Amellerde iyi niyet ve ihlÂs, mu'minlerin maddi ve manevi kirlerden arınmasını temin eden bir temizliktir. PîrupÂk bir îmÂna sahip olan Hz. Ali ’nin (r.a.) ihlÂstaki derinlik ve hassÂsiyeti...Hazret-i Ali ’nin (r.a.) ihlÂstaki derinlik ve hassÂsiyetini sergileyen şu hÂdise ne muhteşemdir:
Bir gazÂda Hazret-i Ali, bir duşman neferini altına almış, onu oldurmek uzereydi. Bu esnÂda adam, iğrenc bir davranışa meylederek ansızın Hazret-i Ali ’nin nurlu ve mubÂrek yuzune tukurdu.
Ehl-i Beyt ’in bahÂdır bir ferdi ve “AllÂh ’ın Arslanı” olan Hazret-i Ali icin savaş meydanında alt ettiği o kÂfirin kafasını bir hamlede ucuruvermek, işten bile değildi. Fakat o, sırf AllÂh icin olan gaz niyetine, o anda nefsinin mudÂhalesinden endişe ederek birdenbire durdu ve elindeki Peygamber armağanı olan ZulfikÂr isimli kılıcını yavaşca yere indirip duşmanını oldurmekten vazgecti.
Yerde perişan vaziyette olumu bekleyen adam, bu hÂle pek şaşırdı. Zîr o, tukurmek sûretiyle yaptığı cirkin hareket neticesinde, Hazret-i Ali ’nin, oncekinden daha şiddetli bir mukÂbele gostererek daha buyuk bir hiddet ve ofkeyle kendisini oldureceğini duşunmuştu. Fakat duşunduğu gibi olmadı; hayÂl edemeyeceği bir hakîkatle karşılaştı. İslÂm ve gonul kahramanı olan Hazret-i Ali ’nin bu davranışına akıl erdiremeyen o duşman, hayret ve merakla sordu:
“–YÂ Ali! Beni tam oldurecekken niye durdun? Beni oldurmekten nicin vazgectin? Ne oldu ki şiddetli bir hiddetten tÂrifsiz bir sukûna gectin!.. Bir şimşek gibi cakmakta iken bir anda fırtınasız, sÂkin bir hava gibi duruluverdin...”
Hazret-i Ali -radıyallÂhu anh- şoyle dedi:
“–Ben Hazret-i Peygamber ’in bana armağan ettiği bu ZulfikÂr ’ı, ancak AllÂh yolunda kullanırım. AllÂh duşmanlarının başını yine O ’nun rızÂsı icin vururum. Buna da asl nefsimi karıştırmam… Sen yuzume tukurmekle beni kızdırmak ve hakÂret etmek istedin. Ben o an hiddete kapılsaydım, seni, nefsime tÂbî olmak gibi, bir mu ’mine asl yakışmayan Âdî bir sebeple oldurecektim. HÂlbuki ben, gurûrumu tatmin icin değil, AllÂh icin gaz ederim.”
ÎMÂNLA ŞEREFLENDİREN İHLÂS Neticede o duşmanın gonlu, oldurmeye geldiği bir insanın ulvî ahlÂk-ı hamîdesi karşısında Âdeta yeniden hayat buldu. Hazret-i Ali ’nin îmÂnı, nefse mukÂvemeti ve ihlÂsından hisse alarak îmÂn ile şereflendi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları



İslam ve İhsan