daha yapmayacağına dair soz vermekte, O ’nun merhametine sığınarak affını dilemekte ve boylece CenÂb-ı Hakk ’ın yegÂne bağışlayıcı olduğunu kabul etmektedir.

“Rabbinizden sizi bağışlamasını isteyiniz; sonra ona tovbe ediniz.” Hûd sûresi (11), 3
Gunahları bağışlayacak olan Allah TeÂl ’dır. Kul bunu boyle bilerek Yuce Mevl ’sına el acıp affını dileyecek ve yaptığı gunahlardan dolayı pişmanlık duyduğunu O ’na itiraf edecektir. Bağışlanmanın tek yolu budur.

“Ey iman edenler! Allah ’a samimiyetle tovbe edin!” Tahrîm sûresi (66), 8
Samimi tovbe, yapılan gunahın cirkinliğini insanın bilmesi, bunu vicdanının kabul etmesi ve onu işlediğine pişmanlık duymasıdır. Allah TeÂl “Samimiyetle tovbe edin” derken, kulunun yaptığı suctan dolayı uzulup vicdan azabı cekmesini istemekte ve onun kendi kendine “Ben artık bu sucu bir daha yapmayacağım” diye soz vermesini beklemektedir.

İnsanı kurtaracak olan samimi tovbe (tevbe-i nasûh) işte budur. İşlediği gunahdan pişmanlık duyan kimse, tovbe ettiğini diliyle soylerken gonlu gercekten pişmanlık duymalı, bedeni gunahtan uzak durmalı ve o konudaki kusur ve noksanlarını gidermeye calışmalıdır.

HADİSLERDE TOVBE ETMEK

Ebû Hureyre radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’i şoyle buyururken işittiğini soylemiştir:

“Vallahi ben gunde yetmiş defadan fazla Allah ’dan beni bağışlamasını diler, tovbe ederim.”[1]

Tovbenin sozluk anlamı donmek demektir. İşlenen gunahtan vazgecmek mÂnasına gelir. Daha acık bir soyleyişle, yapılan bir gunahı, suc olduğunu bilerek ve onu yaptığından dolayı pişmanlık duyarak terk etmektir. Tovbede onemli olan, yapılan fiilin cirkinliğini bilmek ve ondan iğrenerek vazgecmektir.Tovbe eden kimse cirkin davranışları guzelleriyle değiştirdiği, Allah ’tan uzaklaştırıp şeytana yaklaştıran yolları terkettiği icin takdire şÃ‚yandır. İnsan kotu yolu terketmekle kalmamalı, kusurlarını telÂfi etmek icin ibadet ve tÂatla Allah ’ın rızasını kazanmaya calışmalıdır.

Tovbenin belli bir zamanı yoktur. İnsanın ne zaman oleceği belli olmadığı icin ilk fırsatta tovbe etmelidir. Bazı rivayetlerden anlaşıldığına gore, en guzel ibadet zamanı olan seher vakti kalkmalı, Allah rızası icin iki rekÂt namaz kılmalı, sonra da tovbe ve istiğfÂr etmelidir.

PEYGAMBER EFENDİMİZ (S.A.V.) GUNDE 70 DEFA TOVBE EDERDİ

Allah TeÂl ’nın emirlerine herkesten cok uyan Peygamber Efendimiz, bahsimizin baş tarafında gorduğumuz Âyet-i kerîmelerdeki tovbe emrine uyarak, gunde yetmiş defadan fazla tovbe ederdi. Bir sonraki hadîs-i şerîfte goruleceği uzere, gunde yuz defa tovbe ettiği de olurdu.

Hadîs-i şerîflerde coğu zaman yetmiş veya yuz rakamı cokluğu, fazlalığı anlatmak icin (kesretten kinÂye olarak) kullanılır. Peygamber Efendimiz de gunde yetmiş veya yuz defa tovbe ettiğini soylemekle CenÂb-ı Hakk ’ı cok andığını belirtmiş olabilir.

Resûl-i Ekrem Efendimiz ’in gunah işlemekten korunduğunu, dolayısıyla onun hicbir gunahı bulunmadığını biliyoruz. Buna rağmen onun hergun bircok defa tovbe etmesinin sebebi, ummetine tovbe ve istiğfÂrın onemini gostermek ve hicbir kimsenin Allah TeÂl ’ya, O ’nun lÂyık olduğu şekilde ibadet edemeyeceğini belirtmektir.

