
Gercek sevginin kantarı fedakÂrlıktır.FedakÂrlıkla ispatlanmayan kuru sozler hicbir mÂn ifÂde etmez. MevlÂn Hazretleri sevgi iddiasında bulunup da onun hakîkatinden fersah fersah uzak olan gÂfillere:
“Sozun maskarası olmayın!” îkÂzında bulunur.
Memleketini seven bir insan bile, ondan biraz uzak kalsa, hemen onun havasını, suyunu, toprağını ozlemeye başlar. Hatt col gibi bir memleketi bile olsa, yine de oraya hasret duyar. Memleketinin her husûsiyetiyle kalbî bir bağı vardır. Gercek bir sevgi de boyledir.
MECNUN'UN AŞKI
Yine MevlÂn Hazretleri Mesnevîʼsinde bir kıssa nakleder:
LeylÂʼnın aşkından collere duşmuş olan Mecnun, salyaları akan, tuyleri dokulmuş bir kopeği sever, şefkatle okşar ve gozlerinden oper. Mecnûnʼu, bu kopeğe gosterdiği aşırı alÂkadan dolayı kınarlar. O ise:
“–Siz ona benim gozumle baksaydınız, nicin boyle yaptığımı anlardınız. Zira o, LeylÂʼnın koyunun kopeğidir. Bunca koy icinde gitmiş LeylÂʼnın koyunu yurt edinmiş, oranın bekcisi olmuş. Ben onu nasıl sevmeyeyim ki!..” der.
VelhÂsıl, Allah ve Rasûl ’unun sevdiği her hususiyetin, hÂl ve tavırlarımıza yansıması gerekir. Bunun icindir ki Hak dostları, yiyip icmelerinden oturup kalkmalarına kadar her hususta KurʼÂn ve Sunnetʼe uymaktan, tÂrifsiz bir mÂnevî lezzet duymuşlardır.
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmÂm-ı RabbÂnî, Erkam Yayınları, 2015
İslam ve İhsan