Hazret-i İbrahim (a.s.), ust uste gorduğu aynı ruya neticesinde oğlu İsmail'i Allah'a kurban etmeye karar verdi. İbrahim Peygamber, Hacer Validemiz ve İsmail (a.s.) bu imtihan karşında Allah'a, eşi benzeri olmayan bir teslîmiyet gosterdiler.Hazret-i İbrÂhîm -aleyhisselÂm-, BÂbil ’den Şam ’a giderken: “«Ben Rabbime gidiyorum; O bana doğru yolu gosterecek! Rabbim, bana sÂlihlerden bir evlÂd ver!» demişti.” (es-SÂffÂt, 99-100)

Burada, kalbden, yÂni ic Âlemden en yuce dosta doğru bir vuslat yolculuğunun yapıldığına işÃ‚ret vardır. Devam eden Âyet-i kerîmelerde Hazret-i İsmÂîl ’in mujdelenmesi ve kurban edilmesi hÂdisesi şoyle anlatılır:

“İşte o zaman, biz O ’na hilim sÂhibi bir oğul mujdeledik. Babasıyla beraber yuruyup gezecek cağa erişince (babası): «Yavrucuğum, ruyÂda seni kurban ettiğimi goruyorum; bir duşun, ne dersin?» dedi. O da cevÂben: «Babacığım, sen emrolunduğun şeyi yap! İnşÃ‚allÂh beni sabredenlerden bulursun!» dedi. Her ikisi de teslîm olup, (İbrÂhîm) onu alnı uzerine yatırınca: «Ey İbrÂhîm, ruyÂyı gercekleştirdin. Biz ihsÂn sÂhiplerini boyle mukÂfatlandırırız. Bu gercekten cok ağır bir imtihandır.» diye seslendik. Biz oğluna bedel O ’na buyuk bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında O ’na (iyi bir nam) bıraktık: «İbrÂhîm ’e selÂm olsun!» dedik. (İşte) Biz ihsÂn sÂhiplerini boyle mukÂfÂtlandırırız. Cunku O, bizim mu ’min kullarımızdandı.” (es-SÂffÂt, 101-111)

AYNI RUYAYI UC GUN UST USTE GORDU

Hazret-i İbrÂhîm -aleyhisselÂm-, Hacer vÂlidemiz ile İsmÂîl -aleyhisselÂm- ’ı Mekke ’ye bıraktıktan sonra, SÂre vÂlidemizin yanına donmuştu. Arada bir onların yanına uğruyordu. Bir seferinde Mekke ’de bir ruy gordu. RuyÂsında, Âyette buyrulduğu gibi İsmÂîl -aleyhisselÂm- ’ı kurban ediyordu. İbrÂhîm -aleyhisselÂm- ruy şeytÂnî mi, RabbÂnî mi diye şuphelendi. Ancak aynı ruy uc gun devam etti. Bu gunler, hac mevsiminin tevriye, arefe ve bayramın birinci gunu idi.

Bir rivÂyette İbrÂhîm -aleyhisselÂm-:

“–AllÂh, bana bir oğul verirse, onu kurban edeceğim!” demişti. İşte bu sozu sebebiyle imtihÂna tÂbî tutulmuştu.

İbrÂhîm -aleyhisselÂm-, Rabbinden gelen ilÂhî emir uzerine Hacer vÂlidemize, oğlu İsmÂîl ’i yıkamasını ve guzel kokular surmesini; O ’nu bir dostuna gotureceğini soyledi. Hazret-i İsmÂîl ’e de yanına bir ip ve bıcak almasını tenbih etti ve:

“–Oğlum, AllÂh rızÂsı icin kurban keseceğim!” dedi.

ŞEYTAN SENİ KANDIRMIŞ!


Arafatta hacıların vakfeye durduğu yere doğru yol almaya başladılar. Bu sırada şeytan, insan kılığında Hacer vÂlidemizin yanına geldi ve O ’na:

“–İbrÂhîm, oğlunu nereye goturuyor biliyor musun?” dedi.

O da:“–Dostuna goturuyor.” cevÂbını verdi.

Şeytan:“–Hayır, kesmeye goturuyor.” dedi.

Hacer vÂlidemiz:“–O oğlunu cok sever!” diye mukÂbele etti.

Şeytan devamla:“–AllÂh emrettiği icin boğazlayacakmış!” deyince Hacer vÂlidemiz:

“–Eğer AllÂh -celle celÂluhû- emretti ise guzel bir şeydir. Tevekkul ederiz.” dedi.

Şeytan, Hacer vÂlidemizi aldatamayınca İsmÂîl -aleyhisselÂm- ’ın yanına gitti. Bu sefer de O ’na sordu:

“–Baban seni nereye goturuyor biliyor musun?”

İsmÂîl -aleyhisselÂm-:“–Dostuna ziyÂrete.” dedi.

Şeytan:“–Hayır, seni kesmeye goturuyor. Rabbinin kendisine boyle emrettiğini zan¬nediyor!” dedi.

Bunun uzerine Hazret-i İsmÂîl:“–O emretmiş ise, bunu seve seve yerine getiririz!” diyerek şeytanı kovdu. Onu taşladı.

Şeytan İsmÂîl -aleyhisselÂm- ’ı da kandıramamıştı. Bu sefer İbrÂhîm -aleyhisselÂm- ’a dondu:

“–Ey ihtiyar! Oğlunu nereye goturuyorsun? Şeytan seni ruyÂda kandırmış! O ruyÂlar şeytÂnîdir.” dedi.

İbrÂhîm -aleyhisselÂm-:“–Sen şeytansın! Hemen yanımızdan uzaklaş!” dedi. Eline yedişer tane taş aldı ve şeytanı uc ayrı yerde taşladı. İşte hacda kıyÂmete kadar rukun olarak devÂm edecek olan şeytan taşlama, bu şekilde başladı. Bu hÂl, onların tevekkul ve teslîmiyetlerinin bir nişÃ‚nesi olarak ummete numûne oldu.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Nebiler Silsilesi 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan