Ubeydullah Ahrar Hazretleri'nin hikmetli sozlerinden bazılarını derledik.“İnsanın yaratılış gÂyesi kulluktur. Kulluğun ozu ise devamlı tevÂzû, mahviyet, hiclik, yokluk ve huşû hÂlinde Hakk ’a iltic etmek, her hÂlukÂrda CenÂb-ı Hakk ’ın azametini tefekkur etmek ve O ’nun her an bizimle beraber olduğunu unutmamaktır.”[1]

Bir murîdine yazdığı mektupta şoyle buyurmuştur:

“Kulluğun hakîkati; tevÂzû, huşû, niyaz ve gonul kırıklığı ile ilticÂdır. Yani dÂim du hÂlinde bulunmaktır. Bu hÂl ise, Hak TeÂl ’nın azameti gonle iyice yerleşince ortaya cıkar.

SaÂdetin elde edilmesi, muhabbete bağlıdır. Muhabbetin teşekkulu, oncekilerin ve sonrakilerin efendisi Rasûlullah -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’e tÂbî olmaya bağlıdır. Efendimiz ’e tÂbî olmak da bunun usûlunu bilmekle mumkundur. Bu usûlu oğrenmek maksadıyla, hÂl ehli Âlimlerin meclislerine devam etmek lÂzımdır. Ancak ilmi, dunyevî menfaat ve makam elde etme vesîlesi yapan Âlimlerden uzak durmak gerekir.

Raks ve sem eden, (helÂl, haram veya şupheli demeden) her ne olursa tereddutsuz alıp veren dervişlerle beraber olmaktan sakınılmalıdır. Ehl-i Sunnet ve ’l-Cemaat mezhebinin akîdesine uymayan bÂtıl sozleri dinlemekten kacınmak gerekir. İlmi, Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz ’e tÂbî olmaya goturen hakîkî irfÂnın zuhûru icin tahsil etmek lÂzımdır, vesselÂm!..”[2]

“Bu yolda nefesi zikrullah ile yıkayıp muhÂfaza etmek ve buna cok ehemmiyet vermek gerekir. Yani her nefesin kalbî huzur ve mÂnevî uyanıklık icinde sarf olunması lÂzımdır.”[3]

“SÂdık murîde duşen vazife, Allah dostlarının gonullerine girebilmek ve onların emirlerini buyuk bir samimiyetle yerine getirmektir. Onların arzularını, kendi arzularının ustunde tutmaktır.”[4]

“SÂlik bÂzen mÂnevî hÂlini kaybedebilir. Bunun sebebi, ekseriyetle şu tur hareketlerdir:

- İslÂmî kÂidelere aykırı fiillerde bulunmak. Haram veya şupheli bir gıd yemek gibi…

- Kul hakkına girmek. Bir mu ’minin gıybetini yapmak gibi…

- AllÂh ’ın mahlûkÂtına merhametsiz davranmak ve ona zarar vermek. Sebepsiz yere bir kediyi, kopeği rahatsız etmek gibi…”[5]

“Fazla aclık ve uykusuzluk, akla zarar verir. Boyle bir akıl da hakîkati idrakten Âciz kalır. Bu yuzden bÂzı riyÂzat ehlinin keşiflerinde hatÂlar vÂkî olmuştur.”[6]

“Butun hÂller ve vecdler bize verilmiş olsa, ama ic dunyamızda Ehl-i Sunnet ve ’l-Cemaat îtikādı olmasa, butun bu hÂlleri sadece rezillik olarak goruruz. Butun eksiklikler ve kusurlar icimizde olsa, fakat ic dunyamız Ehl-i Sunnet ve ’l-Cemaat inancı uzere dosdoğru olsa, bunda bir beis gormeyiz.”[7]

“«Ene ’l-Hak» demek kolaydır. «Ene»yi yok etmek muşkuldur.”[8]



[1] ReşahÂt, s. 521.

[2] ReşahÂt, s. 629.

[3] ReşahÂt, s. 63.

[4] ReşahÂt, s. 162.

[5] Bkz. Mîr Abdulevvel, a.g.e, s. 77; ReşahÂt, s. 492-493.

[6] ReşahÂt, s. 518.

[7] İmÂm-ı RabbÂnî, MektûbÂt, I, 578, no: 193.

[8] Abdulganî bin Ebî Saîd, Huvelganî RisÂlesi, s. 159.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan