
Asya ve Avrupa kıtalarını birleştiren, bircok medeniyete ev sahipliği etmiş, farklı dil, din ve ırktan insanların bir arada yaşadıkları nihayetinde Turk izlerinin nakşedildiği, İslam muhrunun vurulduğu dunyanın en buyuk ve en guzel şehirlerinden biri olan İstanbul ’un kısa tarihi...İstanbul, Bizans ve Osmanlı donemine ait yuzlerce tarihî eserin sergilendiği dunyanın en buyuk acık hava muzesi gibidir. Kuruluş yılları M.O. 7. yuzyıla uzanan İstanbul, aynı zamanda dunyanın en eski şehirlerinden biridir.
Panaromik İstanbul fotoğrafı
İSTANBUL ’UN İLK ADI İstanbul, M.O. 667 yılında Yunanistan ’dan gelen Megaralılar tarafından kucuk bir koloni olarak kurulmuştur. Megara Kralı Byzas ’ın adından hareketle kurulan bu yeni şehre “Byzantion” adı verildi.
İstanbul, M.S. 330 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin tarafından imparatorluğun başkenti ilan edildi ve şehrin adı “Yeni Roma” manasına gelen “Nova Roma” oldu.
İmparator Konstantin ’in olumunden sonra şehre onun adı verilerek “Konstantinapolis” denildi.
Fatih Sultan Mehmet Kasımpaşa ’da
1453 yılında Fatih Sultan Mehmet Han tarafından fethedildikten sonra “Konstantiniyye” ismi kullanılmaya devam etti. İstanbul, Turkler tarafından “ÂsitÂne (başkent)” ve “Dersaadet (saadet ve mutluluk kapısı)” olarak da isimlendirildi.
OSMANLI PATİYAHTI Tarihi boyunca hep buyuk devletlerin başkenti olan İstanbul, dunya siyasetinin idare edildiği bir merkez oldu.
M.S. 330-395 yılları arasında Roma İmparatorluğu ’na başkentlik yaptı. 395-1204 ile 1261-1453 yılları arasında Doğu Roma, 1204-1261 yılları arasında Latin İmparatorluğu ’nun başkenti oldu. 1453 yılında fethedilen İstanbul, 1922 yılına kadar Osmanlı Devleti ’nin idare merkezi oldu.
DUNYA BAŞKENTİ 16 ’ncı yuzyıl Viyana elcisi olan Busbecq, İstanbul ’un bu tarihi ozelliğini şu sozleriyle ozetler: “Allah, sanki İstanbul ’u dunyanın payitahtı olmak uzere yaratmıştır.”
Topkapı Sarayı (Topkapı Palace İstanbul)
İstanbul ’un guzelliği bircok imparatorun ve komutanın gozlerini kamaştırdı. İstanbul ’a karşı hissiyatını Napolyon Bonapart da şu şekilde dile getirir:
“Eğer dunya tek bir ulke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu.”
HAYALLERİ SUSLEYEN ŞEHİR Butun imparatorların hayÂllerini susleyen şehir, bu yuzden Sasaniler, Avarlar, Bulgarlar, Musluman Araplar ve Ruslar tarafından defalarca kuşatıldı.
İSTANBUL ’DA LATİN İSTİLASI 1071 ’de Malazgirt zaferi ile Muslumanların Anadolu topraklarını fethetmeye başlaması uzerine Hıristiyan devletler birleşerek Muslumanları Anadolu topraklarından atmak icin Haclı Seferleri ’ni başlattılar. Bu seferlerden dorduncusunde Haclı ordusu Konstantinapolis ’i kuşatarak şehri işgal etti. Şehir gunlerce yağmalandı. Binlerce insan katledildi ve Ayasofya da dÂhil olmak uzere pek cok mabet tahrip edildi. Bu istila sonrasında Bizans ’ın butun değerli hazinesi Avrupa ulkelerine taşındı. Bizans ’ta kurulan Latin Krallığı, 1261 yılına kadar devam etti.
Halic
1261 yılında ise İstanbul, tekrar Bizans hanedanının eline gecti. Fakat bu tarihten sonra İstanbul asla eski gunlerdeki gucune ve ihtişamına donemedi. İlerleyen donemlerde Osmanlı Devleti ’nin kurulup guclenmesiyle Bizans, Osmanlılar tarafından bir cember icine alındı.
İSTANBUL ’UN FETHİ ’Nİ MUJDELEYEN HADİS Peygamber Efendimizin İstanbul ’un Fethi ’ni mujdeleyen hadis-i şerifinin teşvikiyle bircok İslÂm devleti, bu iltifata nail olabilmek icin İstanbul ’u fethetmeye calıştı.
Hadis-i şerifte buyruluyor:
لَتُـفْتَحَنَّ الْقُسْطَنْطِينِيَّةُ فَـلَنِعْمَ الْأَمِيرُ أَمِيرُهَا، وَ لَنِعْمَ الْجَيْشُ ذَلِكَ الْجَيْشُ
“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne guzel komutan, o ordu ne guzel ordudur.”[1]
İLK İSTANBUL KUŞATMASI Muslumanlar ’ın ilk İstanbul kuşatması, 668 ’de Hz. Muaviye ’nin Emevi halifesi olduğu donemde gercekleşti. Hz. Ebu Eyyub El-Ensari bu kuşatma sırasında şehit duştu. İstanbul, Emeviler devrinde uc kere, Abbasiler doneminde de bir kere kuşatıldı.
İSTANBUL ’UN FETHİ Osmanlılar doneminde ise Yıldırım Bayezit ve oğlu Musa Celebi tarafından, bir de Sultan II. Murat tarafından kuşatılan şehir Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi. 29 Mayıs 1453 ’te başlayan ve 59 gun suren bir kuşatmanın ardından İstanbul fethedildi.
Beyazıt Meydanı (İstanbul Universitesi, Beyazıt Yangın Kulesi)
İstanbul, gercek kimliğini ve ihtişamını bir Osmanlı şehri olduktan sonra kazandı. Fethedilmesinden sonra gecen elli yıl icinde İstanbul, dunyanın en buyuk şehri hÂline geldi.
Osmanlı donemi İstanbul ’u icin,
Yahya Kemal Beyatlı şoyle der:
“İstanbul sadece padişahlar ve halk tarafından bina edilmiş değildir. Vatanın dort bucağından, Konya ’dan, Bursa ’dan, Erzurum ’dan, Hicaz ’dan, Bağdat ’dan, Tunus, Trablus, Cezayir gibi Mağrip topraklarından buralara gelip İstanbul ’da kalan, burada yerle- şen nice Musluman Turkler; kadınları, ihtiyarları, el sanatları, mûsikîleri ile, halk ve dîvan şiirleri ile, mîmÂrîleriyle hÂsılı vatanın her bucağıyla ve tari- hin her asrından getirdikleri huner ve hatıralarla bu şehri hep birden bin etmişlerdir. (Nihad SÂmi Banarlı, Yahya Kemal ’in Hatıraları, s.51)”
İSTANBUL ’UN İŞGALİ 1. Dunya Savaşı sonunda 13 Kasım 1918 ’de işgal edilen İstanbul ’un başkentlik donemi sona erdi. Bu tarihten sonra İstanbul, resmi olarak başkent olmasa da gayrı resmi olarak gonullerde kurulu tahtında hÂl başkentliğini surdurdu.
Rumeli Hisarı
SÂmiha Ayverdi İstanbul ile ilgili şoyle der:
“Buyuk bir milletin binlerce yıl ozleyerek; yuzlerce yıl savaşarak yarattığı azîz vatan Turkiye, her şehri, her ovası, her dağı, her ırmağıyla guzel, sıcak ve ulvîdir. İstanbul ise ulvîliğin en zengin kompozisyonudur.” (SÂmiha Ayverdi, İstanbul Geceleri, s.5.)
Dipnot:
[1] Ahmed b. Hanbel, Musned, IV, 335; Buharî, et-Tarihu ’l-Kebir, I, 81; et-Tarihu ’s-Sağîr, I, 306; el-BezzÂr, el-Musned, el-Musned, c. II, s. 308; Taberani, el-Mu ’cemu ’l-Kebir, II, 38; Hakim, Mustedrek, IV, 422; Heysemî, Mecmeu ’z-ZevÂid, VI, 219.
İslam ve İhsan