
FÂtih ’in eşsiz dehÂsının eseri olarak; gemiler, karadan yurutuluyor; havan topları, mevzîlerine oturtuluyordu. Gonuller, bir an evvel Bizans ’a girip Ayasofya ’da ezÂn okuyabilmenin heyecÂnını duyuyordu. Fetih devam ederken bu fethe onculuk eden gizli kahramanları goren, Horasan ’dan gelip İstanbul fethine iştirÂk eden Ubeydullah AhrÂr Hazretleri ’nin oğlu HÂce AbdulhÂdî esrarengiz askerleri anlatıyor.
İstanbul'un fethine şahit olan asker:
“Ne olursa olsun inşÃ‚allÂh zafer bizimdir!..”
“Artık ya şehîd olup cennete, veya zaferle Bizans ’a gireceğiz!..” diyordu.
Her biri, uzerlerine lav gibi ateş akıtan Bizans ’ın surlarına tırmanmak icin:
“Bugun şehîdlik sırası benimdir!” diyerek şehÂdet vuslatının aşk ve heyecanını yaşıyordu.
İSTANBUL'UN FETHİNE KATILAN ALLAH DOSTU
Bu feth-i mubîne, Orta Asya ’dan tayy-i mekÂn ederek Ubeydullah AhrÂr Hazretleri ’nin de iştirÂk etmiş olduğunu, torunu HÂce Muhammed KÂsım şoyle nakleder:
“Ubeydullah AhrÂr Hazretleri, perşembe gunu oğleden sonra Âniden atının hazırlanmasını emretti. Atına binip sur ’atle Semerkand ’dan dışarı cıktı. Talebelerine: «–Siz burada oturunuz!.» buyurdu.
MevlÂn Şeyh adı ile mÂruf bir talebesi, kendisini bir muddet takip etti. Ubeydullah AhrÂr Hazretleri ’nin, atının uzerinde bir sağa, bir sola meylinden sonra kaybolduğu haberini verdi. Ubeydullah AhrÂr Hazretleri bir muddet sonra dondu. Talebeleri, heyecanla bu Ânî yolculuğun hikmetini sordular. O da:
«–Turk sul­t­nı Mehmed Han, benden istiÂne etti. Yardım diledi. Ben de ona yardım etmeye gittim. Allah TeÂl ’nın izni ile zafer kazanıldı.» buyurdular.”
SEL GİBİ AKAN ORDU
Horasan ’dan gelip İstanbul fethine iştirÂk eden pîr Ubeydullah AhrÂr ’ın oğlu HÂce AbdulhÂdî şoyle anlatır:
“İstanbul ’a gittiğimde Sultan 2. BÂyezîd, babam Ubeydullah Ah­rÂr ’­ın şekil ve şemÂilini şu şekilde tÂrif etti:
«–Babam FÂtih anlattı: Fethin en şiddetli zamanında Rabbime iltic ederek, zamanın kutbunun imdÂda yetişmesini istedim. Şu şu vasıfta, bir beyaz atın uzerinde karşıma geldi:
“–Korkma! Zafer senindir!..” buyurdu.
O pîre:
“–KuffÂr askeri cok fazla!” dedim.
O da bana cubbesini acarak:
“–İcine bak!” dedi.
Cubbesinin yeninin icinden sel gibi akan bir ordu gorunce hayretler icin kaldım. Hazret:
“–Bu ordu sana yardıma geldi.” dedi ve devam etti:
“–Şimdi şu tepenin uzerinden uc defa kos ’e tokmak vur! Ve butun askere hucûm emrini ver!”
Ben de aynen oyle yaptım. O pîr de, ordusu ile hucûma iştirÂk etti. Feth-i mubîn gercekleşti...”
VelhÂsıl FÂtih ’in, fetih sırasında cumle evliyÂnın himmet ve rû­h­ni­yetinden mustefîd olduğu, tÂrihî bir vÂkıadır.
Kaynak: Abide Şahsiyetleri ve Muesseseleriyle OSMANLI, Osman Nuri Topbaş, Erkam Yayınları, 2013
İslam ve İhsan