Hulefa-i Raşidin nedir, kime denir? Hulefa-i Raşidin donemi hakkında kısaca bilgi...AshÂb-ı KirÂm icinde de Allah Resûlu ’nun kalbî rikkatleri, ince duyuşları ve hassÂsiyetleri ile yoğrularak şahsiyet kazananların başında HulefÂ-i RÂşidîn, yÂni dort buyuk halîfe gelir. Cunku onlar, Allah ve Resûlu ’ne cok mustesn bir aşk ve gonul bağı ile bağlanmışlar ve damlanın deryadaki hÂli gibi, Hazret-i Peygamber ’in yuce ahlÂk ve hÂliyle hÂllenmişlerdir. Boylece onların gonul Âlemleri, Allah Rasûlu ’ne olan muhabbetle ilÂhî aşkın tecellîgÂhı, mÂrifetullÂh hazînesinin de muhteşem bir sarayı hÂline gelmiştir. Yine onların sozleri ve ibret dolu hÂlleri, birer hikmet ve sırlar manzûmesi olmuş ve butun ummete en guzel oğut ve ornek vasfına burunmuştur.
HULEFA-İ RAŞİDİN Peygamber Efendimiz, HulefÂ-i RÂşidîn devrinin kıymetini ifade sadedinde:
“(Benden sonra) nubuvvet hilÂfeti otuz senedir…” (Ebû DÂvûd, Sunnet, 8; Ahmed, V, 50, 220, 221.) buyurmuştur. Boylece, kendisinden sonra idÂrî yapıdaki işleyişin zaman zaman musbet bir şekilde yurutuleceğine, zaman zaman da zaafa uğrayacağına işÃ‚ret etmiştir.
Bu safhanın ilk yılları, asr-ı saÂdetteki huzur ve Âhengin devÂm ettiği zamanlardır ki, bunun en buyuk Âmili, Ebûbekir ’in (r.a.) basîret ve liyÂkatidir. (Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Oyle Bir Rahmet Ki, Erkam Yayınları)
HULEFA-İ RAŞİDİN KİMLERDİR? İslÂm tarihinde Resûl-i Ekrem ’in vefatından sonra Hz. Ebûbekir ’e biat edilmesiyle başlayan, daha sonra Hz. Omer ve Osman ’ın hilÂfetleriyle surup Hz. Ali ile sona eren doneme HulefÂ-yi RÂşidîn devri denilir.
HULEFA-İ RAŞİDİN NE DEMEK? Hulef halîfe kelimesinin, rÂşidîn ise “doğru yolda olan, doğruya ve hakka sımsıkı sarılan, kemale ermiş” anlamındaki rÂşid kelimesinin coğuludur. Bu doneme soz konusu adın verilmesinin sebebi sahÂbîden İrbÂd Bin SÂriye ’nin (r.a.) rivayet ettiği, sunnetine uymanın ve bunun sınırlarını rÂşid halifelerin sunnetini de icine alacak şekilde genişletmenin gerekliliğini belirten Hz. Peygamber ’in uzun bir hadisiyle acıklanmaktadır. Bu hadiste Resûlullah kendisinden sonra yaşayacaklara hitaben, “Herhangi bir ihtilÂfla karşılaştığınızda size duşen gorev, benim sunnetime ve HulefÂ-yi RÂşidîn ’in sunnetine uymaktır” demiştir. (Musned, IV, 126, 127; DÂrimî, “Muķaddime”, 16; İbn MÂce, “Muķaddime”, 6; Ebû DÂvûd, “Sunnet”, 5; Tirmizî, “İlim”, 16) Hadiste gecen “HulefÂ-yi RÂşidîn” tabirinden, ilk dort halifenin kastedildiğini kabul edenlerin yanında diğer Musluman imamların da bu gruba girdiğini ileri surenler olmuş ve bunlardan bazıları Emevî Halifesi Omer b. Abdulazîz ’e “beşinci rÂşid halife” demiştir. (Ebû DÂvûd, “Sunnet”, 7; Beyhakī, I, 448; Zehebî, AlÂmu ’n-nubelÂ, V, 130-131)
HULEFA-İ RAŞİDİN DONEMİ Resûlullah ’ın, biri vahiy yoluyla aldığı Kur ’Ân-ı Kerîm Âyetlerini ve İslÂm dininin esaslarını insanlara tebliğ etme ve oğretme, diğeri İslÂm ’ın ve Kur ’an ’ın esaslarını bizzat uygulama olmak uzere iki onemli gorevi vardı. İkinci gorevini yerine getirirken hicretten sonraki donemde Medine ’de kurmayı başardığı bir devletin başkanlığını yaptı. Fakat İslÂm kaynakları, bugun bazı araştırmacıların Medine Şehir Devleti veya İlk İslÂm Devleti dedikleri bu devlete bir ad koymadıkları gibi Hz. Peygamber icin kullandıkları ceşitli isim ve sıfatların yanında onun devlet başkanı olduğunu gosteren bir unvan veya sıfata da yer vermemişlerdir.
Vefatıyla birlikte Resûl-i Ekrem ’in ilk gorevi sona erdi ve son peygamber olduğu icin de yerine Allah tarafından bir başkası gonderilmedi. Ancak ikinci gorevi devam edecekti ve bunu kimin yerine getireceğini ummeti belirlemek zorundaydı. Bu sebeple vefatının Muslumanlar uzerinde bıraktığı buyuk uzuntu ve şaşkınlık surerken onun yerine devletin başına kimin gececeği tartışması hemen başladı ve secilen Hz. Ebûbekir ’e, Resûlullah ’ın bu ikinci gorevini yuklenmesinden dolayı “halîfetu ResûlillÂh” unvanı verildi; aslında bu unvan devlet başkanlığına yani emirliğe tekabul ediyordu. Daha sonra ilk Muslumanlar, onceleri “halîfetu halîfeti ResûlillÂh” diye hitap ettikleri ikinci halife Hz. Omer ’e “emîru ’l-mu ’minîn” demeye başladılar ve bu unvan diğer rÂşid halifelerle birlikte onların arkasından gelen Emevî ve AbbÂsî halifelerine de verildi.
HulefÂ-yi RÂşidîn donemi İslÂm tarihi bakımından bircok yonuyle buyuk bir onem taşımaktadır. Bunların ilki, dort halifeden her birinin hilÂfete geliş usulunun farklı şekilde olmasıdır. (Kaynak: DİA)


İslam ve İhsan