Sami Efendi Hazretleri, Resû­lullah ’ın (s.a.v.) yolundan adım adım gitme gayreti icerisinde olmuş en guzel şahsiyet onderlerinden biridir. Zor bir donemde yaşamıştır. Ancak ilkelerinden şahsiyetinden İslami hassasiyetinden zerre kadar taviz vermemiştir.İnsanlar bilgiden ziyade şahsiyete hayrandır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ’in ahlÂkı en zirve şahsiyet misalini bizlere sunmaktadır. Mesela son derece meşakkatli ve tehlikelerle dolu hicret yolculuğuna cıkacağı sırada uzerindeki emanetleri duşunup emanetleri yerlerine ulaştırma duşuncesi O ’nun (s.a.v.) şahsiyetiyle alakalı misallerden sadece bir tanesidir. Yani zorluk ve meşakkat anında dahi Resûlullah ’ın (s.a.v.) şahsiyetinden zerre kadar taviz vermediğinin pek cok misalleri mevcuttur.

Sami Efendi Hazretleri de Resû­lullah ’ın (s.a.v.) yolundan adım adım gitme gayreti icerisinde olmuş en guzel şahsiyet onderlerinden biridir. Zor bir donemde yaşamıştır. Ancak ilkelerinden şahsiyetinden İslami hassasiyetinden zerre kadar taviz vermemiştir. O ’nun şahsiyeti ile ilgili derlediğimiz bilgileri bir buket olarak sunmak istedik.

“HayÂ, edep, takva, hikmet, irfan ve nezaket timsali olan Sami Efendi Hazretleri, gununun tamamını Rasulullah ’ın (s.a.v.) sunnet-i seniyyelerine ve her biri birer ‘hidayet yıldızı ’ olan ashabı kiram hazretlerine uyduran ahlak-ı hamide sahibi olan bir Allah dostudur.”1

SUKUT EHLİNİN COK SEVERLERDİ

Merhum Musa Topbaş Hazret­leri, Sami Efendi Hazret­leri ’nin şahsiyetini şoyle anlatır:

“Muhterem Ustadın ahlakı, adabı, her hÂli Efendimizin (s.a.v.) hÂline tamamen uygundu. Fem-i saadetlerinden ne bir kelime noksan ne de bir kelime fazla cıkardı. Her mana ve kelimesi yerli yerinde idi. Tane tane konuşurlar, muhim olanları ucer kere tekrar ederlerdi. Sukût ehlini cok severlerdi. Hicbir fert ile cekiştiklerini, munakaşa ettiklerini, gıybetini yaptıklarını ve munazaraya girdiklerini goren, işiten yoktu. ‘Eddebenî Rabbî ’ sırrına ermiş asırların yetiştirdiği istisnai bir şahsiyetti.”2

“Hicbir zaman taşkınlık gorulmezdi; daima itidal hÂlini korurdu.”3

Yine O ’nun şahsiyetiyle ilgili one cıkan ifadeler şu şekildedir:

“Yaşantısı, insani ilişkileri, ibadeti kısacası her hali olcu icerisindeydi. Dunya ve ahiret işlerini hep bu itidal uzere devam ettirirdi. Gunlerini dakikalarını hesap edip vaktini boşa gecirmezdi. Soz verdikleri zamanda tam vaktinde hazır bulunurlardı.”4

“Gonlu eğitmenin uzerinde durur, kıyafet konusuna vurgu yapmaz, bu konuda muhiblerini kendi tercihine bırakırdı.”5

EL OPTURMEKTEN KACINIRDI

“Sami Efendi Hazretleri el opturmekten kacınan mutevazı bir şahsiyettir. Kendisinden dua talep eden bir muhibbine, ‘Evladım, biz de Cenab-ı Hakk ’ın Âciz bir kuluyuz. Cenab-ı Hakk ’a istiğfar et! Peygamber Efendimizin ruhaniyetine sığınarak şu duaya devam et! ’ diyerek ona bir dua oğretmiştir. ‘Yıllardır bir turlu olamadık. ’ diye dert yanan bir sevenini ‘Olan var mı ki? ’ diye teselli etmiştir.”6

“Muhterem Ustaz Hazretleri, kendilerini daima mahlûkatın en zayıfı olarak gorurlerdi. Hayatının son donemlerinde ziyaretine gelen misafirlerinden derin bir mahcubiyet duyar ve ellerini yuzune kapatarak:

‘Ya Rabbi, ben bu kullarına bana gelin demiyorum. Bunlar fakire husn-i zanda bulunuyorlar. Bunları reddetmek benim elimde değil. ’ diye Rabbimize niyazda bulunurdu.”7

“Sami Efendi son derece merhamet ehli birisidir. En kucuk haşerenin bile oldurulmesine gonlu razı olmazdı. Hayvanlara dahi yuksek bir edep hÂliyle muamele ederdi.”8

KAPISINA GELENİ CEVİRMEZDİ

“Sami Efendi Hazretleri kapısına geleni cevirmezdi, onlara ikram ve iltifatta bulunurdu.”9

“Hic kimseye kızmazlar, hic kimseden kırılmazlar, hicbir hareketinden dolayı karşılık beklemezlerdi. Kendilerini seven ile yeren nazarında musavi idi. Yeren kimse hatasını idrak edip de samimiyetle ozur dilerse hemen affederdi.”10 “Hic kimseye karışmaz, kimseyi eleştirmez, herkesin iyi taraflarını yakalama gayreti icerisinde bulunurdu. Hic kimse hakkında “Şu katıdır, şu şoyledir.” gibi olumsuz bir soz sarf etmezdi.”11

“Her an, kader bahsine hakkıyla vukufları olduğu icin, hicbir kimse hakkında suizanda bulunmazlardı. Ayıp ortmek ve affedicilik Cenab-ı Hakk ’ın ulvi sıfatları olduğu icin, yuksek seviyedeki velisi olması hasebiyle bu muhim sıfatlar kendisinde gorulurdu.”12

HER ŞEYİ HAYRA YORARDI

“Sami Efendi, hangi hadise olursa olsun her şeyi hayra yorardı. Kimsenin aleyhine konuşmazdı ve konuşulmasına da musaade etmezdi. Bir kimsenin yaptığı hayır, cevresindekiler tarafından az bulunduğunda o, şu şekilde mukabele etmiştir: ‘Hayır, o bildiğiniz gibi değil; sahavetlidir. ’ Yani surekli her insandaki olumlu yonleri gorup onu on plana cıkarmaya ve her olaydaki olumlu yonu gormeye calışırdı. İyilik ve guzellikleri konuşup anlatmaktan hoşlanırdı. Menfilikleri sohbetlerinde pek dile getirmezdi.”13

“Sami Efendi, halim selim olmasıyla dikkat cekmektedir. Bu nedenle ‘Melek Sami ’ sıfatıyla da anılmaktadır.”14 “Yuzleri mutebessim; fakat icleri daima huzunlu ve duşunceli idi. Vakar, temkin ve itidal ehli idi.”15

YUZUNDEN TEBESSUM HİC EKSİK OLMAZDI

“Sami Efendi ’nin şiddetli hastalıklar gecirdiği donemde dahi yuzlerinden tebessum hic eksik olmamıştır. Ondan hicbir zaman şikÂyet ifadesi duyulmamıştır.”16

“Yuzunden halavet ve beşaşet eksik olmazdı. Hareket ve tavırları gayet olculu ve zarifti. Şeriata aykırı olmayan hicbir şeye ve hicbir teklife itiraz etmezdi. Ozur beyan edenlerin mazeretlerini kabul ederdi. Camide veya diğer mubarek mekÂnlarda kendisi icin ayağa kalkılıp tazim gosterilmesinden son derece rahatsızlık duyar; ‘Biz Cenab-ı Hakk ’ın Âciz bir kuluyuz! ’ derdi.”17

MİSAFİRPERVERDİ

“Sami Efendi son derece misafirperver bir kişidir. Misafirleri tebessumle karşılar ve bizzat kendisi ikram etmeye gayret ederdi. O, başkasına iş yaptırmak yerine, kendi ornek olarak yapmayı tercih ederdi. Hic kimseye ‘Şunu yapın, bunu yapın. ’ diye emretmezdi. ‘Niye boyle yaptın? Neden oyle? ’ demezlerdi.”18

“Hic kimseye yuk olmazdı. Başkasını terbiye etmekten ziyade kendilerini terbiye etme ve ornek olma yolunu tercih ederdi. Kendileri de hizmet eder, dikkat cekmek istemezlerdi.”19 “Sami Efendi kendisi icin ozel bir şey talep etmez, cok sıcaklarda dahi soğuk bir şey istemezler, ikram edildiğinde ihtiyac kadarını icer, fazlasına tamah etmezlerdi.”20

İŞ VE İBADET HAYATINI DENGEDE GOTURURDU

Muhterem Abdullah Sert Bey, Sami Efendi Hazretleri ’nin şahsiyetiyle ilgili bazı bilgileri şu şekilde verir:

“Ciddiyeti, calışmayı ve istikameti onemsemişler, yuzlerinde fevkalade bir melahat, fevkalade bir guzellik, seyredenlerin gıpta ettiği bir nurani cehreyi taşırlardı. Hayatlarında gıpta edilecek bir dincliği muşahede ederdik. 85 ’li yaşlarda hatimle namaz kılarlardı. Hatimle kılınan bu namazlarda da kendisinde en ufak bir yorgunluk hissedilmezdi.

Gunluk hayatında iş hayatını, ibadet hayatını ilim hayatını irşat ve hizmet hayatını bir dengede goturen bir Allah dostudur. İş hayatı ibadet hayatına, ibadet ve ilmi irşat hayatına ve hizmetlerine engel olmamış, hepsinin hakkını vermek suretiyle her alanda onculuk etmiş buyuk bir Allah dostudur. Yakınlarından duyduğumuz kadarıyla evleri ve aile hayatı bir mekteptir, bir daru ’l-erkamdır. Geciktiğinde hemen evlerine haber verirler, misafir gelecekse evleriyle istişarede bulunurlar, misafirlerini bizatihi ayakta karşılarlar, giderken buyuk bir tebessumle ayakta uğurlarlar.”21

“Hanelerinde, akla gelebilecek ne kadar İslami ÂdÂb mevcut ise hepsi tatbik edilirdi.”22 “Ev işlerinde hanımına yardımcı olurdu. Pazara cıktığında, tezgÂhtaki meyve veya sebzeye eli değmiş ise curuk bile olsa onu alır ve ‘Artık elimiz değdi, almazsak bu meyve bize gucenir. ’ derdi.” 23

“Yolculuğa cıkacağı sırada yanına iğne, iplik, cakı, kibrit, sabun, cengelli iğne, kÂğıt, kalem gibi eşyaları alırlardı.”24

O, sorulan suallere genellikle ayet ve hadislerle veya Ahmet Cevdet Paşa ’nın Mecelle ’sinden bir kaide soyleyerek cevap verirdi. Herkesin hizmetinde bulunmayı, kendisine dustur edinmiş bir şahsiyetti. Az konuşur, coğunlukla sukûtu tercih eder, luzumsuzsa konuşmazdı. Şohret, iltifat ve aşırı hurmetten kacınırdı. Ovulmekten hoşlanmaz, insanları yuzune karşı ovmezdi. Bazı insanların hÂlleri bilinsin diye gıyabında, aşırılığa kacmadan methederdi. Hic kimseyi yuzune karşı veya gıyabında zemmetmemiştir.

Sami Efendi Hazretleri ’nin her hareketi Kur ’an ve sunnet olcuşunceydi. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) sunnetlerini ve İslam dininin emirlerini, edeplerine varıncaya kadar uygulama gayreti icinde olurdu. Coğunlukla ruhsatla değil; azimetle amel ederdi. Sami Efendi hic kimseyi kucuk gormez, her zayıf insanın elinden tutar, herkesin hor gorduğu incinen insanlar, onun yanında izzet ve ikramla karşılanırdı. Hayvanlara muamele ederken dahi son derece edepli bir şekilde, nazikce davranırdı. Ailesini hicbir zaman ihmal etmez; hayatında denge ve duzeni bozmazdı. Tum fakir ve miskinlere olduğu gibi, Mekke ve Medine fakirlerine karşı da son derece ilgiliydi. Hediyeleşmeyi sever; hediye vermekten buyuk haz duyardı.25

Ahlaki yaşantıları, avamın tarif ve tasavvurunun ustundeydi. İhlas, kalbî vakar, kul hakkı hassasiyeti, comertlik, tevazu, muhabbet gibi her turlu guzel ahlak kendinde toplanırdı. Sozunu tutmada ve vakte riayette eşine az rastlanır bir titizlikte idiler.” 26

Onun şahsiyeti ve hayatı ile ilgili şu onemli ifadeler Sami Efendi ’yi cok guzel ozetlemektedir kanaatindeyiz:

“Yorulmayan, tukenmeyen, yuzunu hicbir zaman ekşitmeyen bir insan. O zor donemlerde “Allah” demenin yasak olduğu hengÂmda, ye ’sin, umitsizliğin yanına uğramadığı bir insan. Mu ’min, muvahhid, mutevekkil bir insan.”27

“Sami Efendi Hazretleri, hayatlarında uc şeye karşı cok dikkat ettiler; para, şohret, kadın. Bu yuzden hayatları boyunca uzerlerine en ufak bir leke gelmedi.”28

HELALE VE HARAMA SON DERECE HASSAS

Sami Efendi Hazretleri ’nin şahsiyeti ile ilgili şu hususların on plana cıktığını goruyoruz:

