
Tahrip edilen dort farklı kitaba evrilen 4 İncil'deki celişkiler nelerdir? Dort İncil'in kendi farklılıkları...Bu mevzuya girmeden once şunu hatırlatalım ki, yeryuzundeki butun dinlerden sĂ‚dece İslĂ‚miyet, Hristiyanlığın temel inancı olan Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın babasız olarak iffetli ve dindar bir bĂ‚kireden doğduğunu kabûl etmektedir. İslĂ‚m Peygamberi Hazret-i Muhammed -sallĂ‚llĂ‚hu aleyhi ve sellem- de ashĂ‚bına, Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın, AllĂ‚h ’ın buyuk bir peygamberi olduğunu ve cehĂ‚let batağına saplanan insanlığa doğru yolu gostermek icin gonderildiğini oğretmiştir. İslĂ‚m, Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın vaz ’ ettiği gercek dîne hicbir zaman saldırmamış, bilakis O ’na, annesi Meryem ’e ve İncîl ’e inanılması ve hurmet edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Ancak bu kabûl ve hurmet, Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın ve getirdiği dînin tahrîf edilmemiş aslî hĂ‚llerine yoneliktir.
Bu kısa hatırlatmanın ardından aslî huviyetini kaybetmiş olan gunumuzdeki İncîl ’lerin değerlendirilmesine gecebiliriz:
Yazılış tĂ‚rihleri husûsunda ittifak eden iki muellif bile bulun­mayan dort İncîl ’i ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ne gormuş ne de yazdır­mıştır. Bunun icindir ki onlarda bulunan sayısız yanlışlık, tenĂ‚kuz ve tah­riflerin hicbiri gozden kacmaz. Gercekten beşerî mutĂ‚laalarla Ă‚deta ulvîlikten ayıklanmış olan İncîl ’ler; anlaşılmaz ve ce­lişkili bilgilerle doludur.
Bu bilgilerin en muhimlerinden bazıları şoyledir:
* Aynı hĂ‚diseler, farklı İncîl ’lerde hattĂ‚ aynı İncîl ’de iki, uc ve­ya daha fazla şekilde ve celişkilerle dolu olarak anlatılmaktadır. CenĂ‚b-ı Hakk ’ın insanlara bu şekilde hakîkate aykırı bir beyanda bulunmayacağı ise muhakkaktır.
* Markos ve Yuhanna İncîlleri, Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın nesebinden hic bahsetmezken, Matta ile Luka, O ’nun soy kutuğunu vermektedirler. Fakat Matta, Hazret-i ÎsĂ‚ ’dan Hazret-i İbrĂ‚hîm ’e kadar 40 kişi sayarken; Luka, 55 kişi saymaktadır. Ayrıca Luka, Hazret-i Âdem ’e kadar 20 kişi daha ilĂ‚ve ederek sayısını 75 ’e cı­karmıştır. Matta ise Hazret-i İbrĂ‚hîm ’den onceki soy kutuğu ile ilgili hicbir bilgi vermemektedir. (Matta, 1/17; Luka, 3/23-38)
ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ’ın soy kutuğunu Matta ’nın İbrĂ‚hîm -aleyhisselĂ‚m- ’a kadar 40 olarak sayması, Luka ’da gecen 15 kişiyi unutmuş olmasından kaynaklanmaz, isimler incelendiğinde, hepsinin birbirinden farklı oldukları ve benzer isimlerin de ayrı sıra­larda bulundukları kolaylıkla goze carpar.
Bu tenĂ‚kuzlar, beşer kitaplarında bile kabûl edilemeyecek kadar ciddî noksanlıklardır. Peygamberleri gordukleri ve onların sağlıkların­da ilĂ‚hî kitaplarına şĂ‚hid oldukları hĂ‚lde yine de “mûcize” bĂ‚bın­da birtakım deliller isteyen Ă‚demoğlunun, bugunku delilsiz, mesnedsiz ve celişki dolu kitapları kabûllenip onlara îmĂ‚n etmesi, acabĂ‚ nasıl değerlendirilmelidir?
* Matta İncîli ’ne gore Hazret-i YahyĂ‚ ’nın “ilya” olduğu belirti­lirken, (Matta, 11/4) Yunanna İncîli ’nde olmadığı ifĂ‚de edilmektedir. (Yuhanna, 1/21)
* YahyĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ’ın Hazret-i ÎsĂ‚ ’yı tanıyıp tanımadığı husûsunda farklı ifĂ‚deler vardır. YahyĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ’ın oldurul­mesi ise, Matta ve Markos ’ta genişce anlatılırken, Yuhanna ’da bu mevzû bir iki cumle ile geciştirilmiştir. (Yuhanna, 19/28-30; Matta, 27/32-56; Markos, 15/33-41)
* ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ’ın, havĂ‚rîleri ile karşılaşması ve onları yanına alması husûsunda Yuhanna ile diğerleri arasında birbirin­den uzak, cok farklı acıklamalar bulunmaktadır. (Luka, 5/1-17; Yuhanna, 1/35-51; Matta, 4/18-22)
* Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın Sur ve Sayda bolgesine geldiği sırada, ci­ne tutulan kızını iyi etmesi icin ondan yardım isteyen bir kadının milliyet ve memleketi husûsunda acık bir şekilde celişkili bilgiler vardır. Kadının, Matta ’ya gore Kenanlı (Matta, 15/21-22), Markos ’a gore Yunanlı ol­ması (Markos, 7/26), ilĂ‚hî addedilen bu kitaplar icin pek tuhaftır. Bir beşer bile doğum yerini karıştırmazken, butun noksan sıfatlardan munez­zeh olan yaratıcının, yarattığı bir varlığın memleketini şaşırması mumkun mudur? Elbette ki hayır!
Bu durum da gosteriyor ki, İncîl ’ler, birbirinden habersiz kişi­lerin, kendi kultur seviyelerine ve şahsî arzu ve temĂ‚yullerine gore te ’lîf ettikleri celişkili bilgiler­le doludur.
* ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m-, İncîl ’lerde ulûhiyet isnĂ‚dıyla zikredil­mesine rağmen bircok yerde de “insanoğlu” ve “Rabbin kulu” olarak ifĂ‚de edilmek­tedir. (Matta, 12/17-18; Elcilerin İşleri, 3/13, 4/27-28) Bir kimsenin, hem AllĂ‚h ’ın oğlu, hem de insanoğlu olması nasıl îzĂ‚h edilebilir? Bu durumda ancak insan = AllĂ‚h olması ge­rekirdi ki, bunun tartışılması bile imkĂ‚nsızdır. ZîrĂ‚ AllĂ‚h yaratıcı, insan ise yaratılandır.
Nitekim bunun farkında olan hristiyanlar, İncîl ’lerde gecen “AllĂ‚h ’ın oğlu” tĂ‚biri ile AllĂ‚h ’ın Hazret-i ÎsĂ‚ ’ya hulûl edip bedeni­ne girdiğini ve oraya yerleşip O ’nun vucûdunda insanlara tecellî ederek gorunduğunu, işte bu sebeple ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ’ın ilĂ‚hlaştığını cĂ‚hilĂ‚ne bir şekilde iddiĂ‚ ederler. Oysa bunu kabûllen­mek, AllĂ‚h ’ın en yuce ve her şeyden munezzeh olma husûsiyeti ile hicbir şekilde bağdaşmaz.
Yine İncîl ’lerde “AllĂ‚h ’ın oğlu” tĂ‚biri, diğer hristiyanlar icin de kullanılır. Me­selĂ‚ ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- havĂ‚rîlerine der ki:
“Duşmanlarınızı sevin! Size zulmedenler icin duĂ‚ edin! Oy­le ki, goklerde olan babanızın oğulları olasınız!..” (Matta, 5/44-45, 6/1; Luka, 6/35)
Yine Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın şoyle dediği rivĂ‚yet edilir:
“Ne mutlu sulh edicilere! Cunku onlar, AllĂ‚h oğlu diye cağrı­lacaklar!” (Matta, 5/9)
Hristiyan kulturune de “AllĂ‚h Baba” tĂ‚biriyle yansımış olan bu bĂ‚tıl inanc, kendisi hakkında yapılan, gerceği gozlerden sak­lama mĂ‚hiyetindeki te ’vîl perdelerini yırtıp atacak kadar Ă‚şikĂ‚r­dır. Diğer taraftan hristiyanlar, bu ifĂ‚deyi diğer insanlara karşı bir ustunluk sebebi olarak zikretmektedirler.
Ancak AllĂ‚h TeĂ‚lĂ‚, onların bu tavırlarına karşı şoyle buyurur:
“Hristiyanlar ve Yahûdîler: «Biz AllĂ‚h ’ın oğulları ve sev­gilileriyiz!» dediler. De ki: Oyleyse gunahlarınızdan dolayı si­ze nicin azĂ‚b ediyor? Doğrusu siz de O ’nun yarattığı insan­lardansınız. O, dilediğini bağışlar ve dilediğine azĂ‚b eder. Goklerde, yerde ve ikisinin arasında ne varsa mulkiyeti AllĂ‚h ’a Ă‚ittir. Sonunda donuş de ancak O ’nadır.” (el-MĂ‚ide, 18)
İncîl ’lerdeki tezatlar uzayıp gider:
* Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın tutuklanma gecesinde meydana gelen hĂ‚­diseleri, dort İncîl de teferruatlı olarak anlatmaktadır. Ancak bu hususta da birinin beyĂ‚nı, diğerinin beyĂ‚nına ters duşmekte; buyuk farklılıklar ve celişkiler arz etmektedir. (Matta, 26/47-56; Markos, 14/13-52; Luka, 22/47-53)
* Hazret-i Meryem ’in kocası Yûsuf, Luka İncîli ’ne gore Helin ’in, Matta ’ya gore YĂ‚kub ’un oğludur. (Luka, 3/23; Matta, 1/16)
* Matta, Markos ve Luka İncîlleri ’nde Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın Hazret-i YahyĂ‚ tarafından vaftiz edildiği bildirilirken, Yuhanna ’da vaftiz işinden hic soz edilmez. (Matta, 3/17; Markos, 1/9-12; Luka, 3/21-22)
* Matta, Markos ve Luka İncîlleri ’ne gore Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın esas memleketi Galile iken Yuhanna ’ya gore Yahudiyye ’dir. (Matta, 13/54-58; Markos, 6/4; Luka, 6/29; Yuhanna, 4/3, 43, 45)
* Matta ve Markos İncîlleri ’nde Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın vazîfesinin Hazret-i YahyĂ‚ hapse atıldıktan sonra, Yuhanna ’da ise hapisten once başladığı bildirilmektedir. (Matta, 4/12-17; Markos, 1/14-15; Yuhanna, 3/22-26, 4/1-3)
* Hazret-i ÎsĂ‚ ’nın tutuklanması, muhĂ‚keme edilmesi, carmı­ha gerilmesi, mezara konulması, mezardan kıyĂ‚m ederek dirilişi ve talebelerine gorunmesi, sonra da semĂ‚ya cıkması ile alĂ‚kalı olarak İncîl ’lerde bircok farklı bilginin bulunması, yine ilĂ‚hî bir kitap icin îzĂ‚hı mumkun olmayan tezatlardır. (Matta, 27-28. bĂ‚blar; Markos, 15-16. bĂ‚blar; Luka, 23-24. bĂ‚blar; Yuhanna, 19-20. bĂ‚blar)
* Diğer taraftan ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m-, carmıha gerildiği sırada Matta ve Markos ’a gore:
“–AllĂ‚h ’ım, AllĂ‚h ’ım! Niye beni terk ettin?” (Matta, 27/46; Markos, 15/34) demiştir ki, bu ifĂ‚­de bir peygamberin soyleyebileceği bir soz olamaz. Cunku bu bir nevî Rabb ’e karşı tavır sergilemektir.
* ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- Gadaralılar ’ın ulkesine varınca, Matta ’ya gore cinlere tutsak olmuş ve iki deli ile karşılaşmıştır. Markos ve Luka ’ya gore bir deliye rastlamıştır. (Matta, 2/28; Markos, 5/1-2; Luka, 8/27-29)
* Yahûdîler, ÎsĂ‚ -aleyhisselĂ‚m- ’dan Yûnus Peygamber ’in delîlini istediklerinde Markos ’a gore “onlara asla delîl gos­terilmeyeceği” haber verildiği hĂ‚lde, Matta ’da “Yûnus Peygamber ’in delîlinin gosterileceği” ifĂ‚de edilmektedir. (Matta, 12/38-41; Markos, 8/11-12)
İşte farklı tĂ‚rihciler gibi farklı mĂ‚lumatlar ve onların arasına sıkışıp kalmış bir din! İşte bugunku Hristiyanlık!..
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi-3, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan