
İstanbul ’un fethi icin yapılan hazırlıklar, Turk askerinin olağanustu savaş mahareti, İstanbul ’un fethine dair diğer ayrıntılar ve fethi mubin.İstanbul, Fatih Sultan Mehmet Han tarafından 29 Mayıs 1453 ’te fethedildi. Kuşatması 53 gun suren İstanbul ’un fethinden sahneler.
İSTANBUL ’UN FETHİ İCİN YAPILAN HAZIRLIKLAR Fatih Sultan Mehmet Han umumî taarruzdan evvel, topladığı harp divanında, son emirlerini uzun ve muessir bir nutukla bildirdi. (Osmanoğulları ’nın irticalen tesirli soz soyleme kabiliyetlerinin irsî olduğu malumdur ve bu, satvetlerine muessir olan hususlardan biridir.) Sultan Mehmet Han, surlara ilk cıkacak olanlara, dirlikler ve mansıblar verileceğini, cıkan zabit ise subaşı ve alaybeyi, subaşı ise sancakbeyi, sancakbeyi ise bey-erbeyi, beylerbeyi ise vezir (mareşal) yapacağını bildirdi ve ilan ettirdi.
Turk Askerinin Kahramanlıkları Bizanslılar, cesur hatta kahramanca hareket ediyorlar ise de Turklerin harp san ’atına ve cesaretine erişemiyorlardı. Prens Dukas şoyle diyor: “Bizans askerleri ise alelÂde bir Turk askerî kadar bile harb fenninde bilgili değil.” Gene aynı tarihci şoyle demektedir: “Turk askerlerinin her biri Apollon ’dan cok daha mahir okcu idi. Modern Irakledes (Herkul) idiler ve her biri on duşmana karşı gelebiliyordu.” Bu satırlar, hadiseleri gormuş bir duşman tarihcisinin olmasa idi, buraya nakletmeye bile cesaret edemezdim.
28 Mayıs gecesi, butun surlar boyunca, cepecevre meş ’aleler yakılıp, Turk ordugÂhında donanma yapıldı. Bu buyuk donanmayı Dukas, şoyle anlatıyor: “Akşam olunca, orduya dellÂller gondererek butun cadırların kuvvetli ziyalar ile tenvir olunmasını ve ateşler yakılmasını emretti. Işıklar yandıktan sonra, hep birden yuksek sesle tekbir getirdiler. Karada ve denizde yakılan ışıklar, butun İstanbul ’u Galata ’yı butun gemileri ve karşı tarafta bulunan Uskudar ’ı, guneşin ışığından daha parlak bir şekilde aydınlatıyordu. Denizin sathı, butun şimşek ziyası kuvveti ile parlıyordu. Keşke Yıldırım olsa idi; zira Yıldırım yalnız tenvir etmiyor, yakıyor ve mahvediyor. Bizanslılar Turk ordusunda yangın cıktığını zannediyorlar. Ve tamamiyle mahvolmalarını temennî ediyorlardı.”
29 MAYIS SABAHI 29 Mayıs sabahı guneş parlamadan Sultan Mehmet Han sabah namazını kıldı. Atına bindi. Butun maiyeti ile on saflara geldi. Guneşin ilk ışıkları ile şiddetli top ateşi başladı. Bu ateşin himayesinde asker, surlara tırmanmaya calışıyordu. Butun şehrin etrafında aynı anda, aynı şiddetle hucum başlamıştı. İstanbul cepecevre tazyik ediliyordu. Mehter takımlarının Âteşin nağmelerine, tekbir sedalarının mehÂbeti karışıyor, bu sesler kilometreler boyunca uzanıyordu. Butun Bizans 28 mayısı 29 mayısa bağlayan gece uyumamıştı.
Ayasofya ’daki ayinden cıkan XI. Konstantin Vlaherna, sarayında bir kac saat dinlenip, Ayıos Romanos kapısına (Topkapısı) gelmişti. Sultan Mehmet Han da Topkapı ’nın dış tarafında idi. Kafî netice bu kesimde alınacaktı. Giustiniani bu sıralarda yaralanıp muharebe meydanından cekilecekti.
Sabah namazından sonra yapılan duadan ve padişahın kısa ve belagatli bir hitabesinden elektriklenmiş olan Turk ordusunda, mehterler butun gucleri ile doverlerken en ileri saflarda Akşemseddin ve Sultan Mehmet Han ’ın hocalarından en meşhuru olan Molla Gurani, muridleri olan derviş gaziler arasında dolaşıp, askere cesaret veriyorlardı.
Derviş gazilerin tekbir sadaları, dalga dalga Bizans surlarına aksediyor, carpıyor, orta cağların en mustahkem kalesini aşıyor, dunyanın incisi ve şehirlerin imparatoricesi sayılan, buyuk beldenin icinde, uğultular halinde yayılıyordu. Augustus ’un meşru halefi olan XI. Konstantin, ağlayarak, mudafaaya devam ediyor, kahramanlık gosteriyor, yerinden kımıldamıyordu. Ardı arkası kesilmeyen Turk savletleri karşısında Bizans surlarının, sallandığını, yıkıldığını, acıldığını buyuk teessurler icinde seyrediyordu.
Fethi Mubin Giustiniani ’nin cekilmesinden mudafaanın Ânî durgunluğu, vaziyeti butun ruhu ile takip eden Sultan Fatih ’in gozunden kacmadı. Dorduncu saf Turk askerinin de Topkapısı surlarına tırmanması emrini verdi. Bu iradesini bildirdiği zaman, bunun nihaî hucum olduğunu da kestirmiş bulunması lazımdır.
ULUBATLI HASAN VE ARKADAŞLARI Ulubatlı Hasan adında kucuk rutbeli ve pek genc bir subay, maiyetindeki 30 askerle beraber, diğer hucum kollarından evvel davrandı. Padişah ’ın sancağını Topkapı surları uzerine dikti. Aynı anda Bizanslıların yuzlerce koldan tevcih ettikleri ateş, ok ve taşlarla şehit oldu. Fakat maiyetindeki 18 kişi de şehit olmakla beraber, diğer 12 ’si sancağı duşurmediler.
Turk bayrağını Topkapı uzerinde goren ve ondan itibaren “Fatih” unvanına hak kazanan Fatih Sultan Mehmet Han, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- efendimizin senasına mazhar olmanın verdiği sevincle, atından inip toprağa secde ve Allah TeÂl ’ya hamd eyledi.
Ve Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimizin, hadis-i şeriflerinde buyurdukları: “Kostantıniyye elbette fetholunacaktır. İmdi onun emîri ne guzel bir emirdir ve ordusu ne guzel ordudur” kelÂm-ı şerifleri tahakkuk etmiştir.
1. İstanbul feth olunmuştur.
2. Butun dunya milletleri, “Ne guzel emirdir” diye medh u sen edilen Fatih Sultan Mehmet Han ’ın, askerlik, şecaat, adalet, zekÂvet, merhamet, daha nice nice faziletleri kendisinde cem etmesi bakımından, kendisine hayran kaldıkları bir devlet reisi ve kumandan olduğunu itiraf etmişlerdir.
3. Ordusunun da ne guzel ordu olduğu tahakkuk etmiştir. Cunku, butun asakir on safda harp etmek arzusunda bulunmuşlar, kur ’a cekilmek mecburiyeti hasıl olmuş, kur ’ada on safa secilen askerler, buyuk bir neş ’e icinde şehadet şerbetini icmek icin alelacele yerlerini almışlardır.
Kaynak: Sadık Dana, İslam Kahramanları 2, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan