RivÂyete gore Yemenli comert bir zÂtın San ’a yakınlarında uzum, hurma ve ekin bahcesi vardı. Bu comert kişi, mahsûl toplama zamanında fakîrlere, garîblere ve zayıflara oşur payını fazlasıyla, bolca ayırır idi. Gaflete duşen varislerin ibretlik kıssası... RivÂyete gore Yemenli comert bir zÂtın San ’a yakınlarında uzum, hurma ve ekin bahcesi vardı. Bu comert kişi, mahsûl toplama zamanında fakîrlere, garîblere ve zayıflara oşur payını fazlasıyla, bolca ayırır idi. O zÂt vefÂt edince, cocukları ihtirÂsa kapılarak: “–Âilemiz hayli kalabalık, mal az. Fakirlere bir şey vermeyelim! Onlar gelip istemeden mahsûlleri toplayalım...” diyerek ahitleştiler.
AllÂh -celle celÂluhû-, onların bu kotu niyetleri uzerine bahcelerini harÂbe hÂline getirip simsiyah kıldı. Koskoca bahce, tanınmaz hÂle gelmişti. Bu durumu goren cimri evlÂdlar şaşırdılar: “–Acab yanlış bir yere mi geldik?” dediler.
Oysa babalarının oşuru comertce dağıtıp muhtacların duÂsını alması, bahceye ziyÂdesiyle bereket veriyordu. Butun fukar ve gurabÂ, o bahceden istifÂde ediyordu. LÂkin oğullarının gozlerinde babalarının fakîrlere dağıttığı oşur buyuyor ve onu vermek istemiyorlardı. Onlar, AllÂh ’ın o bahceye ve o tarlaya verdiği bereketin nereden geldiğinin farkında değillerdi. Cunku gaflet, onların kalblerini kor etmişti. Bunun icindir ki CenÂb-ı Hakk: “GÂfillerden olma!” (el-A ’raf, 205) buyurmaktadır.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, İman İslam İbadet, Erkam Yayınları, İstanbul, 2000
İslam ve İhsan
KALP GAFLETTEN NASIL KURTULUR?