Osmanlı Devleti'nin kurulduğu yer olan Soğut nerede? Kayı boyu Soğut'e nasıl geldi? Ertuğrul Gazi Soğut'u nasıl aldı? Soğut'un tarihcesi, Osmanlı donemi ve sonrası nasıl bir yer aldı? Domaic nerede? Soğut ve Domanic neresidir? Soğut ve Domanic'e nasıl gidebilirim?Haber: Mehmet Sait Temel
Soğut, Bilecik ilinin bir ilcesidir. Osmanlı Beyliği'nin ilk başkenti olarak bilinir.
SOĞUT HAKKINDA KISACA BİLGİ
Soğut, Bilecik ilinin bir ilcesidir. Osmanlı Beyliği'nin ilk başkenti olarak bilinir. 1231 yılında Thebasion adını taşırken Anadolu Selcuklukomutanı Ertuğrul Gazi tarafından İznik Rum İmparatorluğu'ndan alınmıştır ve kendisine Anadolu Selcuklu hukumdarı III. Alaeddin Keykubad tarafından Domanic ile birlikte verilmiştir. Osmanlı doneminde once Sultanonu sancağının merkeziyken, sonra merkezin Eskişehir'e taşınmasıyla bu sancağa bağlı bucağa donuşmuştur. 1648 yılında Anadolu vilayeti Bursa sancağının Lefke (bugun Osmaneli) kazasına bağlı bıcaktı. Daha sonra Anadolu eyaletine bağlı merkezi Bilecik olan Ertuğrul sancağının sınırlarına katıldı. En son HudavendigÂr vilayetine bağlı Ertuğrul sancağına bağlı kaza idi. Kurtuluş savaşında uc kez Yunan işgaline uğramış ve 6 Eylul 1922'de işgalden yanmış bir şekilde kurtulmuştur. İlceye bağlı Kızılsaray koyunun girişinde, hem Osmanlıca, hem de Rumca yazılar taşıyan bir Yunan karakolu bulunmaktadır ve bu karakol harap haldedir.
Konumu : Yurdumuzun kuzeybatısında yer alan ilce kuzeyinde Golpazarı, kuzeydoğusunda İnhisar ilcesi, guneyinde Eskişehir'in Merkez ilcesi, guneybatıda Bozuyuk ve batıda Merkez ilce ile komşudur. İlcenin yuzolcumu 484 km2 olup, denizden yuksekliği 665 metredir. İl merkezine 31, ekonomik olarak bağlı olduğu Eskişehir'e 52 km uzaklıktadır.
OSMANLININ KURULDUĞU YER "SOĞUT"
Osmanlı Devleti ’nin ilk kurulduğu yer olarak bilinen, bugun Bilecik ’e bağlı ilce merkezi.
Sakarya ırmağının guneyinde etrafı tepelerle cevrili cok derin ve dar bir boğazın (Soğut deresi) ağzında, denizden yaklaşık 650 m. yukseklikte yer alır. Bilecik ile Eskişehir arasındaki ana yolun dışında kalır, ancak tÂli yollarla guneyde Bozuyuk ve doğuda orta Sakarya vadisi uzerindeki yerleşim yerlerine bağlanır. Kasabanın adı muhtemelen soğutgiller ailesinden olan ve genellikle su kenarlarında yetişen bir ağactan gelir. Soğud / Soğut ’un Sagouados adlı bir eski yerleşme yeri olduğu iddiaları ispat edilememiştir. Bununla birlikte buranın Bilecik gibi İznik-Eskişehir-Kutahya yolu uzerinde teşekkul etmiş bir kasaba olabileceği belirtilir. XV ve XVI. yuzyıl kaynaklarında Bey Soğudu, Soğudlu, Soğudcuk ve Soğutcuk gibi adlara rastlanması (166 Numaralı MuhÂsebe-i Vilayet-i Anadolu Defteri, s. 55; HudavendigÂr Livası, s. 267-269) yer isminin menşei hakkında belirleyicidir.
SOĞUT'UN TARİHİ SUREC İCİNDEKİ YERİ
Soğut ’un tarihî surec icinde bir yerleşme yeri halinde ne zaman ortaya cıktığı kesin olarak bilinmemektedir. Eskicağ ’da orduların gectiği guzergÂh uzerinde olduğu belirtilen Soğut yoresinin tarihi, Bilecik ’i de kapsayacak bicimde Bitinya (Bithynia) bolgesinin genel tarihi icinde yer alır. Fakat buranın bir yerleşme yeri olarak ortaya cıkışı, Osmanlı Beyliği ’nin kurulma aşamasının yaşandığı XIII. yuzyılın ikinci yarısında gercekleşmiş olmalıdır.
Ertuğrul Bey Soğut'u Nasıl Aldı? Bu hususta ilk Osmanlı tarihcilerinin muşterek rivayetlerinden biri, Kayı aşiretinin beyi olan Ertuğrul Gazi ’nin Karacahisar ’ın kuşatması sırasındaki başarısı ile Selcuklu Sultanı AlÂeddin ’i etkilemesi, bunun uzerine Sultan AlÂeddin ’in Ertuğrul Gazi ’ye kışlak olarak Bilecik ve Eskişehir arasında verimli bir dere yatağını icine alan Soğut vadisini ve yaylak olarak da Domanic dağlarını vermesidir.
Bir diğer rivayet ise Ertuğrul Gazi ’nin Selcuklu Devleti sınır boylarına uc beyi olarak yerleşmesi sırasında buraya gelmesi ve mahallî Bizans gucleriyle savaşıp Bilecik ’i alması olayıdır. Soğut ’te Ertuğrul Gazi ’nin turbesinin bulunması, Şeyh EdebÂlî ile Sultan Osman, Orhan ve Murad HudÂvendigÂr ’ın vakıflarına gelir olarak tahsis edilen yerlerin mevcudiyeti, ayrıca XVI. yuzyıl tahrir verilerine gore burada Kayı aşiretinin yerleşmiş olması, Osmanlılar ’ın tarih sahnesine cıktığı ilk donemlerde Soğut ’un belirleyici onemini ortaya koyar. Bu durumda Soğut ’un, Ertuğrul Gazi ’nin aşiretinin başında olduğu sıralarda bir uc yerleşmesi ve ardından oğlu Osman Gazi ’nin ilk idarî merkezi şeklinde one cıktığı soylenebilir.
Osman Gazi ’nin XIV. yuzyıl başlarında batıda Bizanslılar uzerine yapılan gaz hareketini yayması ve suratle Marmara bolgesine doğru genişlemesi, arkasından oğlu Orhan Bey doneminde Bursa ’nın fethi (726/1326) gibi sebepler, Soğut ve yoresinin giderek idarî ve siyasî bakımdan arka planda kalmasına yol acmış olmalıdır. İstanbul ’un fethinden sonra ise İstanbul ’dan Anadolu ’ya doğru “sağ kol” veya “hac yolu” olarak bilinen meşhur yolun uzerinde bulunduğundan hacca giden hacıların konakladığı yerlerden biri haline gelmiştir.

Osmanlı Doneminde Soğut Osmanlı doneminde Soğut, idarî bakımdan Anadolu eyaletine bağlı Bursa (HudÂvendigÂr) sancağının kaza veya nahiyeleri arasında yer alıyordu. 892 ’de (1487) nahiye merkezi muhtemelen bugunku kasabanın ilk nuvesini oluşturan Bey Soğudu / Soğut adlı koydu. Burada yaklaşık elli beş kişi yaşıyordu (dort ellici, iki kesimci, iki bağban, bir haracguzÂr ve iki koturum olmak uzere on bir hÂne). Bu tarihte şehirleşmenin işareti olacak şekilde bir merkez konumunda değildi (a.g.e., s. 267, 269, 276). Soz konusu tahrir kayıtlarından buranın bir “ellici yeri” olduğu, yani devlet tarafından toprak işciliği statusu tanınmış kucuk bir grup tarafından (ortakcı kullar) iskÂn edildiği anlaşılır. 1530 ’da bu koyun nufusu yirmi hÂne, dort mucerret (bekÂr erkek) olmak uzere yaklaşık 100 kişiye yukseldi (166 Numaralı MuhÂsebe-i VilÂyet-i Anadolu Defteri, s. 55-58, 202). Bu nufus icinde “cemÂat-i ehl-i vezÂif” adı altında kaydedilenler de vardı (uc hÂne, bir imam ve bir muezzin). Soz konusu vazifelilerin nerede gorevli olduklarına dair bir işaret olmamasına rağmen bunların koyde başta Ertuğrul Gazi Turbesi olmak uzere koyde mevcut mescidde vazifeli oldukları soylenebilir. Bu tahrir kayıtları, Osmanlılar ’ın erken donemlerinde Soğut ’un esasında bir koy yeri olduğunu ve konar gocer grupların gecici (kışlak) iskÂn birimi halinde bulunduğunu gosterir. Daha sonra buraya toprağı işlemek uzere kul asıllı ortakcılardan oluşan kucuk bir grubun yerleştirildiği anlaşılmaktadır.
981 ’de (1573) Soğut idarî durumunu korudu. 936 ’da (1530) otuz sekiz koy, dort konar gocer grubun bulunduğu nahiyede 1573 ’te otuz yedi koy ve on mezraa kayıtlıydı. Bu tarihte Soğut yine bir koy statusundeydi. Fakat merkezin “nefs-i Soğut” diye gecmesi buranın yavaş yavaş bir kasaba olma surecine girdiğini gosterir. Bu surec icinde 1573 ’te Soğut ’un vergi veren erkek nufusu 124 ’e ulaşmıştı. Bunun 113 ’u musluman (altmış dokuz hÂne, kırk dort mucerret), on biri gayri muslimdi. Burada musluman nufusun on bir hÂne ve on mucerredi muhtemelen Soğut ’teki turbe ve mescidde vazifeliydi. On dort kişiyse sipahi ve sipahizÂde statusunde bulunmaktaydı. Bu nufus yapılanması icinde Soğut ’un 1573 ’te 450-500 arasında nufusu vardı. Cizye vergisi odemekle mukellef olan gayri muslimler arasında Karaca, Karagoz ve Kurd gibi Turkce adları taşıyanların varlığı bunların gayri muslim Turkler olabileceği intibaını uyandırmaktadır (HudavendigÂr Livası, s. 268; Yinanc, sy. 34 [1985], s. 65-73).
Evliya Celebi Soğut'te XVII. yuzyıl ortalarında Soğut ’e uğrayan Evliya Celebi, buranın Bursa sancağında Lefke (bugunku Osmaneli) kazasına bağlı nahiyeler arasında yer aldığını, bağlı bağceli, havası ve suyu latif, “... yedi yuz kiremitle mestûr EtrÂk hÂneli” kucuk bir kasaba olduğunu belirtir. Bu durum, CelÂlî hareketlerinden sonra Soğut ’un hızlı bir nufus artışı surecine girdiğine işaret eder. Bu artışın normal bir artıştan ziyade daha cok dışarıdan alınan goclerden ileri geldiği anlaşılmaktadır. Nitekim XVII. yuzyıl ortalarında Soğut yoresine yakın, Sadrazam Koprulu Mehmed Paşa ’nın HÂn-ı Cedîd adıyla bilinen bugunku Vezirhan beldesindeki kervansarayına toplam 126 nefer musluman ve gayri muslim halkın ormanda yer acmak uzere yerleştirilmesi dikkat cekicidir (HudavendigÂr Livası, s. 268). 1736 ’da Soğut ’un dort mahallesinin olması da bu nufus artışının bir gostergesi olarak nitelendirilebilir.
Soğut, XIX. yuzyılın ilk yarısında HudÂvendigÂr (Bursa) vilÂyetine bağlı Ertuğrul (Bilecik) sancağının bir kazası oldu. Tanzimat ’tan sonra duzenlenen temettuÂt kayıtlarına gore 1840 ’lı yıllarda burada altı musluman mahallesi bulunuyordu (CÂmi-i Kebîr, Hacı Huseyin, Cora Bey, Huseyin, Balaban, Cimenlik). Gayri muslim nufus da ayrı bir mahalle teşkil etmişti. Toplam erkek nufus 1500 dolayındaydı. Gayri muslimler 434 erkek nufusa sahipti. Bu durumda kasabanın toplam nufusunun 5-6000 dolayında olduğu anlaşılmaktadır. XIX. yuzyılın sonlarında kasabanın nufusu yine 6000 civarındaydı. Bu nufusun onemli bir kısmını Turkler teşkil ediyordu. Genel nufusun ucte birinden az olan gayri muslimler Rum ve Ermeniler ’den oluşuyordu. V. Cuinet ise Soğut ’te toplam nufusun 17.845 olduğunu, bunun 14.838 ’ini Turkler, 1488 ’ini Ortodoks Rumlar, 1472 ’sini Gregoryen Ermeniler ve 47 ’sini yahudilerin teşkil ettiğini yazar. Bu tarihten sonra merkez kasabanın nufusunda duşme goruldu. Millî Mucadele yıllarında burası iki defa Yunan saldırısına uğradı. İlki İkinci İnonu Savaşı sırasında oldu. Fakat Yunanlılar burada ancak altı gun kalabildi (26 Mart - 1 Nisan 1921). Aynı yılın temmuzunda ikinci işgal donemi on uc ay surdu. 4 Eylul 1922 ’de tahrip edilmiş bir şekilde işgalden kurtarıldı.
