Hak dostlarından Ahmed er-RifÂî Hazretleri, hayvanlara karşı cok merhametli idi.Bir kopek, cuzzam hastalığına yakalanmıştı. Kopeği gorenler, ondan tiksiniyor ve onu hic kimse kapısına koymuyordu. Kopek, bu şekilde kapılardan kovula kovula, Seyyid Ahmed er-RifÂî Hazretleri ’nin kapısına geldi. Dermansız ve yara-bere icindeydi.

Kopeğin bu hÂlini goren Ahmed er-RifÂî, onu alıp şehrin dışında bir yere goturdu. Ona bir golgelik yaptı. Kopeği orada tedÂviye başladı. Temizledi, yarasına merhem surup karnını doyurdu. Kırk gun bu şekilde tedÂvi goren kopek, sıhhate kavuştu. Cuzzamdan eser kalmadı. Sonra kopeği guzelce yıkayıp şehre getirdi. Kendisine:

“–Efendim! Bu kopekle cok alÂkadar oldunuz, acaba hikmeti nedir?” diye sordular. Onlara şu karşılığı verdi:

“–KıyÂmet gunu Rabbimin bana, «Bu kopeğe nicin acımadın? Onu uğrattığım bu belÂdan nicin kurtarmadın? Aynı belÂya senin de duşebileceğin ihtimÂlini nicin duşunmedin?» diye sormasından korktum.

Ey insanlar! Kalplerinizi Allah TeÂl ’nın yarattıklarına karşı merhamet hissiyle doldurunuz. CenÂb-ı Hakk ’ın sizi de onlarla aynı derde muptel kılmasından korkunuz!”

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlÂkından 2, Erkam Yayınları, 2012
İslam ve İhsan