MevlÂn HÂlid-İ Bağdadi Hazretlerinin hikmetli sozlerinden bazıları...“Şerîat Âlimleri ve muşÃ‚hede ehli Ârif zÂtlar şu hakîkat uzerinde ittifak etmişlerdir ki, bir kimsenin kendi nefsini beğenmesi, başkalarını hor gormesi ve diğer insanlardan daha takv sahibi olduğuna inanması, buyuk gunahların en buyuklerindendir.”[1]

“Şunu bilin ki hakîkatte dunya, gecici bir golge ve kul ile MevlÂsı arasına giren bir perdedir. Kalbinde zerre miktÂrı dunya muhabbeti bulunan kişi, hakîkî kul sayılmaz. Dunyayı kabuğuyla ve ozuyle birlikte (kalbinden) atmayan kişi makbûl değildir.”[2]

“…Emîr ve vezirlerin iyiliği butun insanların iyiliği demektir. Allah sizleri de o guzel hÂl ile suslesin! Onların bozulması da aynı şekilde butun halkın bozulması demektir. Allah sizi o fen hÂlden muhÂfaza buyursun! Peygamber Efendimiz -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- duÂyı herkese umûmî olarak yapmamızı emir buyurmuştur. Hic şuphe yok ki, tebliğ edilmese bile, sûfîlerin Âdeti, kerem sahibi vezirlere, diğer butun muslumanlara ve İslÂm ’a du etmeye Âzamî derecede îtin gostermektir.”[3]

“Sizlere, cokca zikretmenizi, devamlı CenÂb-ı Hakk ’a iltic etmenizi, fÂnî dunyanın suslerinden yuz cevirmenizi, bÂkì olan Âhirete cok fazla rağbet etmenizi, olumu ve kabirdeki yalnızlığı hatırlamanızı, hesap ve ilÂhî huzûra cıkma gunu icin var gucunuzle hazırlanmanızı, Sunnet-i Seniyye ’ye yapışmanızı, cirkin bid ’atlerden yuz cevirmenizi, İslÂm ’ın muzaffer olması, dinden donen alcakların ve din duşmanlarının yardımsız kalması icin du etmenizi tavsiye ederim.”[4]

“Butun fiil ve sozlerinizde kendi guc ve kuvvetinizden vazgecerek AllÂh ’ın guc ve kudretine sıkıca sarılın!”[5]

“Her virdin bir vÂridi (gonle doğan ilhÂmı) vardır.”[6]

“«BÂtın ashÂbı» denilen ilÂhî sırlara vÂkıf Âriflerden, hatt nebîlerden feyz alabilmek, uc ana sebebe bağlıdır. Bunlar:

- İhlÂs, edep ve EhlullÂh ’a muhabbet beslemektir.

Zira feyz, ancak ehlullah ’tan alınır. Bir murîdin kalbinde ihlÂs yoksa veya evliyÂullÂh ’a karşı edebe mugÂyir hareketleri varsa, Hak dostlarının feyz dolu derûnları bu murîde meyletmez.

Muhabbet ise, feyzin artmasına sebeptir. Bu uc şey bir kişide ne kadar cok olursa o kadar fazla feyz almasına vesîle olur.”[7]

HÂlid-i BağdÂdî Hazretleri, meşhur “Cibrîl Hadîsi”ni şerh ederken, CebrÂil -aleyhisselÂm- ’ın gelip Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’in huzûruna diz cokerek dizlerini Efendimiz ’in dizlerine dayaması hÂdisesinden bahsederken şoyle buyurur:

“CebrÂîl -aleyhisselÂm- ’ın boyle oturması, ÂdÂba muhÂlif gibi gorunuyorsa da, onun bu hÂli şu muhim hususları tÂlim etmektedir:

- Dînî bilgileri oğrenme hususunda utanmak doğru değildir.

- UstÂda gurur ve kibir yakışmaz.

CebrÂîl -aleyhisselÂm- bu hÂli ile ashÂb-ı kirÂma, herkesin, dînî meselelerini muallimlere serbestce ve sıkılmadan sorup oğrenmesi lÂzım geldiğini anlatmıştır. Zira dîni oğrenme, oğretme ve Allah TeÂl ’nın hakkını odeme hususunda hay edilmez!”[8]

“İslÂm ile şereflenen bir kişi nasıl olur da geceyi tamamen uykuya verip Allah TeÂl ’nın emÂnetini muhÂfaza etmez?! CenÂb-ı Hakk ’ın bize en muhim emÂnetlerinden biri, seherlerde kalkıp kıyÂma durmaktır.”[9]

DİPNOTLAR

[1] Es‘ad SÂhib, a.g.e, s. 117, no: 13.

[2] Es‘ad SÂhib, a.g.e, s. 119, no: 15.

[3] Es‘ad SÂhib, a.g.e, s. 188, no: 54.

[4] Es‘ad SÂhib, a.g.e, s. 195, no: 59.

[5] Es‘ad SÂhib, a.g.e, s. 228, no: 73.

[6] Es‘ad SÂhib, a.g.e, s. 228, no: 73.

[7] HÂlid-i BağdÂdî, RisÂle-i HÂlidiye, s. 2-3.

[8] Kemahlı Feyzullah, a.g.e, s. 12.

[9] HÂnî, HadÂik, s. 697.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan