Hz. SuleymÂn ’ın -aleyhisselÂm- saltanatı, gucu ve kuvveti elinden neden alındı? Hz. SuleymÂn -aleyhisselÂm- nasıl duada bulundu? Hz. SuleymÂn ’ın -aleyhisselÂm- imtihan edilmesi...Bir gun AllÂh TeÂlÂ, Hazret-i SuleymÂn ’ı imtihÂn etti. Bir anda butun kudretini elinden aldı. Âyet-i kerîmede buyrulur:
وَلَقَدْ فَتَنَّا سُلَيْمنَ وَأَلْقَيْنَا عَلَى كُرْسِيِّهِ جَسَدًا ثُمَّ أَنَابَ
“And olsun ki, SuleymÂn ’ı imtihÂn ettik. Tahtının ustunde bir cesed (gibi) bırakıverdik. Sonra tevbe ile eski hÂline dondu.” (SÂd, 34)
SuleymÂn -aleyhisselÂm- ’ın bir anda herşeyi elinden alınmış; hicbir şeyi kalmamıştı.
Âyette gecen “fitne” yÂni imtihan hakkında ceşitli rivÂyetler vardır: Hazret-i SuleymÂn, Mescid-i Aks ’yı yaptırdığı sırada, getirdiği sanatkÂrlar icinde sanatların hîlelerini bilen birtakım şeytanların kurdukları bir ihtilÂl yuzunden bir sure nufûzunu kaybetmiş, yahut tahtından ayrı kalmış; boylece tahtında, ya kendisi kuvvetsiz bir cesed hÂlinde hukumsuz kalmış, yahut tahtı da işgÂl edilip yerine kırk gun kadar heykel gibi birisi oturtulmuştu. Bir rivÂyette SuleymÂn -aleyhisselÂm-, zevcelerinin hepsinden oğlan cocuğu olmasını ve bunların da AllÂh yolunda kuffÂr ile cihÂd etmelerini istedi. Fakat «inşÃ‚allÂh» diyerek AllÂh ’ın ismini anmayı unuttu. Bunun uzerine ancak bir zevcesinden sakat bir oğlu dunyÂya geldi. (BuhÂrî; Enbiy 40, EymÂn 3; Muslim, EymÂn 23/1654) Nitekim Hazret-i Peygamber -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de kendisine, rûh, AshÂb-ı Kehf ve Zulkarneyn -aleyhisselÂm- hakkında suÂl sorulduğunda:
“−Yarın gelin haber vereyim!” buyurmuştu.
Ancak «inşÃ‚allÂh» demeyi unutmuştu. Bu sebeple Efendimiz ’e de bir muddet vahiy gelmedi. AllÂh TeÂl şoyle buyurur:
وَلاَ تَقُولَنَّ لِشَيْءٍ إِنِّي فَاعِلٌ ذلِكَ غَدًا. إِلاَّ أَنْ يَشَاءَ اللهُ وَاذْكُرْ رَبَّكَ إِذَا نَسِيتَ وَقُلْ عَسَى أَنْ يَهْدِيَنِ رَبِّي ِلأَقْرَبَ مِنْ هذَا رَشَدًا
“AllÂh ’ın dilemesine bağlamadıkca (inşÃ‚allÂh demedikce), hicbir şey icin «Bunu yarın yapacağım!» deme! Bunu unuttuğun takdirde AllÂh ’ı zikret ve: «Umarım Rabbim beni, doğruya bundan daha yakın olan bir yola iletir.» de!” (el-Kehf, 23-24)
Diğer bir goruşe gore SuleymÂn -aleyhisselÂm-, şiddetli bir hastalıkla imtihÂn edildi. Tahtının ustunde cansız bir cesed gibi kaldı. Başka bir rivÂyete gore ise, AllÂh TeÂlÂ, icine bir korku verdi. Oyle ki bel gelmesi endîşesi ile SuleymÂn -aleyhisselÂm- cansız bir cesed hÂline geldi. Sonra AllÂh ’ın lutfu ile kendisine tekrar eski hÂli bahşedildi. SuleymÂn -aleyhisselÂm- şoyle istiğfÂr etti:
قَالَ رَبِّ اغْفِرْ لِي وَهَبْ لِي مُلْكًا لاَ يَنْبَغِي ِلأَحَدٍ مِنْ بَعْدِي إِنَّكَ أَنْتَ الْوَهَّابُ
“«Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimsenin ulaşamayacağı bir hukumranlık ver. Şuphesiz Sen, dÂim bağışta bulunansın.» dedi.” (SÂd, 35)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-3, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan