Akşemsettin Hazretleri'nin huzuruna cıkıp kendisini dervişliğe kabul etmesini soyleyen Fatih Sultan Mehmet neden tekkeye kabul edilmedi? Akşemsettin Hazretleri Fatih'e ne oğutlerde bulundu? İşte cevapları...“Fatih Sultan Mehmed devrinin ileri gelen Âlim ve Âriflerinden biri, hic şuphesiz Akşemsettin hazretleri idi. Bir gun FÂtih yanında oturan Akşemsettin ’e:

“Hocam”, dedi “Beni dervişliğe alır mısın?” Akşemsettin de:

“Alamam” deyince, Fatih buna kızmış ve şoyle demişti:

“Cok acayip şey! Ne olduğu ve istidatları belli olmayan birtakım adamları dervişliğe alıyorsunuz da beni kabul etmi­yorsunuz.”

Akşemsettin hafifce gulumsedi ve şoyle cevap verdi:

“HunkÂrım! Dervişlikte bir hÂl vardır. Ondan tat alındığı takdirde dunya işlerinden ve saltanattan el cekmek lÂzım gelir. HÂlbuki sizin boyle yapmanız memleketin zararına olur. O zaman siz de ben de gunaha girmiş oluruz. Padişahlara lazım olan şey, iyi huyluluk ve adaletsever olmaktır.”[1]

FATİH SULTAN MEHMET TEKKEYE NEDEN ALINMADI?

FirÂset ve basiret, kimde bulunursa hic şuphesiz onun icin buyuk bir nimettir. İşte Allah adamları, takvÂya riÂyet ederek bir kulluk hayatı surdurduklerinden, Yuce Rabbimiz kendilerinin firÂset ve basiretlerini acıyor. Onlar da bu sayede gercekten isabetli kararlar alabiliyor ve doğru yonlendirmelerde bulunabiliyorlar.

Dervişlik, bir yonuyle kişinin kendi ic dunyasını derinleştirmesi ve mÂnevî hÂl ve lezzetlerle farklı bir hayat yaşamasıdır. Ehlinin beyanına gore bu zevk-i mÂnevî, hicbir dunyevî lezzetle kıyaslanamayacak derecede engin bir zevktir.

FÂtih gibi dirÂyetli bir lideri tekkeye kapatmak, sadece ona değil, belki ummete karşı da bir zulum olabilirdi. HÂlbuki adalet, herşeyi ve herkesi layık olduğu yere koyabilmektir. Onemli olan, Rabbin rızasını celbedecek bir konumda bulunabilmektir. Nitekim Allah Resûlu (sallallÂhu aleyhi ve sellem) ’nun haber verdiğine gore adaletli devlet reisi de kıyamet gununde Arş ’ın golgesinde golgelenecek yedi gruptan birisidir.[2]

[1] Avni Arslan-Ziya Demirel, Osmanlı Tarihinde İlginc HikÂye ve Anekdotlar, s. 36.

[2] BuhÂrî, “EzÂn”, 36.

Kaynak: Adem Ergul, 365 Lider Davranış, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan