
Hazret-i Ali -radıyallahu anh- Hazret-i Hasan ’a vasiyette bulunmuştur. İşte ettiği o vasiyetleri...
“Ey oğul, her şeyden once Allah ’dan hakkıyla kork. Butun emirlerini yerine getir. Onu anmakla kalbini yaşat. İpine sımsıkı sarıl. Eğer tutunursan Rabbınızla aranızdaki bağdan daha kuvvetli hangi bağ bulunabilir? Kalbini Rıza ile yaşat. Zahidlikle dunya malını ve ona olan aşkını terketmekle onu oldur.
Ciddi olarak olumu an ve olumu anmakla kalbini yaşat. Herşeyin yok olacağını bil ve kalbinin de yokluk da karar kılacağını ona bildir. Ona dunya facialarını ve musibetlerini teker teker goster. Zamanın şiddetini ve kukreyişini gece ve gunduzlerin aleyhine cevrildiğini duşun, hatırla ve hatırlat. Kendi nefsine kalbine, daha evvel gecmiş evlÂdı insanların kıssalarını ve hikÂyelerini soyle. Mazide insanların başına gelen felaket ve musibetleri duşun. Aynı şeyin tekerrur etmemesi icin dikkat et.
Atalarının topraklarında ve yaşadıkları yerlerde gez. Ve onların eserlerini dikkatle tedkik et. Onlar neler yapmışlar, nereden nereye ne icin goc etmişler? Bunları tedkik ettiğin zaman onların pek yakın arkadaşlarından ve sevgililerinden ayrılıp gurbet ellere gittiklerini goreceksin, tıpkı onlar gibi sen de pek yakında bilmediğin gormediğin yerlere goc edip gideceksin. Şu halde istikbaldeki yerini şimdiden hazırla ve temizle.
Ahiretini dunya ile satma. Bilmediğin şey hakkında konuşma, vazifen olmayan şeye karışma. Ve her hangi işi kendi ehline bırak. Sonunda bir felaket gelmesinden korktuğun yolu terket. Zira bir işte felaket sezildiğinde onu terk etmek, korku ile ilerlemekten hayırlıdır.
Allah yolunda hakkıyla calış. Onun uğrunda mucÂhede ve mucadele etmekten cekinme. Herhangi bir insanın ağır sozleri seni yolundan alıkoymasın. Nerede olursan ol! Hakk ’a ulaşmak icin butun guclukleri aşmaya calış. İslÂmiyette ne var ise hepsini anla ve oğren. Kendini guclukler karşısında sabretmeye alıştır.
Butun işlerde Allah ’ına sığın zira O en iyi koruyucudur, en iyi barınak ve en yakın kurtarıcıdır. Her işinde Allah ’a teslim ol. Zira insanoğluna her şeyi bahşeden de O, mahrum eden de O ’dur. Bir işi yapmadan once onun uzerinde iyice duşun.
En iyi şekilde karar verebilmek icin guvenilir kimselerle istişare et. Bu tavsiyemi anlamaya calış. Ve bundan ayrılmamaya dikkat et. Şunu bil ki, en hayırlı soz faydalı olandır. Fayda vermeyen ilimde hayır yoktur. Oğrenilmesi luzumlu olmayan ilimden de bir faide temin edilmez.
Ey oğul! Kendimi, hayatımın son demlerini yaşadığımı ve gittikce zayıflamakta olduğumu gorunce bu tavsiyemi sana bildirmekte acele etmeyi uygun gordum. Zira duşunduğum butun şeyleri sana soylemek icin bir zaman bulamadım. Ecelimin gelmesinde vucudumun zayıflaması gibi hafızamın da zayıflamasında, hev ve heveslerin veya dunya fitnelerinin benim nasihatımdan once kalbine hakim olmasından, bunun neticesi olarak da huysuz bir at gibi olmandan endişe ederek sana nasihatimin bir kısmını yazıyorum.
Ey oğul! Benim vasiyetimden edineceğin şeylerin en hayırlısı Allah ’tan korkup O ’na sığınmak, O ’nun sana farz kıldığı şeyleri yerine getirmek. Atalarının ve gecmiş insanların izini takip etmekdir. Şimdi sen kendi nefsine nasıl guven ve itimatla bakıyorsan, senden evvel gecen ataların aynı şekilde kendilerine guveniyorlardı. Şimdi, sen nasıl duşunuyorsan onlar da aynı şeyi duşunuyorlardı. Fakat neticede iyi ve doğru buldukları şeyi tuttular vazifelerini noksansız yapmaya calıştılar. İşte onların neticede vardıkları şeyi ve takip ettikleri yolu takip etmek istemiyorsan, onların başında takip ettikleri yolu aynen takip et. Fakat bu, şuphelerini coğaltmak ve duşmanlıklarını artırmak icin değil. Doğruyu ve hakikati anlayıp oğrenmek icin olsun.
Tetkiklerini yaparken evvel Allah ’a sığın. Ondan başarılar dile. Seni şupheye goturecek veya kotuluğe duşurecek her şeyi terk et. Kalbinin her turlu kotulukten durulduğunu, fikirlerinin toplandığını ve tek arzunun hakikati bulmak olduğunu gorunce sana soylediğim hususları duşunmeye başla. Şayet bunlara sahip olduğuna kani değil isen karışık mevzulara girişme. Zira onunu goremeyen bir kimse gibi olursun ki, her an icinden kurtulmak pek guc olan cukurlara, ucurumlara duşersin. Boylece karanlıklar icinde, zulmetler arasında boğulup mahvolmaya mahkûm olursun. Onunu gormeden yurumek ve her an ucurumlara yuvarlanmak tehlikesiyle karşı karşıya kalmak ise İslÂmiyeti oğrenmek isteyenlere yakışmaz.
Ey oğul! Bu tavsiyelerimi dinle ve anla. Ve bil ki her canlının olumunu elinde tutan, yaşamasını da elinde tutmuştur. Varlıklara can verip yaşatan, neticede onları oldurendir. Zenginleri fakir, fakirleri zengin yapan O ’dur. Her turlu belayı ve hastalığı veren O. Her belaya bir deva bulan yine O ’dur. Dunya taşıyla, toprağıyla, rengiyle, şekliyle, ağacları ile meyveleriyle O ’nundur. O ’nun isteği ve arzusu uzerine hareket etmektedir. Ahiret de hesabıyla, cezasıyla, cennetiyle, cehennemi ile ve bizim bilmediğimiz daha bir cok şeyleriyle O ’nundur. Bu hususların birisini bilmediğini gorunce onu cehaletine atfet. Zira sen cÂhil yaratılıp sonra oğretilen ilk yaratıksın.
İlimde her ne kadar ilerlersen, bir cok şeyde şuphesiz yine bilmediğin bulunacaktır. Cunku duşunme sahasının oluşunda gorme kudretinin pek ilerisinde bulunan cok şeyler vardır. Şayet bunlardan birisine muttali olabilir ve Allah sana bazı şeyleri oğretirse onu kendi kudretinle meydana getirip kazandığını zannetme. Bilakis bunun icin seni yaratan, rızıklandıran ve seni guzel varlık şeklinde meydana getiren ulu varlığa sığın. İbadetin O ’nun icin olsun. Aşkın O ’na olsun, korkun yalnız O ’ndan olsun!
Bil ki ey oğul! Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- ’in Allah hakkında bildirdiği gibi, hic bir kimse bildirmedi. Ve bildiremez. O ’nu bir onder ve kurtuluş ordusunun kumandanı gibi kabul et. Bil ki ey oğul! Seni yaratan Rabbim ’in bir ortağı olsaydı sana peygamberleri gelirdi. Boylece O ’nun sıfatlarını ve işini oğrenirdin. Fakat o kendisinin soylediği gibi tek ilÂhtır.
Kendi mulkunde hic bir kimse O ’na duşmanlık besleyemez. O doğurmamıştır. Doğurulmamıştır. Olmeyecektir. Ebedîdir. Her şeyden evvel vardır. Fakat varlığının bir başlangıcı yoktur. Her şeyden sonra kalacaktır. Fakat kalmasının da bir sonu yoktur. Kudreti, buyukluğu, kalbin, gozun cercevesi haricindedir. Eğer bunları bilir ve inanırsan, kucukluğunu duşunerek yakıştığı gibi hareket et.
O ’nun karşısında kuvvet ve kudretsizliğini duşun! Her hususda O ’na ihtiyacın vardır. O ’na yonel. Rızasını dile. Cezasından kork. Emirlerini yerine getirmeye calış. Zira O iyilikden başkasını emretmez. Nehiylerinden kacın. Cunku O, kotulukten başkasını nehyetmez. Ey oğul! Dunyayı ve onun turlu hallerini, icinde bulunan butun şeylerin başka bir yere goc edeceğini, ahireti ve ehli icin orada yapılacak şeyleri, akibetlerini bildirdim. Bunlar hakkında senin ibret alman icin bazı misaller verdim. Bu misaller ile senin kurtuluşunu umid ettim.”
İslam ve İhsan