Peygamberler, CenÂb-ı Hakk ’ı en iyi bilen ve tanıyan kimseler oldukları icin, O ’na herkesten cok ibadet ederler; herkesten cok şukrederler ve O ’na gerektiği şekilde ibadet edemediklerini itiraf ederler. Peygamber Efendimiz de yeme, icme, yatma, uyuma, eşleriyle beraber olma gibi mubah işlerlerle meşgul olurken veya ummetinin ceşitli problemleriyle uğraşırken Allah TeÂl ’yı gerektiği şekilde zikredip duşunemediği icin tovbe ve istiğfÂr ederek O ’ndan af dilemektedir. Nitekim hadisimizin bir başka rivayetinde Resûl- Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurmuştur:

“Benim de kalbime gaflet cokuyor. Ben de Allah ’a gunde yuz defa istiğfÂr ediyorum” (Muslim, Zikir 41).
Bu durum karşısında bizim şoyle duşunmemiz gerekmektedir:

Benim sevgili peygamberim, hic gunahı olmadığı halde hergun bu kadar tovbe ederse, gunahlara boğulmuş olan ben binlerce defa tovbe ve istiğfÂr etmeliyim. Hic olmazsa Efendim ’in bu sunnetine uyarak her gun yuz defa tovbe ve istiğfÂr etmeye calışmalıyım.

RABBİM, BENİ BAĞIŞLA!

İstiğfÂr, Allah TeÂl ’ya “Rabbim, beni bağışla!” diye dil ile yalvarırken, bedeni gunahlardan uzak tutmaktır. Kulun yapacağı budur. Allah TeÂl ’dan umulan ise istiğfÂr eden kulunu mağfiret edip bağışlaması, daha acık bir ifadeyle, onu cehennem azÂbından korumasıdır.

Hz. Ali ’nin dediği gibi, dunyada Allah TeÂl ’nın azÂbından kurtulmanın iki yolu bulunmaktadır. Bu yollardan biri Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ’in varlığıdır. Ne yazıkki onun vefÂtıyla bu fırsat elden kacmıştır. Geriye sıkı sıkı tutunulması gereken tek yol kalmıştır. O da istiğfÂrdır. Şu Âyet-i kerîme bu gerceği dile getirmektedir:

“Sen onların iclerinde bulunduğun muddetce Allah onları azaba uğratmayacaktır. Onlar bağışlanmalarını dilerken, Allah kendilerine azab etmez” [EnfÂl sûresi (8), 33].
Allah TeÂl ’nın kullarına olan merhametini butun genişliğiyle ortaya koyan bu Âyet-i kerîme ne umid verici, değil mi?! Kullarına karşı boylesine şefkatli bir Rabbi olan insan, nasıl umitsizliğe kapılabilir? Bu Âyet-i kerîmede, Allah ’dan bizi bağışlamasını dilediğimiz surece azaba uğrama-yacağımız va ’dedilmektedir. Elimizde boylesine sağlam bir garanti varken nicin umitsiz olalım ve nicin istiğfÂr etmeyelim?

İstiğfÂr konusu, RiyÂzu ’s-sÂlihîn ’in 1873-1883. hadislerinde geniş bir şekilde ele alınmıştır. Bu hadis 1874 numarayla tekrar gelecektir.

HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ

1. İnsan hergun kendini hesaba cekmeli, yaptığı hataları ve gunahları bulmaya calışmalıdır. Sonra da bu gunahları duşunerek Allah TeÂl ’ya yonelmeli ve ondan kendisini bağışlamasını dilemelidir.

2. Hz. Peygamber ’in Allah TeÂl ’ya karşı ne buyuk bir saygı beslediği ve bu hususta ummetine ornek olduğu gorulmektedir.

3. Peygamber Efendimiz gunah işlemekten korunduğu, gelmiş gecmiş butun kusurları bağışlandığı halde gunde yetmiş defadan fazla tovbe ederse, gunah cukuruna batmış olan bizlerin hergun en az onun kadar tovbe etmemiz gerekir.

4. Tovbe muslumanın yenilenme ve temizlenme imkÂnıdır. Kullar icin buyuk bir nimettir. Son nefese ve kıyamet koptuğu Âna kadar tovbe kapısı acıktır.

[1] BuhÂrî, DaavÂt 3. Ayrıca bk. Tirmizî, Tefsîru sûre (47) İbni MÂce, Edeb 57

Kaynak: Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir, Riyazus Salihin, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan