
Bedir Harbi sırasında yaşanan birebir vuruşmalarda sahabi efendilerimizin gosterdiği kahramanlık sahneleri…Bedir, kızgın kum duzgunluğunden ibaret bir saha... Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin ordusu bu kızgın kumlukta mevzi aldı. Karşılarında daha evvel gelip mevzi alan kufur ordusu... Su, duşman safının arkasında. İslÂm ordusunun ayak bastığı saha ise insanı ve hayvanı icine doğru ceken, yutan bir kuraklık girdabı. İnsan, at, deve, butun canlılar, dizlerine kadar kumda.
Gokte fıkırdayan guneş, yerde sivri kayaların akrep dişleri. Sahabiler arasındaki ızdırap, kum ustundeki kaynar hava, dalga dalga karışmış, goklere doğru buram buram tutmede.
ER DİLİYORUZ! Birden ilÂhî imdat. Goklerden billur billur boşalan yağmur. Kum, insan, hayvan, taş her şey suya doydu. Ve cenk başladı. Kufur safından uc kişi meydana atılıp haykırdı. “Er diliyoruz!” Bunların karşısına Medineli sahabilerden, Avf, Muaz ve Abdullah İbn-i Revaha dikildi. KÂfirler ofke ile haykırdı. “Siz kimsiniz? Kim oluyorsunuz? Bizim karşımıza cıkacak…”
İslÂm mucahidleri isim ve şohretlerini tek tek sayıp ilave ettiler: “Biz ensardanız! Allah Rasûlu ’nun Medineli yardımcılarından. Kuduz kÂfirler avaz avaz bağırdı: “Bizim sizinle işimiz yok! Siz bizim dengimiz olamazsınız. Ve karanlık suratlarını Peygamber otağına cevirip narayı bastılar: “Bize icimizden, kanımızdan soyumuzdan denk olanları cıkar!” Allah ’ın butun yeryuzunu ayaklarının altına, butun gokyuzunu de başının ustune cekip kendisine topyekûn bağışladığı peygamberler peygamberi, Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem mukaddes parmaklarını oynattılar:
TAM BİZE DENKSİNİZ “Kalk ya Ebû Ubeyde! Kalk ya Hamza, kalk ya Ali! Uc cengaver ileri atıldı ve kÂfirlerin karşısına dikildi. KÂfirler usulleri icabı, yeni gelenlere şan ve şohretlerini sordular: “Siz kimlersiniz? Uc buyuk İslÂm kahramanı teker teker şerefli unvanlarını saydılar. Kufurden cevap: “İşte tam istediklerimizsiniz, tam bize denksiniz!..” Karşılıklı yuruduler, kılınclar pırıltılı kavisler cizdi...
Musluman cenkcilerin en yaşlısı Ebû Ubeyde hazretleri. Kufrun en genci Velid ile karşılaştı. Bahadırlar bahadırı Hazreti Hamza ’ya da Utbe duşdu... Allah ’ın arslanı Hazreti Ali ’ye de Şeybe.
Kılıncların şimşek gibi caktığı goruldu. Hazreti Ali kerremallahu vecheh ’in şanlı kılıcı hasmının silahını mum gibi buken ve eriten bir yıldırım inişiyle her şeyi bitirdi. KÂfirin feryadı dalga dalga yukseldi: “Ah oldum!” Ve ikiye bicilen bir odun halinde yere yuvarlandı... Yer bir kan havuzu.
İslÂm ordusunda tekbir sesleri... KÂfirlerde bir gulgule.
Hazreti HÂmza radıyallahu anh da Utbe isimli kÂfirle karşı karşıya... KÂfir henuz kılıcına davranmıştı
ki, Hazreti Hamza ’nın şanlı kılıcının yıldırımdan bir gulle gibi beynine indiğini gordu ve bir curuk ağac gibi yere serildi. Fakat yaşı hayli ilerlemiş olan Ebû Ubeyde radıyallahu anh hazretleri, genc hasmı onunde aynı başarıyı gosteremedi. Muthiş bir iman hamlesiyle savurduğu kılıcına, duşmanı kadar kendisi de hedef oldu. Hamle tam genc kÂfire gecmek uzere iken Hazreti Ali ve Hazreti Hamza, atıldılar bir vuruşta kÂfirin işini bitirdiler.
Uc azılı kÂfir kanlar icinde ve kum ustunde ruhsuz yatıyor ve carpık suratla rahmet indiğine inanmadıkları goklere bakıyorlar. Kainatın Efendisi sallallahu aleyhi ve sellem, ağac dallarından bir golgelik yaptırmış ve altına gecmişlerdi... İlk buyuk İslÂm cenginin Peygamber karargÂhı.
Rasûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem karargÂhından cıkıp sahabilere şoyle buyurdu: “Kalkınız! Muttakiler icin hazırlanmış olan gokler ve yer genişliğindeki cennete giriniz.”
CENNETİN GENİŞLİĞİ NE KADAR Ensardan Umeyr radıyallahu anh yerinden fırladı ve: “Ey Allah ’ın Rasûlu” dedi. "Cennetin genişliği goklerle yer kadar mıdır?” “Evet oyledir.” “Oh oh ne iyi, ne iyi.” “Sen ne icin ne maksadla boyle soyledin?” “Ey Allah ’ın Rasûlu ben vallahi ona gireceklerden olmayı arzu ettiğimden boyle soyledim.” “Sen muhakkak oraya gireceklerdensin!” Umeyr ’in elinde hurmalar vardı... Hemen onları fırlattı ve kılıcını cekip cenk sahnesine yurudu. Ve ortalığı cınlattı. “Demek ki benimle cennete girmekliğim arasında şunların beni oldurmesinden başka bir şey lazım değilmiş! Allah ’a maddî azıklarla değil, ancak Allah korkusu ile ahiret ameli ile Allah yolunda cihadlarda sabır ve sebat gostermekle gidilir!” diyerek duşman saflarına daldı. Ve onune geleni devire devire ilerledi. Nihayet en buyuk arzusuna kavuştu... Gonul dudakları ile şehÂdet şerbetini icti. Ve muazzez ruhu cennetlere uctu.
Kaynak: Tarihe Şan Verenler, M. Necati Bursalı
KONU İLE İLGİLİ BENZER YAZILAR HZ. ALİ (R.A.) KİMDİR? HZ. EBUBEKİR (R.A.) KİMDİR? İslam ve İhsan