Hak dostlarının îkaz ve nasîhatleri, Allah Rasûlu -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in sohbetlerinden birer akistir. Zîr mÂnevî istifÂdenin merkezi O'dur. Rûhî heyecanlarla dolu sohbet, îkaz ve nasîhatler, hep o merkezden teselsulen naklolunan parıltılardır. AbdulkÂdir GeylÂnî -kuddise sirruh- buyurur:
"Ey oğul! Sana takv gerek. Bu sebeple takvÂnın îcaplarını îfÂya gayret et ki, kalbin ic duşmanlıklardan ve cirkin huylardan kurtulsun. Hayırla istikÂmetlensin.
"Ey oğul! Dunyalık toplarken, gece odun toplayan fakat eline ne geldiğini bilmeyen kişi gibi olma. (Eline, seni sokup zehirleyecek bir yılan da gelebilir. Bu sebeple) eline gelen dunyalığın helÂl mi haram mı, meşrû mu yoksa gayr-i meşrû mu olduğuna dikkat et. Butun fiillerinde, takv guneşiyle beraber ol.
KUR'ÂN VE SUNNET İLE AMEL ETMEK
"Ey oğul! Kur ’Ân ile amel etmek, seni Kur ’Ân ’ın mevkîine yukseltir; oraya oturtur. Sunnet ile amel etmek ise, seni AllÂh ’ın Rasûlu ’ne yaklaştırır. RasûlullÂh -sallÂllÂhu aleyhi ve sellem- ’in kalbî ve mÂnevî himmetiyle, Allah dostlarının kalbleri cevresinden bir an dahî ayrılmazsın. Allah dostlarının kalblerini guzelleştiren O'dur.
"Ey oğul! Haram yemek kalbini oldurur. HelÂl yemek ise ihy eder. Lokma vardır seni dunya ile; lokma vardır seni Âhiretle meşgul eder. Yine lokma vardır, seni duny ve Âhiretin Yaratan'ına rağbet ettirir.
"Ey oğul! Nefsinle cihÂd husûsunda sana yardım edenle arkadaş ol. Onun sohbetlerinde bulun. Nefsinin azmasına yardım edenle arkadaş olma. Once kendi nefsinle meşgûl ol, kendi nefsine faydalı ol ve kendi nefsini duzelt. Sonra başkalarıyla meşgul ol. Başkalarını aydınlattığı hÂlde kendini eritip bitiren mum gibi olma.
"Ey Allah yolunda guzel ameller işlemek isteyen kişi! İhlÂslı ol! Aksi hÂlde, boşuna yorulmuş olursun. İnsanları irşÃ‚d etmek, lafla değil, gonulden hÂlis bir inanış ve iştiyÂkla gercekleşir. Yine butun bunlar; halvet, ibÂdet, zikir, riyÂzÂt ve murÂkabe ile alınacak netîcelerdir. Yoksa, şekilcilikten ve zÂhirî gosterişten oteye gecmeyen ve rûha asla işlemeyen birtakım davranışlarla elde edilecek netîceler değildir. Bu sebeple, Allah yolunun yolcusunun dili ile kalbi, ici ile dışı, sozu ile ozu bir olmalı ve aynı şeyi terennum etmelidir."
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, İmandan İhsÂna Tasavvuf, Erkam Yayınları


İslam ve İhsan