Soğut'un Tarihi ve Kulturel Yapısı Osmanlı Beyliği ’nin ilk donemlerine beşiklik etmiş olan Soğut kuruluş doneminin izlerini yansıtan bazı tarihî ve kulturel eserlere sahiptir. Bu eserlerin başında Soğut ile Âdeta butunleşmiş olan Ertuğrul Gazi Turbesi gelir. Muhtemelen Orhan Gazi doneminde inşa edilen ve XVI. yuzyılda gorevli olarak birer turbedarla muslukcunun bulunduğu bu turbe XVIII ve XIX. yuzyıllarda onarım gordu. Geleneğe gore turbeyi cevreleyen avlu icinde Osman Gazi ’nin kardeşlerinden Saruyatu veya Savcı Bey ’in babası Ertuğrul Gazi ’nin yanında medfun olduğu soylenir. Hatta Osman Gazi vefat ettiğinde once bu turbeye, sonra da Bursa ’ya nakledildiği hÂkim bir goruş olarak ileri surulur. Bugun turbenin onunde tarih boyunca kurulan on altı buyuk Turk devletinin bustleri yer almaktadır. Ayrıca Soğut ’un guneybatısında cevreye hÂkim bir tepede Ertuğrul Gazi adıyla bir mescid vardır. Ertuğrul Gazi ’nin vefatından sonra inşa edildiği anlaşılan bu mescidin XIX. yuzyıl sonlarında yeniden yapıldığı bilinmektedir (bk. ERTUĞRUL GAZİ CAMİİ ve TURBESİ). Bu eserlerden başka Soğut ’un merkezinde Celebi Mehmed adıyla bilinen bir cami yer alır. Bu caminin masraflarının Orhan Gazi vakfınca karşılanmasından dolayı esasında Orhan Gazi ’ye ait olduğu ve Celebi Mehmed tarafından yeniden inşa edilmesi sebebiyle onun adını taşıdığı ileri surulur (bk. CELEBİ SULTAN MEHMED CAMİİ).
Soğut Yeniden Canlanıyor Osmanlılar ’ın kuruluş doneminden sonra imara ve kulturel faaliyetlere pek sahne olmayan ve uzun sure gozlerden uzak kalan Soğut ’un, XIX. yuzyıl sonlarında II. Abdulhamid ’in imparatorluğu ayakta tutabilmek icin pratiğe dayalı cok yonlu siyaseti cercevesinde Osmanlı Devleti ’nin kuruluş noktası olarak yeniden yorumlanmaya ve on plana cıkarılmaya başlandığı gorulmektedir. II. Abdulhamid doneminde iki onemli tarihî eser inşa edilmiştir. Bunlardan biri 1889 ’da yaptırılan Hamidiye Camii, diğeri 1901 ’de inşa edilen idÂdîdir. İdÂdînin yanında 1919 yılında yapılan bir de yetimhane mevcuttur. Bundan başka kasabada Celebi Mehmed Camii ’nin onundeki kucuk meydanda Kaymakam Said Bey tarafından inşa ettirilen bir de ceşme vardır. Bu eserlerin dışında XIX. yuzyıl sonlarında Soğut ’te eğitim ve oğretim alanında iki kutuphane, iki medrese, bir ruşdiye ve ibtidÂî mektebin olduğu dikkati cekmektedir.
Ertuğrul Gazi'nin Turbesi Soğut'te Ertuğrul Gazi Turbesi ’nin Soğut ’te olmasından dolayı Ertuğrul Gazi ’ye mensup olduklarına inanılan Poyrazlı, Tolazlı, Ozbekli, Sazlı, Akcini (Akcainli), Hacı Halil obası, Veliler, Karabağlı, Softalı ve Akcakoyunlu adlarıyla bilinen yoruk gruplarının zamanla burasını bir ziyaret ve toren yeri haline getirdikleri, ancak 1863 ’te Ahmed Vefik Efendi ’nin (Paşa) Anadolu ’nun sağ kol mufettişliği doneminde bunlar iskÂn edildikten sonra yavaş yavaş bu geleneği unutmaya başladıkları, II. Abdulhamid doneminde ise zayıflayan aidiyet bağının tekrar kuvvetlendirilmesi duşuncesiyle bunun yeniden canlandırıldığı bilinmektedir.
Bu geleneksel ziyaret ve torenler cercevesinde yoruk beyleri erkek evlÂtları dunyaya geldiğinde, cocuklarını Ertuğrul Gazi Turbesi ’ne goturup kurban keserek isim verirler, yılda iki defa 300 atlı ile turbeyi ziyarete gelerek uc dort gun kalırlar, yine kurban keserler ve cirit oynarlardı. Ziyaret ve torenlerde geleneksel kıyafet olarak başlarına kece kulÂh giyerler ve ihtiyarları kulÂhın etrafına ağabani denen sarık, gencleri ise kırmızı Trablus sarık sararlardı (BA, Yıldız, ts., Kısım nr. 18, Evrak, nr. 553/368, Zarf nr. 93, Karton nr. 36). Bugun yoruk bayramı kapsamında yapılan bu torenler dolayısıyla kendilerini Ertuğrul Gazi ’ye nisbet eden Karakecili aşireti mensupları her yıl eylul ayının ikinci haftasının cumartesi ve pazar gunleri Soğut ’e gelmekte ve mahallî kıyafetleriyle torenlerini icra etmektedir. Bu gelenek her yıl duzenlenen resmî bir organizasyona donuşmuş bulunmaktadır.
Soğut'un Nufus'u 1927 ’de 2446 kişilik nufusuyla gecirdiği işgal yıllarının izini taşıyan Soğut ancak 1975 sayımında 5000 nufusu aşabildi (5329 nufus). 1980 ’li yıllardan sonra ciddi bir gelişme gosterdi, bazı yeni sanayi tesisleri kuruldu. 1990 ’da nufusu 10.000 ’e yaklaştı (9470), 2000 sayımında 10.000 ’i (12.644 nufus) ve 2007 sayımında 15.000 ’i (15.761) gecti. Onceleri pamuk uretimi ve ipek dokumacılığı on planda iken bugun seramik ve mermercilik başlıca endustri alanını oluşturur. Gunumuzde Soğut ’te beş mahalle bulunmaktadır (Orta, Kayhan, Cumhuriyet, Balaban, Turkmenbaşı).
SOĞUT NEREDE? SOĞUT'E NASIL GİDEBİLİRİM? 
DOMANİC NEREDE? DOMANİC KISACA TARİHİ
DomanicKutahya ilinin bir ilcesidir. Osmanlı Beyliği'nin kuruluşu zamanlarında Kayı boyunun yazları geldiği bir yaylak idi. Osmanlı; Domanic, Soğut ve cevresinde kurulmuştur. Dunya florası olarak sadece Domanic'te yetişen 40 kadar bitki turu bulunmaktadır. İlce merkezine 10 km uzaklıkta Hayme ana turbesi bulunur. Her yıl Domanic'in Carşamba koyunde Hayme ana şenlikleri yapılır. Sarıkız mesire yeri mutlaka gorulmesi gereken suyun topraktan cıktığını gozle gorunebilen nadir yerlerdendir. Domanic merkezde bulunan Ebe Camlığı'nda ise Kırkpınar'dan 2 yıl daha eski olan yağlı gureş şenlikleri her yıl duzenlenmektedir.
Cumhuriyet donemi Turk edebiyatının onemli isimlerinden olan Şukufe Nihal Başar'ın Domanic Dağlarının Yolcusu isimli bir gezi yazısı bulunmaktadır. Muştu vb. eski kelimeler kullanımdadır.

DOMANİC NEREDE? DOMANİC'E NASIL GİDEBİLİRİM? 
İslam ve İhsan