
Osmanlı padişahları, cihana onunde diz cokturmuştur. Ancak, soz konusu din buyukleri olduğunda, onların onunde diz cokmeyi şeref bilmişlerdir.O zamanın dervişlerinden Geyikli Baba ve Derviş MurÂd meşhûrdur. Husûsiyle Geyikli Baba ’nın diktiği o meşhûr cınar, Osmanlı ’nın azamet ve kudretine sembol olmuştur. HÂdise şoyledir: Geyikli Baba, Uludağ ’a yerleşmişti. Onun şohretini duyan Orhan GÂzî, haber gonderip kendisini cağırttı. Ancak dağda geyiklerle dolaşan bu AllÂh dostu, yapılan dÂveti kabul etmedi. Ayrıca: “Sakın Orhan da bana gelmesin!” diye haber gonderdi. Orhan GÂzî, merak edip hayretle sebebini sordurunca, şu cevabı aldı:
“Dervişler basîret ehlidir. Ehl-i kalbdir. Yerli yerince hareket etmeleri zarûrîdir. Aksi halde istikÂmetten inhirÂf ederlerse, duÂları makbûl olmaz. Sizlerse, ummetin emÂnetcilerisiniz. Bu durumda sizler, serhad askeri, bizler de du askeriyiz. Zaferler, du askerleri ile serhad askerlerinin muşterek gayretleri neticesinde elde edilir. Bu muvaffakıyete ulaşma istikÂmetinde serhad askerleri, nasıl harp ilmi ve cesaretle techîz ediliyorlarsa; du askerlerinin de, duny meyil ve muhabbetinden uzak tutulmaları zarûrîdir. Dolayısıyla korkarım ki, benim sizin yanınıza gelişimle vÂkî olması muhtemel olan atıyye ve ikrÂmlar, dervişlerimizin kalblerine duny muhabbeti sokar ve ukb muhabbetini azaltır. Boylece siz de biz de zarar gorenlerden oluruz… Sultanım! Ancak bilesiniz ki, vakti gelince goruşmemiz mukadder olur inşÃ‚allÂh.”
Bir muddet sonra Geyikli Baba, Bursa ’ya geldi ve Orhan GÂzî ’nin avlusuna bir cınar dikti. Durumu sultana bildirdiler. Orhan GÂzî, derhal oraya geldi. Geyikli Baba, O ’na: “Teberruken diktik. Durdukca, dervişlerin duÂsı sana ve nesline makbûl ola.” dedi. Orhan GÂzî, daha evvel kendisine gonderdiği mÂlumata rağmen Geyikli Baba ’ya gonlunden bir atıyye olarak İnegol ve cevresini vermeyi teklîf etti. Ancak gozu ve gonlu tok olan Geyikli Baba: “Mulk AllÂh ’ındır. Ehline verir. Biz ehli değiliz.” diyerek kabûl etmedi. Sultan, ısrar etti. Bunun uzerine Geyikli Baba, verileni kabûl etmemenin kibir olacağından korktu ve: “Şu karşıda duran tepecikten beriye olan yerler dervişlerin avlusu olsun!” dedi. EhlullÂha hurmette kusûr etmeyip devletin temel harcını onlarla yoğuran Orhan GÂzî, Geyikli Baba ’nın ikrÂmını kabûlunden sonra buyuk bir sevinc icerisinde onun ellerine kapandı; optu, optu, optu…
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Abide Şahsiyetleri ve Muesseseleriye Osmanlı
İslam ve İhsan
OSMANLI PADİŞAHLARININ GİYDİĞİ TILSIMLI GOMLEKLERİN SIRRI NEDİR?