
AbbÂsî halifesi Harun Reşid ’in zamanında yaşanmış olan hadise, devlet erkanının millet uzerindeki etkisini ifade sadedinde bizlere ışık tutmaktadır.
CenÂb-ı Hak buyuruyor:
“ÎmÂn edip de sÂlih amellerde bulunanlara gelince; onlar icin cok merhametli olan Allah, (gonullerde) bir sevgi yaratacaktır. (Yani onları herkese sevdirecektir.)” (Meryem, 96)
Rasûlullah (sav) buyurdular: “İyi arkadaşla kotu arkadaşın misÂli; misk taşıyanla koruk ceken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan ikram eder veya sen ondan satın alırsın. Koruk cekene gelince; o, ya senin elbiseni yakar, yahut da onun pis kokusu sana sirÂyet eder.” (BuhÂrî, Buyû, 38)
Bağdat ’ta insanları AllÂh ’a davet eden, nefisleri tezkiyeye calışan, gonulleri Kur ’Ân-ı Kerim ve sunnet-i seniyye istikametinde irşad ve ihy eden, kendini Allah yoluna adamış ve bir takv hayatı yaşayan Hak dostları da bulunmaktaydı. Abdullah bin MubÂrek, SufyÂn-ı Sevrî, Fudayl bin IyÂz, Cuneyd-i BağdÂdî, MÂruf-i Kerhî ve Bişr-i Hafî Hazretleri gibi…
Bu kıymetli zÂtlar da, diğerlerinin, yani zevk u safÂya duşerek eriyip giden kimselerin aksine; yuksek bir ahlÂk, fazîlet, letÂfet ve feyizli bir hizmet sergilemişlerdir. Oyle ki, dunyevî saltanat ve ihtişam, boyle Hak dostlarının gonullerini hicbir bedele satın alamamış, dunyanın hicbir mevkî ve makamı, onları mubÂrek gayelerinden ve mukaddes vazifelerinden ayıramamıştır.
Onlar; hicbir maddî menfaat gutmeden halka fedÂkÂrane hizmet ediyor, vecd dolu îman hÂlleri gayr-i muslimlere bile tesir ediyordu.
AbbÂsî Halîfesi Harun Reşid, kendi ihtişam ve saltanatı icinde Rakka ’da ikamet ediyordu. Bir gun oraya Abdullah bin MubÂrek Hazretleri geldi. Butun şehir halkı onu karşılamak icin şehir dışına cıktı. Halîfe neredeyse koca şehirde yalnız kalmıştı.
Bu manzarayı balkondan seyreden Harun Reşid ’in bir cÂriyesi;
“−Bu da nedir? Ne oluyor?” diye sorunca oradakiler; “−Horasan ’dan bir Âlim geldi. Adı Abdullah bin MubÂrek. AhÂlî onu karşılıyor.” dediler.
Bunun uzerine o cÂriye; “−Gercek sultanlık işte budur, Harun ’un sultanlığı değil! Cunku Harun ’un sultanlığında polis olmadan işciler bile bir araya toplanmıyor.” dedi.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Yuzakı Dergisi, 1. Sayı, Mart 2005
İslam ve İhsan