Necîb ummetin buyuk Âlimleri pek cok tevÂzû misalleri sergilemişlerdir.KİBİR VE TEVAZU KİMLERDE BULUNUR? İmÂm Ebû Yûsuf ’a bir gun Halîfe HÂrun Reşîd bir mes ’ele sorar.
İmÂm Ebû Yûsuf:
“–Bilmiyorum.” diye cevap verir. Halîfenin yardımcısı İmÂm Ebû Yûsuf ’a:
“–Maaş ve tahsîsÂtınız varken bilmiyorum diyorsunuz!..” der. İmÂm Ebû Yûsuf da cevÂben:
“–Benim maaşım ilmime goredir. Bilmediklerim icin de verilecek olsa hazine yetmezdi...” der.
ACİZLİĞİNİ İTİRAF EDEN ALİM AllÂme İmÂm GazÂlî de:
“Bildiklerime nisbetle bilmediklerimi ayaklarımın altına alabilseydim, başım goklere değerdi.” buyurmakla aczini îtirÂf edip tevÂzû sergilemiştir.
İLME HURMET HÂlid-i BağdÂdî Hazretleri, daha icÂzet almadan ve talebe sıfatını hÂizken bile ilimde temÂyuz etmiş ve herkesin alÂkasını celbetmişti. Bu sırada kendisini ziyÂret eden SuleymÂniye Mutasarrıfı AbdurrahmÂn Paşa ’nın, onun ilim ve irfÂnına hayran kalarak:
“–SuleymÂniye medreselerinden hangisini arzu ederseniz oranın muderrisi olunuz.” tarzındaki teklîfini, henuz icÂzet almamış bulunduğu icin, ilim an ’anesine hurmeten; “Bu hizmetin ehli değilim!..” diyerek kabûl etmedi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları



İslam ve İhsan