“Hep ibadet ve niyaz icinde, Allah ve Resulune sonsuz muhabbetli, comert, helale harama karşı son derece hassas, mahlûkata karşı muhabbeti ileri derecede, ovulmekten hoşlanmayan tevazu sahibi, sukût ehli, edep konusunda son derece hassas, kÂmil ve temizliğe son derece dikkat eden bir insan.” 29

Bunca guzel vasfın kendisine lutfedildiği Sami Efendi Hazretleri, tasavvufun yegÂne gayesi olan kÂmil insanın guzel bir numunesidir. En buyuk kerameti; guzel ahlak ve ilkeli hayat uzere yaşamak olan bu veli kulu ornek almayı Rabbim bizlere de lutfetsin.

Dipnotlar: 1) Mustafa Kamer, KamerzÂde (Sohbetler-HÂtıralar), haz. Ahmet Akoz, Erkam Yay, İstanbul 2013, s. 28. Sami Efendi ’nin hayatı ve tasavvufi goruşleriyle ilgili geniş bilgi icin bkz. Vahit Goktaş, Mahmud Sami Efendi Hayatı ve Tasavvufi Goruşleri, İlahiyat Yay., Ankara 2017. 2) SÂdık DÂnÂ, SultÂnu ’l-Ârifîn, Erkam Yay., İstanbul 1991, s. 14. 3) Musa Topbaş, Allah Dostunun Dunyasından, Erkam Yay., İstanbul 1999 s. 85. 4) Zahide Topcu-Mehmet Topcu, Sohbet-i ÂrifÂn (Buyuklerin Sohbetleri), Erkam Yayınları İstanbul 2013, s. 13,14. 5) Necdet Tosun, “Mahmud Sami Ramazanoğlu”, Doğu ’dan Batı ’ya Duşuncenin Seruveni, Editor: Bayram Ali Cetinkaya, İstanbul 2015, X, s. 456. 6) Hasan Kamil Yılmaz, “Ramazanoğlu”, Allah Dostları, Şule Yay., 1996, X, s. 252. 7) Mustafa Eriş, “Marifetullaha Ermiş Bir Kalbin Davranışları-Allah ile Yuzyuze Gibi Yaşamak”, Altınoluk, Şubat 2016, sayı: 360, ss. 20-21. 8) Yılmaz, “Ramazanoğlu”, Allah Dostları, X, 251. 9) Mustafa Ozdamar, Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendi, Kırkkandil Yay., İstanbul 2012, s. 51. 10) DÂnÂ, SultÂnu ’l-Ârifîn, s. 15. 11) Topbaş, Allah Dostunun Dunyasından, s. 126-127. 12) DÂnÂ, SultÂnu ’l-Ârifîn, s. 14. 13) Yılmaz, “Ramazanoğlu”, Allah Dostları, X, 254. 14) Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Altınoluk, İstanbul 2012, s. 515. 15) DÂnÂ, SultÂnu ’l-Ârifîn, s. 11. 16) Mustafa Akgun, Bedri Hafa Mahmud Sami Ramazanoğlu, Ankara 1995, s. 15. 17) Yılmaz, “Ramazanoğlu Mahmud Sami Efendi”, 252. 18) Zahide Topcu-Mehmet Topcu, Sohbet-i ÂrifÂn, s. 14. 19) Musa Topbaş, Allah Dostunun Dunyasından, s. 124-125. 20) Zahide Topcu-Mehmet Topcu, Sohbet-i ÂrifÂn s. 13. 21) www.islamveihsan.com, 25 Aralık 2015. 22) Sadık DÂnÂ, Tasavvuf ve Marifetullah, Erkam Yay., İstanbul 1995, s. 121. 23) Tosun, “Mahmud Sami Ramazanoğlu”, Doğu ’dan Batı ’ya, s. 457. 24) Zahide Topcu-Mehmet Topcu, Sohbet-i ÂrifÂn, s. 13. 25) Yılmaz, “Ramazanoğlu”, Allah Dostları, X, 253-255. 26) Abdullah Sert, İrfan Sohbetleri, Erkam Yay., İstanbul 2016, s. 288. 27) Sert, İrfan Sohbetleri, s. 365. 28) Sert, İrfan Sohbetleri, s. 355. 29) DÂnÂ, SultÂnu ’l-Ârifîn, s. 11-12.

Kaynak: Vahit Goktaş, Altınoluk Dergisi, Sayı: 384

MAHMUD SÂMİ RAMAZANOĞLU (K.S.) KİMDİR? İslam ve İhsan